Paylaş
Bakın dün akşam İzmir Enternasyonal Fuarı açıldı, bu yıl 80. senesi...
Dün Hürriyet’in ekonomi sayfasında çeyrek sayfadan küçük ilanını görmesem haberim bile olmayacaktı İzmir Fuarı’nın açıldığından...
İzmir Fuarı deyip geçmeyin, yıllarca ülkenin en önemli sanat etkinliği olmuş.
Aylar öncesinden hangi sanatçının hangi gazinoda çıkacağı haberleri çıkmaya başlar, İzmir Fuarı’nda sahneye çıkmayan sanatçıdan sayılmazdı.
Çocukluğumda hatırlıyorum İzmir Fuarı olduğu zaman babam arabaya doldurur bizi, İstanbul’dan İzmir’e fuara giderdik.
Hayatımda Zeki Müren’i ilk ve son kez sahnede İzmir Fuarı’nda uzaktan görmüştüm.
Sadece İzmir için değil, bütün Türkiye için çok büyük bir sanat etkinliğiydi. İzmir öncesi sonrası dedikodularıyla bir aylığına magazinin başkenti İstanbul’dan bayrağı devralır, magazinin kalbi İzmir’de atardı.
Özel televizyonlar çıktı, eğlence anlayışı değişti, gazinolar bir bir kapandı. İşi organize edenler fuarın eğlence anlayışını çağa uyduramadı.
İzmir, 80 yıllık bir fuarı küçülttükçe küçülttü, sadece ticaret fuarına döndürdü, kimsenin umursamadığı bir hale dönüştürdü.
Şimdi birkaç ücretsiz Açıkhava konseriyle işin eğlence yönü geçiştiriliyor. Baktım bu yılki etkinlik takvimine kimler konser verecek diye?
Grup 84, Grup Model, Ziynet Sali ve Hande Yener var.
Bir de bu akşam Bengü&Levent Yüksel konseri...
Yazık, İzmir Fuarı’nın 80. yılı böyle mi olacaktı?..
Nerede Sezen Aksu’lar, Ajda Pekkan’lar, Tarkan’lar?..
Nerede gösterileriyle Cem Yılmaz’lar, Ata Demirer’ler...
Gazino kültürü bitti ama bir başka eğlence anlayışı var, İzmir Fuarı buna neden ayak uyduramaz?
Madem dizi izleniyor getir dizi oyuncularını, gövde gösterisi yap...
Koskoca İzmir bu sanatçıların paralarını karşılamaktan aciz mi?..
Değil, sadece vizyon yok.
İzmir’i de, kültürünü de, şehri de, fuarı da bu vizyonsuzluk küçülttü son 20 yılda... Şimdi sorsam fuar işinde de suçu hükümete atarlar...
Sapla saman...
Çek Bakalım’da her hafta Okan Bayülgen’in eski sevgilisi Selin Türkoğlu’nun yer aldığı ekibin birinci olmasını eleştirmiştim. Eski sevgiliye torpil ve haksız rekabet olarak değerlendirmiştim durumu.
Ekipte yer alan arkadaşlar, “Bize haksızlık yaptınız” diye açıklama gönderdi. (Kaldı ki çektikleri filmin çok iyi ve komik olduğunu da söylemiştim...)
“Bu ekip iyi film çekiyor, yönetmen Cenk Özakıncı uzun metraj yönetmenidir, pek çok kısa filmle ödül almıştır” diyorlar.
Bu açıklama, durumu daha saçma hale getirdi şimdi.
Cenk Özakıncı, Şahin K.’nın oynadığı “Günah Keçisi”ni çeken yönetmen.
İyi de bu programda amatörler yarışmayacak mıydı?
Amatör sinema tutkunlarının yarıştığı yarışmada profesyonel bir yönetmenin ne işi var?
Bu nasıl bir saçmalık...
Popstar yarışmasında Serdar Ortaç’ın yarışması gibi bir şey bu...
Haksız rekabetin daniskası!
Anlaşılan “Çek Bakalım”da her şey birbirine karışmış, Hıncal Uluç daha ilk haftada bunun kokusunu alıp mı kaçtı acaba?..
Ağlak radyo!
94.9 Açık Radyo yıllardır çok önemli bir yayıncılık gerçekleştiriyor. Yayın çizgisi, programları, çaldığı müzikleri, dünyanın bütün seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık olması nedeniyle çok önemli bir yayın organı...
İyi bir takipçisiyim ve bu radyoyu önemsiyorum.
Önemsediğim için de kızıyorum.
Sürekli battık, bittik diye ağlaştıkları, yardım peşinde koştukları için... Dün Twitter’a vericinin tüpünün bittiğini, bu yüzden yayında kesintilerin yaşandığını yazmışlar.
Bir de web sitelerinin sürekli çöktüğünü duyurmuşlar. 11 senedir altyapısı yenilenmiyormuş çünkü...
Bu radyonun yayın çizgisi ne kadar iyiyse, yönetiminin de o kadar kötü olduğuna inanıyorum artık.
Radyoda işler gönüllülük temelinde yürüse bile, web sitesini yenileyecek, tüpünü değiştirecek kaynağı hâlâ yaratamıyorsa ciddi bir yönetim problemi var demektir Açık Radyo’da... En dandik yerel radyo bile kendi ekonomisini yaratıp, kendi çözümlerini üretirken, 16 yıldır yayın yapan Açık Radyo’nun tüpümüz bitti, sitemiz çöktü, çayımız kalmadı diye ağlaşmasına vallahi kızıyorum, içtenlikle bozuluyorum...
Bu yüzden Ağlak Radyo’ya çıkacak adları.
Paylaş