Hani ‘küçük’ filmler salon bulamıyordu?

Türk sinema sektöründe Hollywood’da olduğu gibi iki büyük stüdyo oluştu; BKM ve TAFF.

Haberin Devamı

Oyuncular, dağıtım şirketleri ve salonlar üzerinde bu iki şirketin büyük gücü var.
Her iki şirket de yılda ortalama 10’ar film vizyona sokarak sektörü domine ediyor.
Geçtiğimiz günlerde TAFF’cılarla sohbet ederken, “Sektör üçüncü bir stüdyoyu kaldırabilecek durumda” dediler.
Oranın da adayı, biraz daha fazla film üretirse Avşar Film gözüküyor.
Bu iki büyük şirket dışında Mahsun Kırmızıgül, Şahan Gökbakar gibi kendi şirketleri adına iş yapan ve gişesi yüksek isimler var bir de...
Bu yıl onlara BKM’den kopan “Düğün Dernek”çiler de eklenecek.
Ahmet Kural ve Murat Cemcir yeni filmleri “Çalgı Çengi İkimiz”i kendi şirketleri adına çektiler.
Diyeceğim o ki; şu sinema sektöründe ayakta kalabilmek için ya gişesi garanti bir isim olup kendi şirketin adına film yapacaksın...
Ya da BKM ve TAFF’la çalışacaksın.
Başka şansın yok. Mu acaba?
Bunun dışında kalan filmlerin salon bulamadıkları, büyük şirketlerin küçük filmlere yaşama hakkı vermediği söylenip durur.
Peki “Dağ 2” filmini ne yapacağız öyleyse?
Filmin yapımcısı ne TAFF, BKM gibi büyük şirketler, ne filmde büyük starlar oynuyor, ne de salonlar üzerinde güçlü bir etkisi var. Peki ne oldu?
TAFF ve BKM’nin en iddialı işlerinin karşısında “Dağ 2”, dağ gibi ayakta kaldı.
Bir tarafta “Ekşi Elmalar” (BKM), diğer tarafta “İkimizin Yerine” (TAFF) salonları kapatmış, Çağan Irmak’ın “Benim Adım Feridun”u (TAFF) vizyona girmişken “Dağ 2” aradan sıyrılıp iki haftada 767 bin gişeye ulaştı.
“Ekşi Elmalar”ın 3 haftada ulaştığı seyirci sayısı 793 bin.
“İkimizin Yerine”nin 4 haftadaki seyirci sayısı 1 milyon 241 bin.
İşin daha ilginci şu; ilk hafta “Dağ 2”nin seyircinin ilgisini çektiğini gören sinema sahipleri filme daha çok salon vermeye başladı.
Yani tam bir piyasa ekonomisi işledi, talep gören mal arzını da yarattı.
Gidişat gösteriyor ki, bu hafta sonu sinemalarda “Dağ 2”ye ilgi artarak devam edecek ve film iddia ediyorum “Ekşi Elmalar”la birlikte “İkimizin Yerine”yi de geçecek.
Bu yılın en sürpriz işlerinden biri olacak.
Ee bu durumda “Filmler salon bulamıyor”, “İki büyük stüdyo dışında film yapanların şansı yok” iddiaları ne olacak?
Çöp olacak.
Demek ki neymiş?
İşiniz iyiyse, filminiz doğru zamanda doğru kitleye ulaşıyorsa önünüzde kimse duramazmış.
“Dağ 2”nin iki haftalık gişe başarısı bize bunu kanıtlıyor.

Haberin Devamı

Kösem en doğru günü tercih etti

Haberin Devamı

“Muhteşem Yüzyıl: Kösem”in Fox TV’de ilk olarak perşembe akşamları yayınlanması düşünülmüştü; “Vatanım Sensin” ile “Cesur ve Güzel”in karşısında...
Çok zor bir gece olduğu için pazartesiye döndüler daha sonra.
Orada da deve dişi gibi bir rakip vardı: “İçerde”
Sonunda şöyle bir baktı Timur Savcı ve Fox reyting raporlarına:
◊ Pazartesi: İçerde...
◊ Salı: Anne ve Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz...
◊ Çarşamba: Diriliş Ertuğrul...
◊ Perşembe: Vatanım Sensin ve Cesur ve Güzel...
Hepsi 10’un üzerinde reyting alan ve son yılların en büyük rekabetini yaratan işler.
Geriye bir tek cuma kaldı.
Cuma akşamı reytingi yakın bölüşen “Arka Sokaklar”, “Aşk ve Mavi”, “Kiralık Aşk” arasına girip orayı dağıtabiliriz diye düşündüler.
Başka da seçenekleri yoktu.
Dün akşam onu denediler. Yani “Kösem”in ilk bölümü cuma akşamı yayınlandı.
Bence de en doğru günü tercih ettiler.
Ama kazanıp kazanmadıklarını bugün göreceğiz.

Haberin Devamı

100 bini geçerlerse

“Beyaz Futbol”daki saçmalıkları, kebap partilerini yerden yere vuruyoruz ya...
Muhteşem 5’li bu konuyla ilgili çok güzel bir argüman bulmuş kendilerine.
Dün Sinem Vural’a verdikleri röportajda; “Bizi Türk futbolu delirtti” demişler.
Yani işi deliliğe vuruyorlar.
‘Delidir ne yapsa yeridir’e oynuyorlar.
“Türkiye’de gerçek anlamda ne kadar futbol oynanıyor ki biz futbol konuşalım” diyorlar.
Oh ne âlâ memleket!
Minareyi çalıp kılıfını uydurmuşlar.
Her türlü saçmalığı yap programda, sonra “Bizi Türk futbolu delirtti” de.
Bir de üzerine “Adam mısın” diye film çek.
Gişede 100 bini geçerlerse, televizyondan sonra sinema seyircisini de sorgulamamız gerekecek galiba.

Haberin Devamı

Sosyal medya: Çağdaş fotoroman

Murat Yıldırım’ın müstakbel eşi İmane Elbani’yle aşkını dakika dakika izliyoruz.
Birbirlerine ilanıaşk etmelerini...
Cumhurbaşkanı’nın kızı istemesini...
Ailelerle tanışmayı...
Nişanlanmalarını...
El ele gezmelerini, lüks arabalardan fotoğraflarını...
Hepsini ve hepsini çiftin sosyal medya hesaplarından takip ediyoruz.
Sosyal medya günümüzün çağdaş fotoromanı artık.
Oyuncuların gerçek, hikayenin gerçek olması ilgiyi daha da artırıyor.
Fotoromana bakar gibi bakıyoruz biz de.
Sevgili Murat Yıldırım’a bu aşk hikayesinde mutluluklar diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları