İçinizi ısıtacak bir yazı...

İlk olarak şunu söyleyeyim:
Bugüne kadar gördüğümüz palmiyeli, masmavi denizli, bembeyaz kumlu bütün Maldiv fotoğrafları gerçek.
Fazlası var eksiği yok.
Objektifi nereye çevirseniz benzer fotoğrafları çekmeniz mümkün.
KURAYLA ADA VERİYORLAR
Maldivler 25 atol üzerine kurulu bir İslam devleti...
Atol, mercan takım adaları demek... Her atol’de onlarca ada var. 25 atol’de toplam 1200 ada bulunuyor.
Mesela başkent Male’nin olduğu Male Atol’ü diye geçiyor...
Şehir merkezi bir ada üzerinde, havaalanı 10 dakika mesafede başka bir ada üzerinde.
1200 adanın 200’ünde insan yaşıyor, 90 tanesini ise “ada otel” olarak yabancılar işletiyor.
Halen 1000’e yakın ada boş. Devlet belli zamanlarda kura çekerek bu boş adaları vatandaşlarına dağıtıyor.
Ancak adayı alanın yapacak hiçbir şeyi yok, o derece yoksullar, şansı varsa yabancı bir yatırımcıya otel olarak verebilir.
ISSIZ ADAYA ULAŞMAK KOLAY DEĞİL
Şimdi bu atol’leri ve adaları birbirine yakın zannedebilirsiniz.
Hayır efendim hiç öyle değil. Adalar arası uçak seferleri olacak kadar uzak.
THY aralık ayından itibaren Maldivler’e direkt uçuşlara başladı. Önümüzdeki günlerde Maldivler’e giden Türk turist sayısı artacağı için ben biraz ipucu vereyim.
İstanbul’dan 8 saat sürüyor Male’ye ulaşmak.
Oradan gideceğiniz ‘ada otel’in yerine göre ya uçakla, ya motorla ya da ikisini de kullanarak devam ediyorsunuz.
Maldivler’e giderken ilk başta şu kararı vermelisiniz...
Meşakkatli bir yolculukla en uzaktaki en güzel, en ıssız adalara mı ulaşayım...
Yoksa THY’nin indiği Male’ye daha yakın otel adaları mı tercih edeyim.
Küçük çocuğunuz varsa mutlaka ikincisi...
Ben çocuksuz gittiğim için ilkini tercih ettim.
MALDİVLER’DE BİR TÜRK OTELİ
Üç gece Ayada adlı bir otelde kaldım. Burası Maldivler’de 19 ay önce açılmış bir Türk oteli. Sahipleri Ankaralı Aydeniz İnşaat’mış... İnşaat sektörünü bildiklerinden olsa gerek her tarafta çok kalite malzeme kullanarak, öyle böyle değil çok iyi bir otel yapmışlar...
Ne var ki uzak; THY’den indikten sonra, 45 dakika pervaneli uçakla, 45 dakika da sürat teknesiyle gidip adaya varıyorsunuz.
Peki tamamı otel olan 150 hektarlık böyle bir adada ne yapılır?
1- Dalış: Şnorkelle de dalabilirsiniz, tüple de... İyi bir dalışçıysanız söyleyeyim, deniz altı zenginliği bakımından Maldivler asla bir Kızıldeniz değil.
Şnorkelle dalanlar için adam başı 75 dolar verip etraftaki ıssız adalara bile gitmeye gerek yok, otelin önündeki mercan kayalıklar size yeter.
2- Balık tutmak: Hayatım boyunca balık tutmayı başarabilmiş biri değilim. Ya şanssızım ya beceriksiz. Okyanusta bile tutamadım. Sonunda kaptanın tuttuğu balığı 20 dolara satın aldım. Tuttuğunuz balıkları otelde bir gün sonra 10 dolara pişirtip yiyebiliyorsunuz... (10 dolardan, 20 dolardan bahsettiğime bakmayın, Maldivler’de tedarik zor olduğu için her şey pahalı...)
3- Sahilde uyumak: Palmiyelerin altında, bembeyaz kumların üzerinde, masmavi denize karşı uyumak ve kitap okumak her şeye bedel... İsterseniz denizin içindeki hamağa da uzanabilirsiniz...
4- Evlenmek: Balayı çiftleri için zaten uygun da, evlenmek ya da nikah tazelemek için özel organizasyonlar var. Bunun için özel ayrılmış bir düğün alanı bile var...
45 DAKİKA KORKU DOLU YOLCULUK
Maldivler’e gidecek olanlar şimdi buraya dikkat...
Ayada ya da benzeri şekilde Male’den uzak otellerde kalacaksanız mutlaka dönüş planınızı iyi yapın.
Çünkü THY dönüş uçağı sabah 08.00’de...
Uçağa yetişmek için 03.00’te otelden ayrıldık.
Gecenin 03.00’ünde okyanusun ortasında zifiri karanlıkta 45 dakika süren bir sürat motoru yolculuğu...
Mercanlara mı bindirdik, balinaya mı çarptık, ters dalgaya mı girdik korkusuyla nasıl geldiğimizi hatırlamıyorum.
İndiğimde teknenin demirini sıkmaktan sağ kolum ağrıyordu...
Böyle bir deneyim yaşamanızı istemem, hele çocuklu bir ailenin yaşamasını hiç istemem.
Bir de üzerine 45 dakikalık pervaneli uçak yolculuğu, üstelik aktarmayla 2 saat sürdü (her gün direkt uçuş yok)...
Bu yüzden Maldivler’de uzak adaya gidecekseniz, mutlaka gündüz dönün ve son gecenizde Male’de kalın.
06.30’da otelinizden çıkıp 08.00’deki THY uçağına korku yaşamadan ve yorulmadan yetişirsiniz...

Nasıl köpekbalığı avladım!

Dedim ya hayatımda balık tutabilmiş değilim diye, zaten denediğim de iki üç kezdir.
Bir gün önce tekneyle açılıp okyanusta bile tutamayınca, balık tutmanın benim işim olmadığını iyice anladım.
Bir gün sonra Maldivler’de akşam iskeledeki restoranda yemek sonrası şarabımı içerken, bir yandan da çalışanlarla balık tutuyoruz.
Daha doğrusu onlar yarın yiyecekleri balıkları tutuyor, ben muhabbetteyim.
Benim elime de bir misina tutuşturdular.
Ama ne gelen var ne giden...
Bir süre sonra misina öyle bir gerildi ki parmağım kopuyordu.
“Shark” diye bağırdı çalışanlar, hemen yardıma geldiler.
Başladık balığı güç bela çekmeye... O kadar güçlü ki normal bir balık olmadığı belli.
Sonunda misinanın ucunda 50-60 santim uzunluğunda kahverengi bir resif köpekbalığı belirdi.
Denizde insana saldırmazmış, zaten bu kadar yakında ender görünürmüş. İskeleye çıkarmak için 10 dakika uğraştık.
Kuyruğunu tuttum, yüzgeçlerini tuttum; inanılmaz bir kas yığını...
Sonra köpekbalığını ne yaptık?
Çorbasını yapıp bir güzel içtik dememi beklemiyorsunuz herhalde... Görevliler özenle misinadan kurtardılar ve hemen denize bıraktık köpekbalığını.
Müslüman Maldivliler köpekbalığı avlamaz ve yemezlermiş.
Günahmış...
Zaten Maldivler’de de köpekbalığı avlamak yasakmış.
Özetle hayatımda yakaladığım ilk balık, köpekbalığı oldu.
Bir kez daha anladım ki balık da olsa bir hayvanın canını almak bana göre değil.
O yüzden bizim köpekbalığı giderken arkasından nasihat ettim;
“Bilmediğim yemeklere atlama” diye...

Gözünüzü korkutayım! Tsunami, yarasalar ve alkol yasağı...

-  Başkent Male’de ve Maldivliler’in yaşadığı adalarda alkol içmek ve satmak yasak. Otellerin olduğu adalarda ise istediğiniz içkiyi bulabiliyorsunuz...
-  Yarasalar, Maldivler’in martısı durumunda. Gündüz uçan bu kadar büyük yarasa olduğunu duymamıştım bile, Maldivler’de gördüm. Batman buradan esinlenilip yaratılmış olmalı. İnsanlara tehlikesi var mı? Yok... Ama bazen pike yapıyorlar ki koca yarasa yakından geçince korkmamak imkansız.
-  Okyanusun ortasında ufacık bir kara parçasında insanın aklına ilk gelen elbette tsunami...
2004’te Tayland’da yaşanan ve 200 binin üzerinde insanın öldüğü tsunamiden Maldivler’in 9 adası etkilenmiş 89 kişi hayatını kaybetmişti.
-  Tabii artık tsunami erken uyarı sistemleri var. Ayada’daki Türk personele sordum hiç tsunami alarmı yaşadınız mı diye? Geçen nisan ayında Endonezya’da yaşanan deprem sonrasında tsunami alarmı verilmiş. “Can yeleklerini giyip futbol sahasında toplandık ama bir şey olmadı” diye anlatıyorlar.
-  Deniz tehlikeli mi? Köpekbalığı saldırısı olmamış, tek tük atollerin içine giren balinalar zararsız. Sahilden denize girdiğinizde kumluk alanda zararlı hayvan yok denecek kadar az. Mercanlarda ise en çok dikkat etmeniz gereken dikenleri zehirli olan aslan balıkları...