Paylaş
Aynı yaştaki kızım gördü gazetede fotoğrafını; “Baba ne olmuş çocuğa?” dedi.
“Düşmüş, kafasını çarpmış” dedim.
“Neden ağlamıyor peki?” dedi.
“İnsanlığımızdan utanmamız için suratımıza en ağır tokadı indirdiğinden” diyemedim...
5 yaşındaki çocuğun gülmesi, oynaması gerekirken şok içinde yaralarına bile ağlayamayacak noktaya getirilmesi korkunç...
Çünkü bombaların, ölümün, enkazın ne demek olduğunu yaşına rağmen o biliyor...
Savaşın ortasına doğdu çünkü.
Bu kez onu buldu bombalar, şok içinde konuşamıyor, ağlayamıyor...
O donuk bakışlarıyla çok şey anlatıyor...
Çocuklara bunları yaşatanlara, insanlığa bu acıları gösterenlere lanet olsun.
Suriyeli çocukların fotoğraflarına bakıp bakıp utanalım.
Onların çaresizliğini düşünün...
Ülkeni bırakıp Avrupa hayaliyle yola çıkarsan Aylan...
Gitmez kalırsan Ümran...
Yetmedi mi bu kadar kan, bu kadar acı?
Hakkari’ye güzel haberin üzerine Yılmaz’ın Hakkari filmi izlenir
90 yıllık bir ilin ilçeye dönüştürülmesi büyük haksızlık olacaktı.
Hakkari için en doğru karar alındı.
Hakkari ve Şırnak’ın ilçe olmasına ilişkin hazırlanan tasarı geri çekildi.
Alınan karara göre Hakkari ve Şırnak il olarak kalacak, il olmaları planlanan Yüksekova ve Cizre ilçe olarak kalmaya devam edecek.
Bölge halkının sesini, itirazlarını dinleyen hükümete tebrikler...
Hakkari’ye bu güzel haberin üzerine Yılmaz Erdoğan’ın önümüzdeki ay vizyona girecek yeni filmi “Ekşi Elmalar” çok iyi gidecek.
Filmin “Vizontele” tadında olduğu ve 77’de Hakkari’de başlayıp 90’larda Antalya’da bittiği söyleniyor.
Hakkari Belediye Başkanlığı yapan Reis lakaplı dedesi Mehmet Sait Atay’ı oynuyor filmde Yılmaz.
Önceki gün fragmanı yayınlanan filmin görüntüleri, hikayesi etkileyici gözüküyor.
Hakkari’nin il kalması için Başbakan Yıldırım’la bile görüşen Yılmaz, “Ekşi Elmalar”la memleketine bir kez daha selam çakmış olacak...
Havuzda cep telefonu
Ben çok havuz seven biri değilim, denize girmeyi tercih ederim.
Bu hafta masallar diyarında iki-üç gün bir havuz tatili yaptım, haftaya pazar yazacağım.
Gördüğüm manzara şudur:
Herkes cep telefonlarını su geçirmeyen kılıflarla boynuna asıyor.
Millet havuzda bile fotoğraf çekip sosyal medyaya yüklüyor.
Havuzda bile telefonla konuşuluyor.
Bir havuzda, denizde konuşmadığımız kalmıştı cep telefonuyla, o da tamam olduğuna göre eksiğimiz kalmamıştır herhalde...
Modern insanın cep telefonu bağımlılığı, bütün bağımlılıkların önüne geçmiş durumda...
Hangi şehit haberine göre konser iptal olur Bengü?
Mart ayında İstiklal Caddesi’ndeki patlamanın ardından Bengü, o tarihte Bostancı Gösteri Merkezi’nde vereceği konseri iptal etmişti.
Peki önceki akşam Açıkhava’da konser verdiği gün patlamalar, şehitler, cenazeler yok muydu?
Aynı gün Elazığ’da patlama olmuştu, Van’dan, Silvan’dan terör haberleri geliyordu.
İstanbul’da olunca terör de, Güneydoğu’da olunca ‘normal’ olay mı yaşananlar?
Sakın yanlış anlama sevgili Bengü, “Neden Açıkhava’da konser verdi” diye seni eleştirmek değil amacım.
Bence de çıkıp Açıkhava konserini vermekle doğru yaptın.
Ben genellikle konserlerin yapılmasından yanayım hep.
Sadece bu konser iptallerini yine gündeme getirmek için senin adını verdim.
Bengü terör var diye mart ayında konserini iptal ediyor.
Ağustos ayında ise terör gerekçesiyle konserini iptal etmiyor.
Bengü gibi hepimizin kafası karışık aslında...
Rüzgara, tepkiye, sosyal medyaya göre konser kararını veriyor sanatçılar...
Paylaş