Kenya’yı da karıştırdılar Cicişler diskalifiye oldu!

Daha 4 gün önce Kenya’ya giden ekipte sunucular Ertem Şener ve Helin Avşar’ın dışında yarışmacı olarak Prof. Şener Üşümezsoy,  Tuğba Özay, Berksan, Cicişler, Önder Bekensir, Billur Kalkavan, Burcu Çetinkaya gibi isimler yer alıyor.
Türkiye’de sürekli sansasyonel haberlerle gündeme gelen Ciciş Kardeşler Esra-Ceyda Ersoy, gider gitmez Kenya’yı da karıştırmışlar.
Bir tartışma sırasında diğer yarışmacı Şuayip Dağıstanlı’nın kafasına fener atmışlar...
Sürekli huzursuzluk yaratmışlar...
Konuşmaları ve tavırlarıyla daha ilk günden diğer yarışmacıların tepkisini çekmişler...
Kendilerine verilen çadırı beğenmeyerek, “Neden Zaza daha büyük çadırda kalıyor” demişler...
Bütün çadırların aynı olduğu söylense de “Biz daha büyük çadır isteriz” diye kriz yaratmışlar.
Bir yolculuk sırasında tuvaleti gelen Berksan’a “Çişini tutsana gerizekalı” diye hakaret etmişler.
Daha ilk haftada tüm bu yaşananlardan sonra diğer bütün yarışmacılar Cicişler’e cephe almışlar.
Hatta Zaza ve Billur Kalkavan, sözleşmede yer alan tazminatlarını ödeyerek Türkiye’ye dönmek istemişler...
Programı çeken yapım şirketi de Cicişler’le ilgili sıkıntıları İstanbul’a iletince ve “Bizde bunlarla çalışmak istemiyoruz” deyince duruma TV8 yönetimi el koymuş.
Ve Ciciş kardeşlerin yarışma daha başlamadan diskalifiye edilmesine karar verilmiş.
Şimdi Cicişler ilk uçakla İstanbul’a geri gönderilecekler.
Yerlerine hangi ünlünün Kenya’ya gideceğini sordum...
TV8 yönetimi adaylar arasından henüz seçimini yapmamış...

Anlatamazsın

Terör olaylarının yaşandığı dönemde tepkileri kontrol etmek için sosyal medyaya devletin anlık müdahaleler yapacağı haberi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından yalanladı.
“Böyle bir müdahale söz konusu olamaz” dedi Bakan...
Ama fark etmez...
Şimdi bakın bundan sonra ne zaman Twitter ve Facebook’ta teknik bir problem yaşanıp sitelere girilemese olay hemen devletin müdahalesi olarak değerlendirilecektir.
Sosyal medya tam da böyle manipülasyonlar yeridir zaten...

Yoldan çıkaran levhalar

Şehirler arası yollarda giderken tarihi yerleri ve ören yerlerini gösteren kahverengi tabelalar vardır ya...
Hani hepimizin sapmak istediği ama bir türlü zamansızlıktan sapamadığı tabelalar...
Gazeteci arkadaşımız Murat Köksal bu yazı o tabelaların peşinde geçirdi işte...
Arabasına atladı İstanbul’dan Çanakkale’ye, Çanakkale’den İzmir’e gördüğü kahverengi tabelaları takip etti.
Gördüklerini de fotoğrafladı, izlenimlerini yazdı bir kitapçık haline getirdi.
Babakale, Zeus Altarı, Üç Dedeler Türbesi, Pitane gibi Ege’nin mutlaka görülmesi gereken tarihi yerleri...
Bu yaz geçti olmaz demeyin...
Atlas’ın eylül sayısını alın ve dergiyle birlikte verilen bu kitapçığı bir kenara saklayın...
Bu yaz olmazsa bir sonraki yaz mutlaka işinize yarayacaktır.

Tebrikler Günay...

Arkeoloji eğitimi almış biri olarak arkeoloji haberlerinin gazetelerin birinci sayfalarına çıkması sevindiriyor beni...
Türkiye’den kaçırılan, talan edilen tarihi eserler ise yıllardır kanayan yaramızdır...
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 5 yıllık görev süresi boyuncu Allah’ı var bu konu üzerinde büyük bir titizlikle çalıştı...
Kaçırılan tarihi eserlerin Türkiye’ye iadesi konusunda uluslararası alanda büyük çaba gösterdi.
Bunun sonuçlarını da aldı, almaya devam ediyor...
Bakanlığı döneminde 3336 eserin Türkiye’ye iadesini sağladı.
İşte son olarak 1966 yılında kaçırılıp Amerika’ya götürülen Truvalı Helen’in takıları Türkiye’ye geldi.
24 parçalık paha biçilmez bir koleksiyon bu...
Şimdi ait olduğu yerde, Troya’da sergilenecek bu eserler...
Gazetecilere bu koleksiyonu gösterirken Bakan Günay’ın duygulanıp gözleri yaşardı.
Ancak bu işin ne kadar önemli olduğunu anlayabilecek biri yaşayabilir bu duyguyu...
Zaman zaman eleştirsek de Günay ve ekibi büyük bir alkışı hak ediyor, Anadolu’nun görkemli tarihine gösterdiği ilgiden ötürü...

Masrafını anca çıkardı ama büyük ödül aldı

İsmail Güneş’in filmi Ateşin Düştüğü Yer’i çok beğenmiştim ben...
Bir iki kez yazdım, haberlerini yaptım ama film çok fazla seyirciye ulaşmadı. Hatta geçen sene Altın Portakal’da ön elemeyi bile geçemedi...
O film gitti Montreal Film Festivali’nden büyük ödülü aldı geldi.
Jürinin filmi izledikten sonra tartışmasız ve ikinci bir alternatif aramadan, deyim yerindeyse ‘gözü kapalı’ büyük ödülü Ateşin Düştüğü Yer’e verdiğini yapımcılarından öğrendim...
Tek bir jüri üyesi bile itiraz etmemiş.
Bu arada film kendi masraflarını anca karşılamış Türkiye’deki seyirci sayısıyla...