Paylaş
Açıkçası ben de giderken aynı tedirginliği yaşıyordum...
“Bu devirde Hatay’a mı gidilir” diye söyleniyordum...
Gidilirmiş arkadaşlar...
Hem de gidilip, çok güzel iki gün geçirilirmiş...
Hatay’da ne savaş var, ne gerilim...
Ne huzursuzluk var, ne füze-bomba korkusu...
Hatay’da hayat tüm güzelliğiyle akıyor...
Elbette herşey güllük gülistanlık değil...
Hemen yanı başında Suriye’de 5 yıldır süren savaş, daha da önemlisi Rusya’yla yaşanan kriz Hatay’ın ekonomisini derinden vurmuş...
Kente yerleşen 400 bin civarında mülteci toplumsal hayatı etkilemiş olsa da Hatay’da bizim düşündüğümüz gibi can güvenliği korkusu yok...
Çünkü Hatay sınırı boyunca IŞİD değil ÖSO, muhalifler ve Türkmenler var...
Bu yüzden Kilis’te olduğu gibi kent sakinleri füze ve can güvenliği korkusu yaşamıyor...
Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Terör riski İstanbul’da Ankara’da ne kadarsa Hatay’da da o kadardır...
Ama Suriye’de her atılan mermi ve top Hatay’ın bağrına atılmış gibi aksettiriliyor...
Kentteki çok ufak kıvılcımlar bomba etkisi gibi aktarılıyor...
Brüksel’de Paris’te Ankara’da da bombalar patlayabiliyor... Ama Hatay savaşın içindeymiş gibi aksettiriliyor” diyerek sitemlerini aktardı...
Hatay’a gidin her şey eskisi gibi...
Hatay Büyükşehir Belediyesi, Hürriyet ve TÜRSAB’ın birlikte organize ettiği “Antakya’yı Hatay’da Keşfet” etkinliği için iki gün kaldığım Antakya’yla ilgili şunu söyleyebilirim:
1- Hatay’a tereddüt etmeden, endişelenmeden, bir şey mi patlar, roket mi düşer demeden gidin... Başınıza hiçbir şey gelmiyor...
2- Antakyalılar yine sabah kahvaltısında öğle yemeğini... Öğle yemeğinde akşam yemeğini konuşmaya devam ediyorlar...
3- Yemekleri her zamanki gibi lezzetli...
4- Meyhaneleri, barlarıyla, kadının da erkeğin de 24 saat huzur içinde yaşadığı bir yer...
5- Tarihi dokusu, üç dinin yaşadığı kültürüyle yine dönerken bir gün daha kalsaydık diyeceğiniz bir zenginlik...
Korkmadan gidebilirsiniz...
Uzun Çarşı’nın cirosu 750 bin dolardan 50 bin dolara düştü...
Hatay’da can güvenliği korkusu yok ama savaştan kaynaklanan çok ciddi bir ekonomik kriz var...
İstanbul’dan sonra en büyük TIR filosuna sahip olan şehir, sınır ticareti bittiği için yol boyunca satılık TIR’lardan geçilmiyor...
11 binin üzerinde olan TIR sayısı 2500’lere düşmüş...
Antakya ticaret hayatının kalbinin attığı ve harika bir yer olan Uzun Çarşı’yla ilgili de ilginç bir bilgi paylaştı Başkan Savaş bizimle...
Suriye’de savaş başlamadan 5 yıl önce Uzun Çarşı’ya günde 750 bin dolar para girerken, bugün o rakam 50 bin dolara gerilemiş...
İki gün boyunca Uzun Çarşı’yı defalarca gezdik...
Gerçekten de hem Çarşı’da bir yıl önceki hareketlilik bile yok hem de esnafın keyfi kaçık...
Hatay’a teşvik gerek...
Hem Büyükşehir Belediye Başkanı, hem ilçe belediye başkanları, hem de Antakyalı işadamları 2 şeyden şikayetçi...
1- Hatay’a bankaların kredi vermeye yanaşmamasından...
2- Hükümetin teşvik vermemesinden...
Bankalar riskli gördüğü için kredi vermekte işi yokuşa sürüyor...
Hükümet de teşvik politikalarını Hatay için çalıştırmıyor...
Oysa Hatay’ın şu an en fazla ihtiyacı olan şey bu...
Moral desteği...
Moral olsa bu huzur dolu şehir 5 yıl öncesinden daha hızlı koşar zaten...
Bu morali sağlayacak da en başta hükümetin desteği olacak...
Suriye savaşı mı Rus uçağı mı?
Hepimiz yaşanan ekonomik sıkıntıyı Suriye savaşına bağlarken Antakyalı işadamları itiraz etti...
Antakyalı işadamları Suriye savaşından daha çok Rus uçağının düşürülmesinin Antakya ekonomisine zarar verdiğini söylüyor...
Çünkü Antakya, Rusya’ya en fazla naranciye gönderen, Rusya’yla ticaret yapan şehirlerin başında geliyor...
Rusya’ya yaşanan krizle beraber Antakya’da işler bıçak gibi kesilmiş...
Bunda doğruluk payı olduğunu ben de gördüm...
Tam bir yıl önce 2015 Nisan’ında Marshall’la birlikte Antakya sokaklarını boyamaya gelmiştik...
O zaman da Suriye’de savaşın 4’üncü yılıydı, kimse bu kadar ekonomik sıkıntıdan bahsetmiyordu...
2015 Kasım’ında Rus uçağı düşürüldü ve 6 ay bile dolmadan Antakya’da etkileri ağır şekilde hissedildiğine tanık olduk...
Paylaş