İstanbul susmaz...

İstanbul müthiş bir şehir oldu, her akşam dünyanın en önemli starları bir yerlerde sahneye çıkıyor, dünya sosyetesinin ünlü isimleri gizlice gelip tatillerini geçiriyor, bu şehrin sesini kısmaya kimsenin gücü yetmez...

Son iki ayda İstanbul’a gelip konser veren isimlere bakın;
Bob Dylan, Rihanna, Emma Chaplin, Eric Clapton, Chic Corea, Jean Michelle Jarre...
Metallica, Rammstein, Anthrax, Megadeth, Slayer, Manowar...
Then Ting Things, Groove Armada, Gotan Project...
10 Temmuz’da Imogen, geçen akşam Massive Attack...
Liste inanılır gibi değil,
New York, Londra gibi her gece bir yerlerde dünyanın ünlü starlarının çıkması şehrin rutinlerinden biri haline geldi...
Listeye daha eklenecekler de var;
Önümüzdeki günlerde Grace Jones, Armin van Buuren, Faithless, Seal, Buika, The Cranberries sahneye çıkacak...
U2 geliyor, Ozzy Osbourne geliyor...
Daha ne olsun.
Sergiler açılıyor, dünyanın en önemli ressamlarının eserleri geliyor, tiyatro festivalleri, caz festivalleri İstanbul’a dünyanın pek çok şehrinden daha zengin bir kültür hayatı sağlıyor.
İstanbul yaşıyor...
Şehri merak edip gelenler de var, dün Cadde’de okudum Çağdaş Ertuna Chanel’in sahibiyle tesadüfen Nişantaşı’nda House Hotel’de karşılaşmış, Baksanıza hiç birimizin haberi bile yok...
İstanbul’un bu dinamizmine sahip sayılı şehir var dünyada...

Cruyff’un standı.../images/100/0x0/55eadf94f018fbb8f89c27cb

Bu fotoğraf Berlin’de 7-10 Temmuz’da yapılan Bread&Butter Tasarım ve Moda Fuarı’ndan...
Fuarda standı olan markalardan biri de, son olarak Dünya Kupası finalinde ‘total futbolu’ daha iyi oynadığı için İspanya’yı desteklediğini açıklayan Hollanda’nın efsane futbolcusu Cruyff’a ait.
Bu standta 1980’lerde kendi adına üretmeye başladığı spor ayakkabıların son modellerini tanıttı ünlü futbolcu.
Cruyff’un standının girişini ise ünlü futbolcunun efsane olduğu 70’lerde gazetecilere röportaj verdiği sırada çekilmiş nostaljik bir fotoğraf süslüyordu.
Dikkatli bakarsanız göreceksiniz Cruyff’un önünde duran gazete Hürriyet, röportaj verdiği gazeteciler ise Hürriyet’in spor ekibi...
Cruyff, Hollanda milli takımının 14 numaralı formasıyla Türk gazetecilerin karşısına çıkmış.
Muhtemelen Hollanda’nın, Almanya’yla final oynadığı 1974 Dünya Kupası...
Fuarda Cruyff’un standında bu fotoğrafı görüp şaşıran Berlinli Türkler, “Gurur duyduk, Hürriyet gerçekten büyük gazete” diyerek çektikleri bu fotoğrafı göndermişler bana...
Not 1; Hürriyet bu logosunu 9 Eylül 1970’ten, 1 Mayıs 1988’e kadar kullandı. 1 Mayıs 1988’de kuruluşunun 40’ıncı yılında bugün hala kullanılan kırmızı zeminli logoya geçildi...
Not 2: Röportajı yapan gazeteciler rahmetli Esen Ünür ile Garbis Keşişoğlu...

Chalayan

Dün gazetelerde okuduğum en güzel söz Melis Alphan’ın röportajında Hüseyin Çağlayan’ın söyledikleriydi;
“Moda lükstür. İki yakasını biraraya zor getiren insan ‘Hangi tasarımcının ceketini giysem’ diye değil, ‘Giyecek kalın bir ceketim var mı’ diye düşünür”...
Bir modacının ağzından böyle bir moda yaklaşımı duymak sık rastlamadığımız bir şey, cesurca...
Şapkayı Hussein Chalayan’a çıkarıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları