Paylaş
Dün sabah gazetede Fikret Ercan ve Selim Akçin’le bunu tartışıyorduk.
Ben yoktum ama ikisi de olaylı gecenin bizzat şahidiydi.
En fazla sahip çıkan, millet yuhalarken Ahmet Kaya’ya kol kanat geren isim rahmetli Savaş Ay olmuş...
Sonra Mehmet Aslantuğ...
Edip Akbayram...
Ve tabii geceyi düzenleyen Magazin Gazetecileri Derneği.
Magazincilere burun kıvrılır ama o dönem MGD Onursal Başkanı Nurettin Soydan başta olmak üzere bütün yönetim kurulu Ahmet Kaya’ya siper olmuşlar.
Peki Kadir İnanır?
Fikret Abi, “Etrafı sakinleştirdiğini, ‘delirdiniz mi, ne yapıyorsunuz, kendinize gelin’ diye sakinleştirici bir konuşma yaptığını hatırlıyorum” dedi...
Ya Kadir İnanır’ı çıldırtan, olaylar sırasında tuvalette olduğu iddiaları...
Açtım dün sabah Kadir İnanır’a sordum...
Burnundan soluyordu, “Bu iftirayı benim üzerime atanlardan hesabını soracağım” dedi...
Devam etti:
“Benim yanımda Ahmet Kaya’ya laf söyleyecek adam anasından doğmadı daha...
O gün de öyleydi, bugün de öyle...
Yaptığı her şarkıyı bana dinletirdi. Rahmetlinin yaptığı tek bir film müziği var o da benim oynadığım Tatar Ramazan...
Açsınlar Tatar Ramazan’ı izlesinler.
Benim için yaptığı o filmin müziğini...
Bizim öylesine bir hukukumuz vardı.
O gece salondan apar topar kalabalık içinde dışarı çıkarken bile tek selamı bana verip gitmiştir...
Ahmet Kaya’ya dün de laf söyletmedim, bugün de laf söyletmem.
Benim hakkımda çıkan uydurma haberleri uç uca eklesen buradan Fatsa’ya yol olur...
Ama Kadir İnanır’ı bilen de bilir...”
İşte Kadir Abi’nin Ahmet Kaya ve geceyle ilgili söyledikleri bunlar.
AKP’li Yağmurdereli Gezici oldu
Ahmet Kaya’ya MGD gecesinde saldıranları Gezici ilan etti Başbakan...
Sonra fotoğraflar ortaya çıktı.
O gece en çok bağırıp çağıranlardan Ahmet Kaya’ya saldıranlardan biri de Osman Yağmurdereli.
Yağmurdereli, 2007’de AKP milletvekili olarak Meclis’e girdi, 2008’de hayatını kaybetti.
Meğer AKP’de bir Gezici milletvekili varmış da haberimiz yokmuş!
Nejat Baba
Yıllarca Nejat Uygur mizahına burun kıvıran bir kesim vardı...
Avam bulurlardı...
Beğenmezlerdi...
İtiraf edeyim 1993 yılında Kocamustafapaşa’daki tiyatrosunda ilk defa sahnede izleyene kadar ben de öyleydim...
25’li yaşların kendini bilmezliği işte...
Sahnedeki duruşuna, esprilerine, basit diline kahkahalarla güldüğümü hatırlıyorum ilk seyrettiğimde...
Sonra Nejat Uygur, Süheyl ve Behzat sayesinde benim için de Nejat Baba oldu...
Baba nasıl...
Baba’yı izlemeye gidelim...
Baba’ya selam söyle...
Son yıllarda hep;
Baba’nın durumu nasıl der olmuştuk.
Ve Baba’yı dün son yolculuğuna uğurladık.
Türk halkını en iyi tanıyan mizahçılardan biriydi.
Bir dönem Star’da gösterilen tiyatro oyunları reyting rekorları kırardı.
Yine gösterir mi kanallar acaba?..
Nur içinde yat Nejat Baba.
İsmin her anıldığında dudağımıza bir gülümse yayılacak.
THY’de alkol testini Denzel Washington başlattı
2013 Ocak ayı başında Denzel Washington’un alkollü bir pilotu canlandırdığı “Uçuş” adlı film vizyona girmişti...
O zaman THY pilotlarına alkol testi uygulaması yoktu.
Ben de filmden hareketle, “Trafikte bile bu kadar alkol testi yapılırken THY pilotlarına neden yapılmıyor” diye yazmıştım.
“Uçuş” filmi çok ses getirdi... THY içinde de tartışıldı.
Hatta o dönemde THY’nin pilotlarına filmi yasakladığı haberleri yapıldı.
Film hakkında çok yazıldı, çizildi...
Önceki gün THY, pilotlarına ve kritik görevdeki personeline Şubat 2013’ten bu yana alkol ve uyuşturucu tespiti yapıldığını açıkladı.
THY bu filmden çok önce alkol muayenesini gündemine almış ama kontrollere bu filmden sonra başlamış.
Bu yüzden “Danzel Washington THY’de alkol testi başlattı” demek yanlış olmaz.
Not: THY’nin bu uygulamasından sonra, “THY, alkol kullanan personeli tespit etmek için bunu yapıyor” yorumları yapılmaya başladı.
Havacılıkta en önemli şey can güvenliğidir.
Alkollü bir pilota kim yüzlerce insanın canını emanet edebilir? Ayrıca bütün büyük havayolu şirketlerinde yapılan bir uygulama bu...
THY’ye buna başladığı için teşekkür etmemiz gerekirken eleştirmek, saçmalığın daniskasıdır...
Köstek değil destek ol
Kürk giyenleri eleştiren Ajda Pekkan ve Ömür Gedik’e Hülya Avşar garip bir yanıt verdi:
“Biz de hayvan seviyoruz. Bizim de evimizde hayvan var. Kimin kürk giyip giymeyeceği onlara kalmadı”...
Hülya Avşar’ın kürkü var mı bilmiyorum ama hayvanları çok sevdiğini ve evinde hayvan beslediğini biliyorum.
Yaptığı açıklamayı da bu yüzden garipsedim...
Evet sevgili Hülya, kimin kürk giyip giymeyeceği Ajda’ya kaldı...
Ömür’e kaldı...
Kanat’a kaldı (Atkaya, son kürk yazısını o yazdığı için)...
Sana kaldı...
Bana kaldı...
Hepimize kaldı...
Biz bu konuda sesimizi yükseltmeyeceksek kim yükseltecek?..
Bir hayvansever olarak sesini yükseltenleri eleştirmek yerine, sesinle onlara destek vermeni beklerdim.
Paylaş