Zagreb’den vizesiz giriş yaparken önümde yaşlıca bir amca vardı.
Uzun kuyruk bekledik, sadece biz değil Hırvat vatandaşları da, diğer ülkelerden gelenler de...
Sonra döviz bozdurmanın ne kadar uzun sürdüğünü gördük, önümde yine aynı amca vardı.
Sonunda dayanamayıp döndü bana; "Biz çok ileriye gitmişiz evlat" dedi. "Bunların hepsini toplasan bir Türkiye etmez, bizdeki pratik zeka, hız, çabukluk bunların hiç birinde yok ama onlar Avrupalı, biz değiliz haa"...
Amca yerden göğe kadar haklı...
Türkiye ve Hırvatistan AB ile görüşmelere aynı tarihte, 3 Ekim 2005’te başladı.
O tarihten bu yana, Hırvatistan’la 20 başlık açıldı, Türkiye ile sadece sekiz...
Hırvatistan tam üyelik yolunun yarısını çoktan geride bıraktı, bizim ise üyeliğimiz meçhul...
Tıpkı bizden çok geride olan Bulgaristan, Romanya gibi bizden geride olan Hırvatistan da bizden önce AB’ye girecek.
Gelecekseniz hiç değilse bu sıralar vizesiz gelin buralara, sonra Schengen falan uğraşmak zorunda kalırsınız...
Siyaset, futbol
Bosna Kasabı Radovan Karadziç’in yakalandığını CNN flaş haber olarak geçtiği sırada Zagreb’in en ünlü barı Jackie Brown’da oturmuş, bardaki gençlerle Hırvatistan-Türkiye maçını laflıyordum.
Ekrana bakıp "Karadziç yakalanmış" dedim (sahi niye barda herhangi bir müzik kanalı değil de CNN açıktı), kimse oralı olmadı.
O sırada 200 kilometre ileride Bosna’da sevinç çığlıkları atılıyordu.
Uluslararası savaş suçları mahkemesinin 1992-95 yılları arasında Bosnalı Müslümanlar ve Hırvatlar’a karşı savaş suçu işlediği gerekçesiyle resmen suçladığı Karaciç’in yakalanmasına gençler hiç ilgi göstermedi.
Bölgelerinde henüz 15 yıl önce yaşanan ağır savaşın en önemli aktörünün yakalanması bile onların kafasını ekrana çevirmeye yetmedi.
İçlerinden biri, "120’nci dakikada gol yenir mi" diye futbol sohbetini kaldığımız yerden sürdürdü...
Amerikan şov...
Frikik ustalarının temmuzun başında Amerika’da katıldıkları bir yarışma vardı, Hırvat televizyonlarından birinde izlemek kısmet oldu. Ronaldinho, Messi, Baptista gibi futbol yıldızlarının frikik attığı, birincinin de para ödülünü götürdüğü yarışma... Futbolcuların frikik atışlarını gole çevirememesinden çok böyle bir yarışmanın neden Amerika’da yapıldığını düşündüm durdum izlerken.
NBA’deki üç sayı ya da smaç yarışmasının futbola uyarlanmış sekli bu "Free Kikc Masters" yarışması.
İyi de neden futbolun beşiği İngiltere’de ya da Brezilya’da değil de, neden futbolun milyonları peşinden sürüklediği Avrupa’da değil de Amerika’da bu yarışma?..
Adamların gösteri işini ne kadar iyi çözdüğünün bir kanıtı bu...
Ülkelerinde çok izlenmeyen bir sporu bile şova dönüştürmeyi başarıyorlar.
Gerçi futbolcuların hepsi sınıfta kaldı ama olsun...
İsmet Ay’a selam söyle
Suna Pekuysal deyince İsmet Ay, İsmet Ay deyince Suna Pekuysal gelir benim aklıma hep...
İkisi de Cumhuriyet’in ilk büyük oyuncularıydı...
İkisi de birlikte pek çok oyunda rol almıştı... İkisi de aynı kuşaktı... İkisi de tontondu...