Hülya’dan kaçış yok...

Festivale jüri başkanı oluyor, tartışılıyor...
Ensest dediği filmi yarışmadan attıracağını söylüyor, ortalık karışıyor...
İki gün Yetenek Sizsiniz, bir gün O Ses Türkiye olmak üzere üç gece de 3’er saatten ekranı kaplıyor...
Filmleri değerlendiriyor...
Yetenekleri değerlendiriyor...
Sesleri değerlendiriyor...
Bundan dolayı eleştiriliyor, kafa bulunuyor ama tüm bunları yapacak bir başka ‘show woman’ gösterin bana...
Hülya Avşar’ı çekin bu işlerden, yerine tüm bunları yapacak bir başka isim koyun bakalım...
Aklınıza geliyor mu?
Genç ya da Hülya’nın kuşağından sayacağınız isimlerin ya sinema kariyeri eksiktir, ya sahne hayatı ya da televizyonculuk becerisi...
Beğenin ya da beğenmeyin Hülya Avşar bu üçünü de birleştiren tek isim...
Bu yüzden 30 yıl sonra bile bu kadar gündemde.

Haftanın Blogger'ı

Usta Saati

Üç kuşaktır saatçilik yapan Ömer Fatih Aydın, Usta Saati blogunda saatleri ve kalemleri anlatıyor...
Çok da ilginç bilgiler veriyor.
Tek eksiği az yazı yazılması, blogda her ay en fazla 4 yazı yayınlanıyor. Bunlardan sonuncusu taklit saatler üzerineydi. İşte o yazı:

* * *

Günümüzün en kârlı organize işi ‘taklit’.
Taklit saatler, ayakkabılar, parfümler, giysiler, ilaçlar, şarkılar, düşünceler, fikirler ve insanlar.
Hepimiz sürekli hırsızlıklardan, yalancılardan, dolandırıcılardan, teröristlerden şikâyet ederiz.
Sonra da göğsümüzü gere gere taklit mal kullanırız.
Büyük paraların kazanıldığı, terör ve yeraltı örgütlerinin en büyük yaşam kaynağı taklit ürünlere, sırf arkadaşlara hava atmak için para harcarız
İsviçre Saat Federasyonu Başkanı, senede yaklaşık 40 milyondan fazla taklit saatin satıldığını söylüyor.
2010 yılında İsviçre’nin saat ihracatının 26 milyon adet olduğunu varsayarsak, her orijinal için birden fazla taklit saat satılıyor demektir.
İnternet ve e-ticaret, taklit malların satışını daha da organize ve ulaşılır hale getirdi.
2012 itibarıyla Tag Heuer, Zenith, Hublot, Dior Montres, Chaumet, Bulgari, De Beers ve Fred markalarının sahibi olan Louis Vuitton Moet Hennessy Grubu bu konuda ünlü E-Bay ve hatta Google ile mahkemelik.
E-Bay’e karşı kazanılan hukuki başarıya karşın hâlâ binlerce websitesi taklitten ciddi paralar kazanıyor.
Öte yandan, taklidi yapılan markalar, hukuki girişimlerinin kamuoyu tarafından duyulmasını istemiyorlar.
Çünkü bir modelin veya markanın piyasada çok taklidinin olması bilinçli tüketicileri bu markadan veya modelden soğutabiliyor.
Taklitle savaşmak zordur; çünkü bunun gerçekleşmesi için haklara saygılı bilinçli bir toplum gerekir. Taklit bir virüs gibi yayılıyor. Bugün için bu konuyu hiç önemsemeyenler en çok zarar görenler olacaktır.
Ne diyor Mahatma Gandhi:
“Bir insan ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Fakat eğer uyumuyor, uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarf etseniz
nafiledir.”

Antalya’da yer kavgası

Altın Portakal’dan yer kavgası haberleri geliyor sürekli...
İlyas Salman Onur Gecesi’nde Cihat Tamer ve Suna Yıldızoğlu, Başkan’a ayrılan masaya oturunca tatsızlık yaşanmış.
Bir film gösteriminde Selda Alkor, “Beni salonun köşesine mi layık gördünüz” diye kriz çıkarmış...
Şu yer kavgaları bile bizim hiçbir zaman iyi bir organizasyon yapamayacağımızın göstergesi aslında.
Kimi zaman davetli kimi zaman organizasyon sahibinden kaynaklanıyor bu sıkıntılar...
Sonuçta hep bir kaos...
Demek ki bizim insanımızın kumaşı bu...
Organizasyona müsait değil.