Paylaş
Oscar’lı oyuncu Julianne Moore da “Hadi oradan, avucunuzu yalarsınız, bir daha çekmem” diyor mealen, kriz büyük...
Tanıtım filmini çeken Emrah Yücel de ne yapsın, arada kalmış, “Zararım 1,5 milyon dolar” diye ağlaşıyor...
Şimdi, “Koskoca Oscar’lı oyuncuyu Kültür Bakanlığı beğenmedi” diye tantana çıkıyor.
Daha geçen ay “Unutma Beni” filmindeki performansıyla Oscar kazanan Julianne Moore’un oyunculuğunu Kültür Bakanlığı nasıl beğenmezmiş...
Tanıtım filmi dediğin tek başına Julianne Moore’un oyunculuğu değil ki, nice Oscar’lı oyuncular çok kötü filmlerde çok kötü performanslar sergilemek zorunda kalabilirler...
Ama Julianne Moore’un oyunculuğuna gelene kadar tartışmamız gereken daha önemli meseleler var...
Filmi biraz geri
saralım mı?
Kültür Bakanlığı’nın kimselere danışmadan Julianne Moore’la tanıtım filmi çekmek için anlaşması da...
Bu işi ihaleye çıkmadan doğrudan Emreh Yücel’in şirketine vermesi de...
Bu iş için ayrılan 50 milyon dolarlık bütçe de çok tartışılmıştı...
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Dönemimde tanıtım ihalesi, tam şeffaflıkla yapılırdı. Hiç tek firma olmadı, en az dört-beş firma oldu. Komisyonlar da bugünden çok düşüktü” demişti.
Hatta CHP’li Mahmut Tanal, “İhaleyi kazanan firmanın ortaklarından biri ile Egemen Bağış’ın ilgisi var mıdır?” diye soru önergesi vermişti.
Yine Eski Kültür ve Turizm Bakanlarından Bahattin Yücel, “İlk kez ihale kazanan bir şirket sahibinin kendisini ülkesinin kamuoyuna tanıttığı bir kampanya izliyoruz” diyerek Emrah Yücel’in şirketinin bu konudaki deneyimsizliğine dikkat çekiyor...
“Tanıtım ihalesinin kapalı kapılar ardında, yarışma yapılmaksızın verilmesinde bu şirket sahibinin eski bir bakanla yakınlığı etkili oldu mu?” sorusunu soruyordu...
Şimdi tüm bunların üzerine çekilen tanıtım filminde Julianne Moore’un oyunculuğunun olup olmadığını tartışıyoruz.
Julianne Moore bu işte zurnanın son deliğidir ve eminim kendisinden istenileni de başarıyla yerine getirmiştir.
Ona gelene kadar o kadar büyük delikler
var ki...
Meryem, anne sözü dinlemedi
Meryem Uzerli’nin eski sevgilisi, kızının babası Can Ateş’in piyasayı dolandırdığı, iflas edip kaçtığı yazılıp çizildi magazin basınında...
Ama işin aslını bir türlü bilemedik.
Allah’tan dün Hürriyet ekonomide Noyan Doğan yazdı da olayın iç yüzünü öğrendik.
Can Ateş’in büyük şirketlere sigorta danışmanlığı yapan bir brokerlık şirketi varmış.
Büyük şirketlerden poliçe için parayı alıyor, ancak sigorta şirketine yatırmayıp cebe atıyormuş.
Şirketler kendilerini sigortalı zannediyorlar ama aslında değiller...
Can Ateş’in bu yolla piyasayı 40 milyon lira dolandırarak sırra kadem bastığını yazdı Noyan Doğan...
Can Ateş’le ilgili bu haberlerde ne yazık ki hep Meryem Uzerli’nin adı geçmeye devam edecek.
Parasını bileğinin hakkıyla kazanan ve kendi ayakları üzerinde duran Meryem’in ve kızının bu işle ilgili hiçbir ilgisi yok sonuçta.
Ama Meryem’in annesi söylediğinde haklı çıkmış oldu.
Meryem’i, “Türk erkeklerine dikkat et kızım” diyerek Türkiye’ye göndermiş annesi.
Kendisi anlatmıştı bunu benim de aralarında bulunduğum bir grup gazeteciye...
Annelerin sözünü dinlemek lazım.
Yenilenmeyen yenilir!
Sonunda CHP üyeleri de bu gerçeği gördü...
Ön seçim sonuçlarında değişim ve yeni bir soluk istediklerini gösterdiler.
Eski Bayındırlık Bakanı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, 7 milletvekili bulunan Denizli’de listeye giremedi...
Önder Sav ve Hakkı Süha Okay, Ankara’da büyük bir hezimet yaşadı...
Antalya’da Deniz Baykal bile 46 yaşındaki Dr. Niyazi Nefi Kara’ya yenildi, ikinci sıraya düştü.
İstanbul 2. bölgede Mustafa Sarıgül, 5. sırada kendine yer bulabildi.
2011’deki ön seçimde ikinci sırada çıkmasına rağmen İlhan Cihaner’in ikinci sıradan kontenjan adayı gösterilmesi üzerine milletvekili seçilemeyen inşaat mühendisi Melike Basmacı, Denizli’de bu kez ilk sırada yer aldı.
İstanbul 1. bölgede Barış Yarkadaş, ikinci sıraya yerleşti...
Gezi sonrasında yaşanan siyasette yeni soluk talebinin CHP ön seçimindeki tezahürüdür bu.
Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu kontenjanla bu değişim talebinin önünü kesecek mi, kesmeyecek mi?..
Kılıçdaroğlu da ‘yenilenmeyen yenilir’ derse, CHP’de bir kıpırdanma olduğundan söz edebiliriz ancak.
Kurabiyeler Bergüzar’dan
Bergüzar Korel de bizim mahalleyi tercih etmiş, kiraladığı küçük bir dükkanda ev yapımı kurabiyeler ve organik ürünler satacakmış.
Daha önceden de kafeydi kiraladığı dükkan, kimselerin bilmediği bir ara sokakta olduğu için biz giderdik bir tek. Zaten o yüzden kapandı.
Bergüzar’ın dükkan açtığı yerin 20 metre ilerisinde ve 20 metre gerisinde iki tane daha organik ürünler satan dükkan var.
Bergüzar da açarsa Cihangir’in organik sokağı olacak orası...
Merakla bekliyoruz kurabiyelerini...
Paylaş