Paylaş
Grup Yorum’un şarkıları, hayata bakışı, politik duruşları nereee...
Palmalife’ın milyon dolarlık tekneleri, şaşaası, hayat tarzı nereee...
Olamaz değil mi?
Peki Grup Yorum’un Palmalife’ta konser vereceğine inanmıyorsunuz da, Pink Floyd’un Cennet Koyu’ndaki Arap düğününde sahneye çıktığına nasıl inanıyorsunuz?
Pink Floyd’un şarkıları, hayata bakışı nereee...
Lübnanlı işadamının para saçtığı Bodrum düğünü nereee...
Pink Floyd’la Grup Yorum’u özdeşleştirmiyorum elbette ama bazı grupların yaptıkları müzik ve hayata karşı duruşlarıyla bazı şeyleri yapmayacağını söylemek için bu örneği verdim.
Hani atarken biraz destekli atın diye...
Oturun artık üyelerinin bir kısmını kaybetmiş, Roger Waters’ın 70’ini devirdiği Pink Floyd’u biraz dinleyin mi diyeyim, ne diyeyim vallahi bilemedim...
Arap düğününde Pink Floyd’u sahnede gördüğümüz gün, Pink Floyd’un öldüğü gündür.
Bunu biz biliyoruz da Roger Waters bilmeyecek öyle mi? Vallahi bizim magazin bazen çok hazin...
Sessiz bir koyda Ağaoğlu’nun doğum günü nasıl olur?
Hiç gitmedim ama giden herkes Bozburun’daki Sabrina’s Haus adlı tesisin ne kadar sessiz, ne kadar huzur dolu olduğunu anlatır durur...
Geçen hafta da böyle huzurlu bir akşamda Ali Ağaoğlu’nun dev teknesi yanaşmış Bozburun’a...
Ve ünlü işadamı, beraberindeki 15 kişiyle bir masaya oturmuş Sabrina’s Haus’da...
Gecenin ilerleyen saatlerinde de bir tekne yanaşmış ve başlamış havai fişek gösterisine...
Olayın tanığı; kız arkadaşıyla romantik bir hafta sonu geçirmek için Sabrina’s Haus’da olan bizim hafta sonu eklerinin yayın yönetmeni Çınar Oskay.
“29 Ekim kutlamalarında ancak bu kadar havai fişek patlatılıyor herhalde” diye anlattı olayı.
Öyle bir havai fişek gösterisi...
Tabii bu şenlikle birlikte Sabrina’s Haus’un ne sessizliği kalmış ne huzuru...
“Peki neden bunu yapmış Ali Bey?” dedim.
Kızının doğum günüymüş...
Olan Sabrina’s Haus’da kafayı dinlemeye kaçan tatilciler ve romantik hafta sonu geçirmeye çalışan bizim Çınar’a olmuş.
Bazı mekânlar bazı şeyleri kaldırmaz...
Hadi Ali Ağaoğlu böyle bir şeyi yaptı ama Sabrina’s Haus’cular en azından o akşama müşteri almasalardı.
Ali Bey’e ekstradan 20-30 bin dolar bir şeye patlardı alt tarafı...
Bebeklerini mi gösteriyorlar göbeklerini mi
Ünlü kadınlar arasında yeni bir moda başladı; doğumdan hemen sonra bebeklerini kucaklarına alıp fotoğraf çektiriyorlar.
Tercih ettikleri kıyafetler de hep göbeği açıkta bırakan türden.
Önce Ceren Hindistan böyle bir pozunu paylaştı sosyal medyada, tüm kadınların ağzını açıkta bıraktı.
Şimdi de Wilma Elles...
İkizleriyle verdiği pozda onun da karnı hiç doğum yapmamış gibiydi, çok fit görünüyordu.
Şu sıralar özellikle doğum yapmış kadınlar arasında en çok konuşulan konu, Ceren Hindistan ve Wilma Elles’in bunu nasıl başardığı...
Helal olsun diyorum ikisine de.
Bebekleriyle birlikte göbeklerini de göstermekte yerden göğe kadar haklılar.
Hangi kadın bunu başarsa aynı şeyi yapar çünkü...
Yürü be Şero!
Kasım ayında vizyona girecek “Kötü Kedi Şerafettin” adlı animasyon filminin çok izlenmesini istiyorum.
Bunun için iki nedenim var...
Birincisi; ben bir animasyon delisiyim.
İkincisi; bizim kuşağın üniversiteden beri en sevdiği mizah dergisi karakterlerinin başında gelir Şero...
Bu yüzden elimde olmadan “Kötü Kedi Şerafettin”in çok izlenmesini, büyük başarı kazanmasını istiyorum gişede.
Kazansın ki, Türk animasyon filmleri yapmak konusunda yapımcılar daha çok cesaretlensin.
Ama bir yandan da içimde bir korku yok değil...
Çünkü artık Hollywood yapımı o kadar iyi animasyonlar izliyoruz ki...
İnsan ister istemez “Acaba bizimki yanlarında çok mu yavan kalır?” diye düşünüyor...
Alkışlar Şevket’e...
Hürriyet’in başlattığı “Soma’nın Hayalleri Var” kampanyası çerçevesinde İstanbul’a gelen Somalı çocuklar, Şevket Çoruh’la tanışmışlar.
“Arka Sokaklar”ın Mesut Komiser’ini karşılarında gören çocuklar şaşırmışlar, başlamışlar soru yağmuruna:
* Dizi bitecek mi?
* Kanal mı değiştirecek?
* Dizideki köpek Garip sizin mi, nerede yaşıyor, kim bakıyor?
* Dizideki oğlunuz Tunç, sizin gerçek
oğlunuz mu?
* Çocuğunuz var mı?
* Yeni dizi, film
var mı?
Sonunda Şevket Çoruh dayanamamış ve demiş ki; “Çocuklar bu kadar çok televizyon izlemeyin. Kitap okuyun, sokakta oyun oynayın, bırakın televizyonu.”
Budur işte!
Hayatını televizyondan kazanmasına rağmen çocuklara edebiyatın, sokağın, arkadaşlığın daha önemli olduğunu anlatmaya çalışan bir oyuncu...
Kendisini alkışlıyoruz...
Paylaş