Keşke Tatlıses de olsaydı, Sezen ve Cem de olsaydı

Deniyor ki; “Orhan Gencebay’ın ne işi var akil insanlar kadrosunda?”

Haberin Devamı

Hülya Avşar’a teklif götürülmesiyle dalga geçiliyor.
“Bari Ajdar da olsaydı” deniyor...
“Türkiye’nin akil insanları bunlar mı?” diye vah vah çekiliyor.
Oysa ben bu listede, toplumun her kesiminden olduğu gibi sanat dünyasından ünlülerin de yer almasını doğru buluyorum.
Keşke Hülya Avşar kabul etseydi bu görevi...
Keşke İbrahim Tatlıses’e de teklif edilseydi...
Keşke kadroda Cem Yılmaz da olsaydı...
Popüler kültür hayatımızı domine eden bu insanların olması meseleyi sulandırmaz...
Çünkü bu insanlardan beklenen, barış sürecinde derinlemesine analizler yapmaları, Türk-Kürt meselesi üzerine felsefi tartışmalara girmeleri değil...
63 kişilik akil insanlar listesinde onları yapacak başka isimler var.
Sanatçılardan beklenen; barış sürecinde kamuoyunun hassas sinir uçlarındaki elektriklenmeyi azaltmak.
Bu yüzden keşke hem doğuda hem batıda sevilen İbrahim Tatlıses de olsaydı diyorum.
Türk’ü de Kürt’ü de güldüren Cem Yılmaz da olsaydı diyorum.
Keşke Sezen de, Hülya da kabul etseydi...
Şimdi, “Orhan Gencebay ne alaka?” diyorsunuz ama gidin bakın Karadeniz’e, “Orhan Baba bir işe he diyorsa o işte doğruluk vardır” diyecek binlerce kişiyi bulacaksınız...
Akil insanlar listesindeki sanatçıların görevi bu. Bu yüzden Leman’ın bu haftaki sayısında akil adam olarak Deli Cevat’ı önermesini de doğru bulmuyorum.

Haberin Devamı

Şov değil vandallık!

Spor medyası şu statlarda meşale yakma işine alkış tutmayı bırakmalı artık.
Fenerbahçe taraftarının, seyircisiz oynanan Bate maçında stat dışından paraşütle meşale göndermesi neredeyse dahiyane buluş olarak sunuldu...
“Avrupa, Fenerbahçe taraftarının şovunu konuşuyor. Fenerbahçe taraftarı rakibi şaşırttı” falan diye alkışladı spor medyası bu sersemce gösteriyi.
Ne oldu?
UEFA ceza yağdırdı...
Hadi sıkıysa medyanın alkışladığı bu ‘şovu’ bir daha yapsın Fenerbahçe taraftarı...
Bir yıl Avrupa’dan men cezası alacaklar.
Real Madrid maçının 34’üncü dakikasında da Galatasaraylılar meşale yaktı statta...
Baktım, gazeteler yine alkışlıyor bu sersemce gösteriyi “Real’lileri şaşırtan şov” diye...
Ne şovu kardeşim? Artık Avrupa statlarında ve UEFA nezdinde vandallık kabul ediliyor bu olay...
Yangın tehlikesi var, yaralanma tehlikesi var, dumandan zehirlenme tehlikesi var...
Yıllar önce Avrupa statlarının icat ettiği, sonra yasaklanmış bir gösteriyi bizim taraftar hâlâ yapıyor ve Real’liler şaşırıyor öyle mi?
Güldürmeyin beni.
Real’lilerle iç içe izledim maçı, hiç şaşırdıkları falan yoktu, “Delirmiş bunlar” diye bakıyorlardı.
Ama bizim medya hâlâ övüyor bu vandallığı. “Galatasaray taraftarı maça damga vurdu” diyor...
“Real taraftarı bu şovu cep telefonuyla kaydetti” diyor...
Arkadaşlar siz böyle alkışladıkça, kendini bilmez taraftar da gerçekten bir şey yaptığını zannediyor, Avrupa’da maçlara damga vurduğunu sanıyor.
Her maçta meşale yakmaya devam ediyor.
Türk takımlarına zarar veriyor.
Buna da çanağı spor basını tutuyor...

Haberin Devamı

Madrid’le İstanbul farkı

Bernabeu Stadı, Madrid’in göbeğinde...
Stada girmek de çok kolay, çıkmak da...
Şehrin göbeğinde olmasına rağmen trafik arapsaçına dönmüyor.
Maç öncesinde trafik yarım saat sıkışıyor, maç çıkışında 20 dakika...
Oysa İstanbul’da Arena’da maç olsa, bütün TEM, Levent, Maslak kilit oluyor.
Şükrü Saraçoğlu’nda olsa, karşıya geçmek mümkün değil.
Seyircinin en kolay dağıldığı İnönü bile bütün şehrin trafiğini etkiliyordu.
Bernabeu’dan çıkarken, “Neden bizde böyle değil” diye dert yanıyordu arkadaşlar...
Söyleyeyim; nüfus yüzünden...
Madrid dediğin yerin nüfusu 4 milyon. İstanbul’un nüfusu 14 milyon.
Neredeyse Madrid’dekinden dört kat daha fazla insan var İstanbul’da.
Böyle olunca trafik de dört kat daha fazla oluyor, şehirde çekilen eziyet de.
İstanbul’un nüfusunun Madrid gibi 4 milyon olduğunu düşünsenize...
Ne derdimiz kalır, ne tasamız...

Yazarın Tüm Yazıları