İletişimin gücü

Neden?
Daha deli dolu olduğu için...
Seyirci “Bakalım deli deliyi görünce ne yapacak” diyerek Nihat’ın karşısına Taner’i çıkarmak ister. Çılgınlık dozunu sınamak ister Taner’in...
Son numarasını görmek ister.
Nihat-Taner kapışmasından daha eğlenceli bir şov çıkacağını bilip oyunu Taner’e verir...
Peki buna rağmen nasıl oldu da Derya kazandı?
Yaptığı beş-altı dakikalık konuşma yüzünden.
Yarışmanın başından beri sesi en az duyulan yarışmacı Derya, oylama öncesi beş-altı dakikalık kesintisiz konuşmasında kendini o kadar iyi anlattı ki, kağıttan kaplan Taner’in seyircinin gözünde yarattığı illüzyonu yerle bir etti.
Milli sporcu olduğunu, defalarca haksızlığa uğradığını, kariyerinde tek eksiğinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunu, bu yarışmayı kazanmasının olimpiyatlarda kendine güç vereceğini söyledi...
Kullandığı argüman çok iyiydi.
Bir de üzerine eşi çıkıp, “Keşke bu yarışmada olduğu kadar, Avrupa’da dünyada dereceler aldığı zaman da Derya bu kadar konuşulsaydı. Onunla gurur duyuyorum” dedi.
Taner’in tek kozu olan ‘deliliğin’ bu argümanlar karşısında hiç şansı yoktu.
Oylar bu yüzden son anda Taner’den Derya’ya aktı...
Derya Büyükuncu’nun Taner’i elemesi, “iletişim teknikleri doğru kullanılarak nasıl kamuoyu yaratılır” konusuna iyi bir örnektir...

Amy’nin etkisi

“Amy Winehouse gelecek” diyenler kazandı...
Kadın gerçekten de İstanbul’a geldi...
“Amy Winehouse gelmeyecek” diyenler de kazandı...
Konser vermeden geldiği gibi geri döndü çünkü...
Zaten alkol tedavisi görüyordu, kendini iyi hissetmediği için İstanbul ve Atina konserlerini iptal etti.
Son andaki bu iptalin konser hayatımıza şöyle etkileri olacak:
- Bundan sonra her yabancı grup ve şarkıcı için “gelmeyecek” dedikoduları daha da artacak.
- Önceden bilet alanlar bir kez daha düşünecek ve artık işi son dakikaya bırakacaklar.
- Sanal ortamda “bilet paramı hâlâ iade etmediler” diyenler sıkça karşımıza çıkacak.

Yeni Yeşilçam kahvesi

Cihangir’de neden bu kadar oyuncu yaşıyor, bu kadar oyuncu ortalıkta gözüküyor diye merak eden var mı hâlâ?
Cihangir Firuzağa Meydanı, yeni Yeşilçam Kahvesi olmuş durumda...
Yönetmenler, yapımcılar kafelere oturup dizileri için oyuncu bakıyor.
Radikal’den Kemal Yılmaz’ın yalancısıyım.
“Selvi Boylum Al Yazmalım”ı çekecek olan yönetmen Nisan Akman, Cihangir Kahve’de oturup etrafı kolaçan ederken görülmüş.
Köylü kızını ayartan İstanbullu kamyoncu rolü için erkek oyuncu bakınıyormuş. Yani filmde Kadir İnanır’ın oynadığı rol...
Sırf bu rolü kapma ihtimali bile oyuncuların Cihangir aşkını yükseltmeye yetmez mi...

Patron etkisi...

Cumartesi günü İstiklal Caddesi’nde Ronaldo izdihamı vardı. Demirören AVM’nin açılışını yapmaya geldi.
Türk basınında tek röportajı da Vatan gazetesine verdi Ronaldo.
Vatan, “Dünya çapında atlatma haber” olarak sunmuş röportajı ama bu kadar abartmaya gerek yok.
Sonuçta Ronaldo’yu getiren de, Vatan’ın sahibi de aynı patron: Yıldırım Demirören...
Tıpkı Ricky Martin’e sponsor olup Milliyet’e, Vatan’a röportaj verdirenin aynı patron (Ali Karacan) olması gibi...
Benim merak ettiğim, Ronaldo röportajının neden Milliyet’te değil de Vatan’da yer aldığı.
Milliyet Spor, Ronaldo röportajı için patron katında Vatan’cılar kadar girişimde bulunmadı mı, yoksa Demirören mi Vatan’a verilmesini istedi merak ettim...