Köprüde ek şerit uygulaması yararlı mı?

15 yıl, 20 yıl? Tam tarihi bilmiyorum ama senelerdir var bu uygulama...

Akşam saatinde Avrupa yakasından Anadolu’ya geçerken, sabah da Anadolu-Avrupa yönünde karşı taraftan bir şerit alınıyor köprülerde...

Boğaziçi Köprüsü’nden sabah ve akşam bir taraf hep iki şeride düşüyor.

Bu uygulama ilk başladığında mantıklıydı.

Avrupa ve Anadolu yakasındaki nüfus yoğunluğu farkı fazlaydı...

Anadolu yakasında Ataşehir gibi yerleşim bölgeleri, Kurtköy gibi iş merkezleri, Sabiha Gökçen Havaalanı, dev alışveriş merkezleri yoktu...

Şimdi ise Anadolu yakası da Avrupa yakası gibi...

Dünyada uzmanlar ek şerit uygulaması için trafik yoğunluğunun 3’e 1 olması, 2’ye 1 oranında da denenebileceğini söylüyorlar.

Yani akşam saatinde Avrupa’dan Anadolu yakasına 3 araba geçerken, Anadolu yakasından da Avrupa’ya 1 araba geçmesi gerekiyor ki bu ek şerit uygulaması
ideal şekilde çalışsın...

3 araba geçerken diğer taraf 2 araba geçen yoğunluğa sahipse, ek şerit uygulaması yarardan çok zarar getiriyor.

Özellikle Boğaziçi Köprüsü’nde son 10 yılda yukarıda saydığım gerekçelerle trafik yoğunluğu karşılıklı arttı.

Akşam saatinde Anadolu yakasından Avrupa’ya geçen insan sayısı artık çok fazla...

Sabah saatinde de Avrupa yakasından Anadolu’ya...

Ama bizim ek şerit uygulaması 15 yıl önceki haliyle aynen sürüyor.

Bu trafik yoğunluğu oranları ve doğru şeridi doğru zamanda açma üzerine, en son ne zaman ince hesaplar yapıldı acaba...

Çünkü bu gerçek bir ince hesap işi...

Son yıllarda bakıyorum, iki şeride düşen tarafta anında uzun kuyruklar oluşuyor.

Bir taraftaki trafiği rahatlatalım derken, diğer taraftaki kilit oluyor.

Zaman ve yakıt tasarrufu konusunda belki de yarardan çok zarar veriyor ek şerit uygulaması...

Belki de Boğaziçi Köprüsü’nde bu uygulamaya son vermek gerekiyor.

Canlı bomba itilir mi?

Polisin, suçluya karşı ne zaman nasıl silah kullanacağı konusunda tecrübesi yok...

Polis kimi zaman canlı bombaya karşı bile silah kullanmaya korkuyor...

Kimi zaman da yanlış yerde savunmasız vatandaşa silahını çekip ateşliyor.

Demek ki bu konuda ciddi bir eğitim eksiği var.

İşte son karakol saldırısı...

Sultangazi’de canlı bomba karakoldan içeri bomba atıyor, bomba patlamıyor...

Görevli polis memuru iterek canlı bombayı dışarı çıkarmaya çalışıyor.

Oysa yapacağı tek şey var; silahı çekip vurmak.

Bomba atana dünyanın hiçbir yerinde başka türlü davranılmaz çünkü...

Bunu yapmadığı için canlı bomba üzerindekileri patlatıyor, polis şehit oluyor.

Ne yazık ki polisimiz nerede ne zaman silahını doğru şekilde kullanacağını bilmiyor.

Avcı rahat değil...

Türkiye-Estonya maçında tam Abdullah Avcı’nın arkasındaki tribündeydim...

Aramızda 15 metre ya var ya yok, bu yüzden Hoca’yı yakından gözlemledim.

Abdullah Avcı hiç rahat değil! Futbol açısından değil, kıyafet açısından...

Ceket, kravat, gömlek 10 numaraydı ama pantolon kesimi yanlıştı Hoca’nın...

Bu yüzden de kulübeye oturup kalktıkça sürekli yukarı toplandı, arkadan pot yaptı dar kesim pantolonu.

Bu da Avcı’ya maç boyunca rahatsızlık verdi...

Hoca modacısını ya da mağazasını acilen değiştirmeli!

Taraf’ın tavsiyesi

Taraf, Başbakan’ın “Boğaz’a karşı içip ahkam kesiyorlar” sözleri üzerine Boğaz’a karşı içilen ucuz mekanların listesini yayınladı. Cihangir Parkı’nın hemen üstündeki merdivenleri de tavsiye etmişler.

Evet tavsiye edilebilecek bir yer.

Ah bilseler bir de, ne çekiyoruz biz o merdivenlerden...

Taraf’ın dediği gibi birasını alan kızlı erkekli gruplar oraya geliyor, manzaraya karşı sabaha kadar içiyorlar...

Şikayetçi miyim?

Sadece hep bir ağızdan şarkı söylediklerinde...