İzdivaç programları için yarın kader günü

 Evlilik programları için dananın kuyruğu yarın kopacak.

Haberin Devamı


RTÜK, bütün kanalların genel müdürlerini yarın Ankara’ya çağırdı.
Hepsi toplanıp RTÜK’ün Ankara’daki binasında bu konuyu masaya yatıracak.
Elbette RTÜK ve kanal genel müdürlerinin tek gündemi izdivaç programları değil ama gündemdeki en sıcak konu bu...
Evlilik programları için ağırlaştırılmış cezaya geçen RTÜK, kanallara bu aydan itibaren aylık reklam gelirinin yüzde 1’i yerine yüzde 2’si oranında ceza kesmeye başlamıştı...
Kanun hükmünde kararname mi, cezaların daha ağırlaştırılması mı, ekrana ‘bu programda yaşananlar kurgudur’ ibaresinin eklenmesi mi, bütün öneriler konuşulacak...
Muhtemelen de bir tavsiye kararı gelecektir RTÜK’ten...
Pazartesi gününden itibaren izdivaç programları yayından kalkar ya da büyük değişiklik yaşanırsa şaşırmayın.

Kerem, Hulk gibi...

Haberin Devamı

Sporun fazlası zarar mı uzmanlar bize bir şey söylemeli...
İşin özeti şu:
Spor yapanlar bir süre sonra vücutlarına aşık oluyor...
Aşık oldukça daha çok spor yapıyor...
Daha çok spor yaptıkça kendi vücutlarına daha çok aşık oluyorlar.
Bir kısır döngü...
Sonuç?
İşte Kerem Bürsin...

İzdivaç programları için yarın kader günü

Tam 6 ay önce konuşmuştum Kerem’le, “Protein tozu değil alın teri” demişti kasları için...
Kaldı ki 6 ay önce vücudu bu seviyede değildi.
Bu süre içinde müthiş emek harcadığını, bu tür takviyeleri tercih etmediğini biliyorum.
6 ay boyunca çalışıp çabalayarak, spor salonundan çıkmayarak, şampiyon boksörlerden ders alarak bu noktaya geldi Kerem.
Bu fotoğrafı görünce “Sonunda Hulk gibi olmuş” dedim.
Hafiften yeşile boyasan tamam!
Eminim vücuduna emek veren her sporcu gibi Kerem de kaslarına aşıktır...
Kaslarına aşık oldukça da spor salonunda daha çok zaman geçiyordur...
İyi de nereye kadar sevgili Kerem?
Bu kadar kas bir oyuncu için fazla değil mi?

Sadece alkış bekler...

Demet Akalın’ın Bostancı Gösteri Merkezi’nde konser öncesi kameralar karşısına geçtiği kıyafetini beğenmedim.
Sarı-pembe pelüşlü kıyafeti olmamıştı.
Pelerini atınca sarı tulumuyla sahnede daha iyiydi ama kıyafetin ilk hali göz tırmalıyordu...
Bunu söyledim ben...
Ama bunun yanında bu yıl Bostancı’da 4’üncü konserini verdiğini, salonun yine tıklım tıklım olmasının büyük başarı olduğunu...
Aleyna Tilki’yle Cem Belevi’yi konuk almasının ne kadar doğru olduğunu da söyledim...
Ama yok, o yine duymak istediğini duymuş...
Sosyal medyadan, “Bir sene içinde kaçıncı konser, kaç bin kişi gelmiş! Prada’nın en son defile kreasyonunu bilme! Gel benim kıyafetime takıl” diye çemkirmiş bana.
Zahmet edip söylediklerimi dinlese, bu söylediğinden utanır zaten...
Böyledir sanatçı takımı, sadece alkışlanmayı beklerler...

Haberin Devamı

Hoşça kal Tayfun demek de zormuş

En son 2011 Van Depremi’nde Tayfun Talipoğlu ve Okan Bayülgen’le uçağa atlayıp gitmiştik Van’a...
Depremden 15 gün sonra olan bayramı Van’da depremzedelerle birlikte yaşamak için...
Tayfun Talipoğlu’nu 1990’lı yılların başından beri yakın tanırım, TV eleştirmenliği yaptığım dönemde hakkında kim bilir kaç yazı yazdım...
Ses tonuyla, şiirleriyle, şarkılarıyla, Anadolu’yu karış karış gezdiği programıyla hepimizin Bam Teli’ne dokunmuştu...
Van depreminde bir kez daha görmüştüm ki, halka dokunan insanları halk asla unutmuyor...
Okan Bayülgen gruptaki herkesten popüler olmasına rağmen Van’da içimizde en büyük ilgiyi gören Tayfun Talipoğlu’ydu...
Kim bilir kaç kez düşmüştü yolu Van’a...
Kim bilir hangi sokaklarında, köylerinde kimlere mikrofon uzatmıştı derdini dinlemek için.
Deprem acısıyla yıkılmış Vanlılar, gördükleri yerde “Tayfun Abi” diyerek başlıyorlardı anlatmaya dertlerini, eksiklerini...
Yıkılmış evlerin, yok olmuş sokakların arasından geçerek, çocuklara bayram hediyesi götürerek iki gün yaşamıştık Van’da... İnsanımızın hikayesini yüreğinde hisseden, yıllarca da programlarında anlatan bir isimdi...
O seyahatte ne kadar iyi kalpli olduğunu, halkın nabzını ne kadar iyi tuttuğunu bir kez daha anlamıştım...
Eğlenceliydi, yaşam doluydu...
Daha 55 yaşındaydı, çok erken yaşta aramızdan ayrıldı sevgili arkadaşımız, meslektaşımız...
Allah rahmet eylesin...
“Hoşça kal Tayfun” demek de zormuş be...

Yazarın Tüm Yazıları