Gülben Ergen, Mardin’de katliam yaşanan Bilge Köyü’ne gitti geçen hafta ne samimiyetsizliği kaldı ne de reklam peşinde koşması...
Bu kadar hoyrat olmamızı aklım almıyor artık. Hiçbir şeyi beğenmeme hali, her şeye hakir bakma tarzı, yapılan her işi küçültme çabaları çok can sıkıcı değil mi? Ne yapmış Gülben Ergen? Kalkmış Mardin’e gitmiş... Git diyen mi var, zorla götüren mi var, mecbur mu bunu yapmaya? Mardin’de harcadığı bir günü, çoluğu çocuğuyla işinde gücünde İstanbul’da harcardı... Efendim kendi reklamını yapıyor... Tut ki üç çocuk annesi bu kadının içinde gram çocuk sevgisi olmasın, tut ki sadece kendi reklamı için Mardin’e gitmiş olsun. Ne var bunda? Oradaki öksüzler, ayağında yeni ayakkabısı, sırtında montu olmayan çocuklar açısından reklammış değilmiş fark eder mi? Onların hayatındaki en önemli gün o... Şafak Sezer’le Hakkari’ye gittiğim için biliyorum, oralarda ünlülerin gördüğü ilgiyi, çocukların gösterdiği sevgiyi... Ama biz şehirden, oturduğumuz yerden Mardin’e kalkıp giden Gülben’e burun kıvıralım. Angelina Jolie, Bağdat’a Şikuk kampına gidince yardım meleği... Gülben Ergen, Mardin’e Bilge Köyü’ne gidince reklam yapıyor... Nedir bizim bu kompleksimiz? Ünlüler sosyal kampanyalarda yer alsın, öncülük yapsın, eğitim yoksulluk trafik her konuda taşın altına elini koysun diyen biz değil miyiz? Deriz ama yapanı da döveriz! Keşke herkes Gülben gibi reklam yapsa... Mardin’e, Hakkari’ye, Diyarbakır’a koşsa, çocuklara el uzatsa... Yalandan kavga polemikle gündeme gelmek yerine, böyle reklam yapsa...
Bu Kalp Seni Unutur mu, Oyuna Devam olacaktı...
Bu Kalp Seni Unutur mu’yu Bülent Ortaçgil’den dinleyin dedim cumartesi günü... Bu unutulmaz şarkı Fikret Kızılok’un... Oysa o kadar iyi bilirim ki, Bülent Ortaçgil’le rahmetli Fikret Kızılok’un ölümünden bir süre önce küstüklerini ve ölene kadar konuşmadıklarını... O günden sonra da Bülent Ortaçgil’in bir daha Fikret Kızılok şarkısı söylemediğini... Buna rağmen cumartesi günkü yazıda ben de çoğunluk gibi Bu Kalp Seni Unutur mu şarkısında Bülent Ortaçgil-Fikret Kızılok karmaşasını yaşadım. Bu Kalp Seni Unutur mu’yu dizi ismi ve müziği olarak kullanmak için Tomris Giritlioğlu’nun Fikret Kızılok’un oğluna telif ödediğini de söyleyeyim... Giritlioğlu’nun Bu Kalp Seni Unutur mu’dan önce dizi adı ve müziği için düşündüğü Bülent Ortaçgil’in Oyuna Devam şarkısıymış... Sonra daha popüler bir şarkı olduğu için Bu Kalp Seni Unutur mu da karar kılmış... Ortaçgil’le anlaşmış olsa şimdi; Biz hiç aldanmadık/Biz hiç aldatmadık/Desem yalan/Oyuna devam Biz hiç kaybolmadık/Biz hiç kaybetmedik/Desem yalan/Oyuna devam sözlerini dizinin müziği olarak dinleyecektik...
Trabzon’un röntgeni...
Trabzonspor’un Teknik Direktörü Hugo Bross’un Belçika’da bir dergiye verdiği röportaj Trabzonlular’ı kızdırdı. Ne demiş Bross; - Trabzonspor’da yabancı teknik direktör olarak bir yılı tamamlamak büyük başarı. Yalan mı?.. Kaç antrenör var sezonu tamamlayan... - Trabzonspor tam bir yabancı antrenör mezarlığı. Yalan mı?.. 21 yılda 23 yabancı antrenör gelip gitmiş. - Günde 5 kez ezan okunmasına alışmakta zorluk çektim. Yalan mı?.. Hayatında ezan sesi duymamış bir yabancının alışmakta zorlanmasından doğal ne olabilir. - Burada herkes kırmızı ışıkta geçiyor. Yalan mı? Sadece Trabzon’da değil EDS’ye kadar İstanbul’da da öyleydi... - Trobzonluların en büyük tutkusu milliyetçilik ve silah... Yalan mı? Karadeniz’de evinde silah olmayan mı var... Adam, Trabzon’un röntgenini hatta en ince ayrıntısına kadar MR’ını çekmiş, bu biz değiliz diye adama kızıyoruz. Not; Bross sadece futbolcusu Egemen’in 25 silahı olduğu konusunda yanılmış. Egemen’in silah değil bıçak koleksiyonu varmış.