Hokkabaz'ın gişesi

Dünyada, "Weekend box office" diye bir şey vardır.Ne demek bu?

Vizyona cuma günü giren filmin cuma-cumartesi-pazar üç günlük seyirci sayısı.

Filmlerin, "weekend box office"i bütün dünyada açıklanır.

Bu gizli bilgi olamaz, kamuoyuna ilan edilir, seyirci de gideceği filmin ilk üç günde nasıl bir başarı elde edip etmediğini öğrenir.

"Weekend box office" Türkiye’de de açıklanıyor, bir tek açıklamayan Beşiktaş Kültür Merkezi...

BKM, yapımcısı olduğu Hokkabaz’ın gişesini de 10 gündür sır gibi saklıyor.

(Rakamları dün öğleden sonra açıklayacaklardı, bugünkü gazetelerde yer alacaktır).

Daha önce GORA’da da aynı şeyi yapmışlardı.

Filmin dağıtımını yapan KENDA şirketinin ortakları Necati Akpınar (BKM), Sinan Çetin’in Plato’su ve Abdullah Oğuz’un eski eşi Selen Tozkoparan’ın sahibi olduğu Energy Media...

(Bu ortaklığın imzalandığı gün tesadüfen Tozkoparan’a bir toplantıya gitmiş, şirketin kuruluşunun şampanyayla kutlandığı toplantının ortasına düşmüştüm).

İşte o Kenda, tamamen keyfi uygulamayla filmlerin "weekend box office"ini vermiyor.

Sinan Çetin geçen gün Habertürk’te benim programda canlı yayın arasında aradı Selen Tozkoparan’ı.

"Necati Akpınar basın toplantısıyla duyurmak istiyor" yanıtını aldı.

BKM, gişede bayram tatilinin tam etkisini görmek istiyor olabilir.

Ama yaptıkları, siyasette "teamüllere aykırı" denir ya işte aynen öyle...

Galatasaraylı Arda’dan Louis Vuitton açıklaması

Galatasaray’ın genç yeteneği Arda için ’en önce ben keşfettim’ yazıları yazamayacağım ama milyonlarca Galatasaraylı gibi her maçta ben de keyifle izliyorum kendisini...

"Bu sezon Ali Sami Yen’de maçlardan keyif almamızın en büyük nedeni Arda’dır" diye defalarca yazdım.

Bir süre önce Sanem Altan’ın Vatan’da yaptığı bir röportajda Arda, "Orhan (Ak) abi, bana hayatı öğretiyor. Bana Bulgari saat, Louis Vuitton çanta hediye etti" demişti.

Bunun üzerine ben de "futbolcuların hayatı öğrenme yöntemleri" üzerine bir yazı yazmış, "Muhtemelen Arda’nın ikinci hayat dersi pahalı arabalar olacak" demiştim.

Geçtiğimiz akşam Arda aradı, "Cengiz abi benim hakkımda yazdığın olumlu yazıları da okuyorum ama beni yanlış tanımanı istemem" dedi.

Başladı anlatmaya;

"Bazen değişik bir amaçla söylediğiniz şey, röportajda yazılı hale gelince başkalaşıyor.

Ben de Louis Vuitton’u söylerken Orhan Abi’yle ilişkimizin sıcaklığından bahsetmek istemiştim.

Benim hayatımda bundan sonra futbol olsa da olmasa da değişmeyen değerlerim olacak.

Dostluk, iyi-dürüst bir insan olmak ve özellikle de ailem bunların en başında geliyor.

Louis Vuitton çanta, Bulgari saat için değil, ben bu değerlerim için yaşıyorum."

Arda’dan bu sözleri duyunca o kadar sevindim ki...

Bugüne kadar sadece sahadaki yeteneklerini biliyordum, karşıma genç yaşında aklı başımda bir futbolcu çıkınca çok mutlu oldum...

Gençlerbirliği maçında daha bir keyifle izledim Arda’yı...

Hülya Avşar’ın kıyafetleri

Hülya Avşar’a neler oldu bilmiyorum ama kıyafet konusunda ciddi şekilde sınıfta kalıyor bu aralar...

Bayramda gördüğüm kıyafeti sıradandı...

Saç derseniz sürekli bir topuz ekleyip duruyor.

Arada bir başına kapşon geçirmiş halde görüyorum ekranlarda.

Hokkabaz’ın galasındaki kıyafeti de korkunçtu.

Hele pazar gecesi İbo Show’da o kot pantolonlu sakil halini Hülya Avşar’a hiç yakıştıramadım.

İnsan "18 yıl sonraki buluşmaya" bu kıyafetle mi gider?..

Nerede o güzelliğiyle büyüleyen, kıyafetleriyle bakanın bir daha dönüp baktığı Hülya Avşar?..

Pazar gecesi ne o "buluşma-aşk" danışıklı dövüşüne ne de Avşar’ın kıyafetine katlanabildim, zaplayıp geçtim.
Yazarın Tüm Yazıları