Kara Murat filmlerindeki yabancılar

Kilise ve camilerde neden komedi filmi çekilemez diye sormuştum.

Kutsal Damacana’ya Ermeni ve Rum Patrikhanesi’nin çekim izni vermemesi üzerine...
Hıristiyan, Müslüman fark etmez din adamlarının bu konuda daha esnek olabileceğini düşünüyorum.
ıHD’de (ınsan Haklar Derneği) genel başkan yardımcılığı yapmış, şimdi Adalar Belediyesi’nde Başkan’ın danışmanlığını yapan Raffi Hermon Araks ise gönderdiği elektronik postada Patrikhane’nin hassasiyetinde haklı olduğunu söylüyor.
“Kara Murat, Tarkan filmlerinde sürekli kilise ve papaz kullanılmış ve yıllarca bunlar alay konusu edilmiş, aşağılanmıştır. Bu filmlerle yetişen çocukların kafasına kilise işkence yapılan sapkınlık yerleri, papazlar ise sapık ve acımasız insanlar olarak kazınmıştır” diyor...
Tarkan ve Kara Murat filmlerini şöyle bir düşününce itirazında yerden göğe kadar haklı Raffi Hermon...
“Hrant Dink’lerin öldürülmesinde, papaz cinayetlerinde genç kuşakları yetiştiren bu filmlerin hiç mi etkisi yok” diye soruyor...
Tarkan ve Kara Murat filmleri bu açıdan bakınca gerçekten sabıkalıdırlar.
Bu filmlerde tek iyi bir ‘yabancı’ karakter yoktur.
Neyse ki son dönemde çok yayınlandığını görmüyorum ekranda...

İstanbul’u en iyi gösteren film

Eski Türk filmlerini ıstanbul manzaralarını görmek için izlerim çoğu kez...
Binaların olmadığı, Emirgan’ın Tarabya’nın yazlık sayıldığı yıllar, Anadolu yakasında bomboş uzanan araziler film karelerinde gözükür...
Filmden çok arka planda ıstanbul’u seyrederim.
Yıllar yıllar sonra böyle seyredilecek en iyi film hangisi olacak dersiniz; Organize ışler...
şu sıralar Türkmax’ta yeniden izledim filmi, hem de iki kez...
Ne güzel bir şehirde yaşıyoruz dedim tekrar tekrar.
Dünyanın bütün şehirlerini getirseniz bir ıstanbul etmez.
Yılmaz Erdoğan nasıl da hakkını vermiş bu güzel şehrin...
Organize ışler’i 50 yıl sonra da sadece ıstanbul’u görmek için bile seyredecek o kadar çok insan olacak ki...
Ölümsüz bir film yaptığının farkında mısın Yılmaz?..

Olmadı Sinan Çetin

Gazeteciler Sinan Çetin’e sordular, “Avrupa Yakası’nın son 7 bölüm parasını neden oyuncularınıza ödemediniz” diye...
Sinan Çetin de yanıt vermiş; “Kanaldan almadım ki ödeyeyim. atv, 7 bölümü ne zaman öderse ben de oyunculara o zaman ödeyeceğim” diye...
Halen televizyona 10’larca yapım hazırlayan, Avrupa Yakası’ndan 190 bölümde milyonlarca dolar kazanan Sinan Çetin bu lafı hiç söylememeliydi.
Atv, Sinan Çetin’in parasını ödemeyecek mi?
Bugüne kadar tıkır tıkır ödediğini ben biliyorum, 7 bölümü de ödeyecek...
Peki bu kadar güçlü bir yapımcı cebinden çıkarıp 7 bölüm parasını kanaldan almadan oyuncularına ödese ne olur ki? Plato’nun bütçesi içinde büyük kalemler değil bunlar.
O oyuncular içinde halen televizyonda iş yapmayanlar var...
Sinan Çetin bu lafı söyleyeceğine, “Kanaldan almadık ama ödemeleri ufak ufak yapıyoruz” dese ve bunu uygulasa daha da çok büyürdü...
Piyasada da “Demek Cihangir, Sinangir’e böyle dönüşüyormuş” diye konuşulmazdı.
Ayrıca Çetin, iş ortağı atv’yi de ‘para ödemeyen kanal’ pozisyonuna düşürüyor ki, bu doğru değil.

Ortaköy entel pazarı

Ortaköy’ün orta yeri entel pazarı diye geçer...
Sahile çay bahçelerine inen yollar yüzükçüler, takı satanlar, incik-boncuk ve kitap tezgahlarıyla doludur.
Bizim üniversite yıllarımızda tek tük açılarak başlayan bu tezgahlar sonraki yıllarda kalıcı bir hale dönüştü ve ‘entel pazarı’ olarak anılmaya başlandı.
Beşiktaş Belediyesi, şimdi o tezgahları kaldırmaya hazırlanıyor. Hem de apar topar bayramdan hemen sonra...
Tezgah sahipleri de isyanda...
Bir karmaşa yarattığı, başı boşuzuk bir halde olduğu doğrudur bu tezgahların ama Ortaköy’ün karakteristik özelliklerinden biridir bu ‘entel pazarı’...
Tamamen kaldırıp yok etmek yerine ara bir formül bulmak mümkün değil mi bu işe?..

Değişen bir şey yok...

Metin Oktay’ın ölüm yıldönümüydü dün...
1991 yılında nasıl kaybetmiştik Taçsız Kral’ı...
Boğaz Köprüsü’nün girişinde, o dönem yollarda bariyer olarak sık kullanılan yol kenarındaki içi su dolu bidonlara aracıyla çarparak...
Aynı Boğaz Köprüsü’nde altı ay önce de uyarı işaretleri olmadığı için güçlendirme çalışmalarında kullanılan tümsekler yüzünden feci bir kaza oldu.
Yani yollarda uyarı levhası adına 18 yıldır değişen bir şey yok...
Öyleyse biz de değişmeyen bir marşla selam çakalım Taçsız Kral’a;
Taçsız Kral Metin Oktay
Tek aşkıydı Galatasaray
Senin gibi Cimbomluyu
Unutur mu bu taraftar
Yazarın Tüm Yazıları