İnekler Ankara’da

Geçen yaz İstanbul sokaklarını şenlendiren Cow Parade inekleri, sonbaharda Ankara’da boy gösterecek.

Bu uluslararası açıkhava etkinliği her şehirde bir kere yapılabiliyor ve sergilenen inekler bir daha sergilenemiyor.

Zaten İstanbul’da sergilenen ineklerin tamamına yakını da açık artırmalarda satıldı ve toplanan yüklü miktarda paralar Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği, AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) ve TEMA Vakfı hesaplarına aktarıldı.

Şimdi inekler ekim ayında Ankara’da sokaklarına çıkmaya hazırlanıyor, belediye izinleri, inekleri tasarlayacak sanatçılar için şimdiden çalışmalara başlanmış.

İnekler İstanbul’da olduğu gibi Ankara’da da çeşitli semtlerde 3 ay boyunca sergilenecek ve yine açık artırmayla satılacak.

Cow Parade inekleri 2009’da İzmir’de sergilendikten sonra Türkiye’yi terk edecek.

Ankara ineklere hazırlanırken, İstanbul sokaklarını ise ünlü isimlerin tasarladığı dev ayakkabılar süsleyecek.

Nilüfer ve Kayahan

Nilüfer boşandıktan sonra eşinin soyadını kullanmak isteyen kadın gibi...

Kayahan da soyadını kullandırmak istemeyen koca misali...

Aralarında 6 yıldır bitmeyen bir şarkı meselesi var.

Nilüfer o şarkıları milyonlara tanıttı, bir yandan da kendisi Nilüfer oldu tabii.

Kayahan da "Benim telifimi ödemezsen söyleyemezsin, ben izin vermeden benim malımı kullanamazsın" diyor.

Haklı da...

Ama bu işte bir orta yol mutlaka bulunmalı.

Şimdi 30-31 Temmuz’da Nilüfer, Rumelihisarı’nda sahneye çıkacak, Kayahan şrkıları söyleyemeyecek mi?

Öğrendiğim kadarıyla söylediği her şarkının telifini ödeyerek okuyacakmış Kayahan şarkılarını.

Zaten ödemezse 5 Ağustos’ta da aynı yerde Kayahan eşiyle birlikte sahne alacak, herhalde kavgayı sahneden sürdürür...

Taksiye duraktan binin

Pazar sabahı bir arkadaşım aradı, "Öyle bir taksiye bindim ki kabus gibiydi" dedi. 19-20 yaşında bir gençmiş şoför.

"Sen beni tanımadın mı"

"Ben istediğim yere götürürüm" gibi dayı dayı laflar söylemiş bizimkine.

Bizimki hemen inmek isteyince taksimetre 5 lira yazmasına rağmen "15 lira vereceksin" demiş.

"Ya hap falan atmıştı ya da cumartesi gecesinden hálá kafası iyiydi" diyor arkadaşım, istediği parayı hemen vermiş inmiş taksiden.

Bunları yaşayan bir erkek üstelik.

Ayşe Arman da tacizci bir taksiciyi yazmıştı geçen yıl.

Özellikle kadın okurlar, böyle tatsızlıklar yaşamamak için mümkün olduğunca taksiye duraklardan binmeli...

Bir popüler kulüp izlenimi

İstanbul’daki Scotch’un 60-70’lerdeki halini bilmiyorum.

80’lerdekini de...

90’larda da hiç gitmedim...

Bugünkü halini de bilmiyorum...

O kadar popüler olmasına rağmen hiç gitmedim, sabahın ilk ışıklarına kadar eğlenmeyi belki de çok sevmediğimden artık.

Geçen gece bizim Sibel Arna ve eşi Selim Yalın önayak olunca ilk kez adım attım gecenin 03.00’ünde...

Tıklım tıklım, herkes dansta.

Scotch, 40 yıl sonra yeniden niye popüler oldu diye merak ettim ama çözemedim.

40 yıl öncesinin ruhunu taşımadığı belli mekanın.

Bugünün ruhu daha bir tuzruhu...

Nasıl kaçtı o maç?

Viyana’ya uçak biletim var, maç biletim hazır, oteli hazırlamışız, bu kez sponsorlu değil kendimiz gideceğiz maça...

Olmadı!

Son dakikada işler nedeniyle hafta sonu İstanbul’a hapsolduk. Tarihi Hırvatistan maçını da kaçırdık.

İnsanın ömründe kaç defa böyle maç olur ki?

Kısmet değilmiş!

Ama çarşamba Basel’deki maçı da kaçırırsam, affetmem asla kendimi...
Yazarın Tüm Yazıları