Paylaş
Benzer bir vaka da Haluk Bilginer’in tiyatrosu Oyun Atölyesi’nde yaşandı.
Zerrin Tekindor’un başrolünü oynadığı “Arzu Tramvayı” adlı oyunun yönetmeni, Zerrin Hanım’ın Çetin Tekindor’dan olan oğlu Hira Tekindor’du.
Hira Tekindor’un Oyun Atölyesi’nde yönettiği ilk oyun değil bu.
Daha önce “Kim Korkar Hain Kurttan” ve “Köprüden Görünüş” oyunlarının rejisini yaptı.
Yani Haluk Bilginer’in bildiği, tanıdığı, oyunlar emanet ettiği bir isim.
“Arzu Tramvayı”nı Tennessee Williams’tan çeviren Haluk Bilginer, oyunu anne-oğulun çalışmasına da “evet” dedi.
Provalar yapıldı, Hira Tekindor yönetti, Zerrin Tekindor diğer oyuncu arkadaşlarıyla oyunu çalıştı.
Yarın akşam perde açılacaktı.
Ancak tiyatrodan yapılan açıklamada “teknik bir nedenle oyunun ertelendiği” duyuruldu.
İlanlarda, bilet satışlarında da aynı gerekçe gösterilerek oyunun ileri bir tarihte sahneleneceği açıklandı.
Bununla birlikte de tiyatro kulislerinde dedikodu kazanları kaynamaya başladı.
Konuşulanlara göre Haluk Bilginer, son provaları gördükten sonra Zerrin Tekindor’dan oyunu ikinci bir gözün görmesini istedi.
Buna karşılık Zerrin Tekindor’un çok sinirlendiği, Hira Tekindor’un da “Yönetmen benim, ikinci bir göz görecekse benim burada ne işim var” dediği söyleniyor.
Sonuç olarak oyun ertelenmiş durumda, tiyatroyu aradım yeni tarihin de henüz belli olmadığını söylediler.
Bu iddia doğruysa Erdal Beşikçioğlu’nun Burak Sergen’e yaptığının bir benzerini Haluk Bilginer genç yönetmen Hira Tekindor’a yapmış olacak.
Gerçi Haluk Bilginer rolü alıp kendi oynamadı ya da oyunu kendi yönetmedi ama prömiyerden iki gün önce sessiz bir darbe gerçekleştirmiş oldu.
Etik mi değil mi tartışmasını tiyatro çevreleri yapacaktır.
Ve Nazan Öncel Zorlu PSM’de
Ekim ayında röportaj yaparken “Neden Açıkhava’da izleyemiyoruz seni?” diye sormuştum Nazan Öncel’e...
En son 10 yıl önce Açıkhava’da konser vermişti.
“Hadi geçtim Açıkhava’yı, neden Zorlu PSM’de yoksun?” diye üsteleyince de “Bana değil, yapanlara sor” demişti sevgili Nazan Öncel.
Yapanlara sordum. Sormakla kalmadım, yazdım da...
Ve geçen hafta açıklandı; Zorlu PSM’de, Vestel’in “Gururla Yerli” konser serisinde 2 Mayıs’ta Nazan Öncel sahnede olacak.
Bir sevindim, anlatamam...
Tabii ki ben orada olacağım, çorbasında tuzum olan konseri kaçırır mıyım hiç?
Nazan Öncel’i PSM’de izlemenin keyfi başka olacak.
Darısı Açıkhava’ya...
Fatih iddialı olacak
Pazar günü Kenan İmirzalıoğlu’yla karşılaştım, oy kullanmak için Cihangir’e gelmişti.
Eskiden komşuyduk, Sinem Kobal’la evlenince taşındı bizim semtten.
Arada Ağa Cafe’ye gelir bilardo oynardı, şimdi onları da yapmıyor.
Geçtiğimiz hafta yıllardır çalıştığı Ay Yapım’dan ayrılarak bir başka büyük yapım şirketi O3’le anlaşmıştı Kenan.
Kanal D’ye Fatih Sultan Mehmet dizisini çekmek için.
“Doğru, O3’le anlaştık, Kanal D’ye Fatih’i çekeceğiz” diyerek doğruladı haberleri.
Rolü için şimdiden heyecanlıydı. “Çok önemli tarihi bir karakter, o yüzden çok iyi hazırlanacağız” dedi.
Fatih Sultan Mehmet’le ilgili daha önce yapılan dizinin tutmamasına hiç takılmıyor bile;
“Bizimki dünya çapında bir prodüksiyon ve çok iddialı bir iş olacak” dedi.
Sonra da, “Benim iddiasız bir işte oynayacağımı düşünüyor musun?” diye şaka yaptı gülerek.
Şimdiden sakalları uzatmaya ve rol için hazırlanmaya başlamış.
Ben Kenan’ı çok iddialı gördüm. “Fatih” tahminimizden de iddialı bir dizi olacak galiba...
Kaybeden mi kazanan mı?
Hürriyet Web benden önce davranıp dün haberini yaptı ama ben de fikri takip yapıp hatırlatayım;
Ali Ağaoğlu’nun 26 kişiyle referandum iddiasına girdiğini yazmıştım. Tanesi 4-5 bin euro’luk Tom Ford marka takım elbisesine.
“Yüzde 65 evet çıkacak” demişti.
Evet oyları bu orana ulaşamadı ve şimdi yaklaşık 550 bin lira çıkacak Ali Ağaoğlu’nun cebinden.
“Ali Ağaoğlu iddiayı kaybetti” diye haber oldu dün internette bu konu.
Evet, görünürde 550 bin lira kaybetti ama seçimden önce “Yüzde 65 evet çıkacak” diyerek ileriye dönük yatırım yapmış oldu...
Paylaş