Paylaş
Hepsi için bunu söylemek imkansız, bu yüzden böyle yaftalar yapıştırmayı sevmiyorum.
Ama ne yazık ki birbirimize yaftalar yapıştırmadan konuşamıyoruz artık.
Hükümete yakın olanların TRT’ye program yapması her siyasi dönem için geçerli bir durumdur, TRT özerk olmadığı sürece de geçerli olmaya devam edecek.
Yarın CHP iktidara gelse, emin olun bir şey değişmeyecek bu kez ‘AK Parti yandaşları’ kurumdan uzaklaştırılacak, ‘CHP yandaşları’ program yapmaya başlayacak.
Çözüm net, onun bunun parasını tartışacağınıza TRT’nin özerkliğini isteyin.
Bülent Arınç listeyi açıkladı, kaldı ki verilen para TV sektörü için para değilmiş.
Açıklanan rakamlar brüt ücret.
TRT’de 1000 lira brüt demek, 600-650 lira net demek...
Yani Ekrem Dumanlı, Emre Aköz, Mehmet Barlas’ın aldığı net para 900-1000 lira arasında.
Fehmi Koru’nun eline geçen 1600-1700 lira.
Bu isimleri seversiniz, sevmezsiniz o ayrı...
Ancak TRT’nin ödediği bu paraları fahiş göstermeye de benim vicdanım el vermiyor çünkü TV sektöründe bu paraların komik olduğu ortada.
TRT bırakın program sunanları gelen konuklarına bile telif öder...
Geçenlerde arkadaşım bir TRT programında sanatçının arkasındaki üç vokalden biri olarak çıktı.
Adam başı 200’er lira ödemişler.
Vokalin ekranda göründüğü için 200 lira aldığı bir yerde de bırakın gazeteciler 900-1000 lira alsınlar artık.
Mesleği ayaklar altına alan, dışarıdan bakıldığında gazetecileri para kavgası yapan bir grup olarak gösteren bu tartışma da bitsin artık...
Benim bu konudaki tavrım net:
Kimsenin parasını tartışmam...
TRT’nin gazetecilere ödediği paraları çok bulmam...
TRT’ye program yapan herkese yandaş olarak bakmam...
Sadece ve sadece; Özerk TRT isterim.
Yabancı gözüyle ‘kafadan koparmak’
Milliyet’te İspanyol spor yazarı Fabian Torres’in yazılarını merakla okuyorum.
Yıllardır aynı klişeleri kullanan futbol yazarlığına değişik bir üslup getirecek mi merakıyla...
“Yabancı gözüyle” adlı köşesinde bizim maçları yorumluyor.
Kullandığı terimler şöyle:
“Şenol Güneş’in talebeleri”...
“Skoru kafadan koparmak”...
“Karadeniz ekibi”...
“Sırıtmadan görevini yaptı”...
“Kişilikli futbol”...
Tamam futbolun dili dünyanın her yerinde benzer ama İspanyol yazarın da kısa sürede “Karadeniz ekibi” diyecek kadar bizden olması şaşırtıcı...
Muhtemelen editörler çeviri yaparken bunları yazıyorlar ama bizim farklı bir üslup beklentimiz de hayal oluyor.
Pişti sahnesi
Yönetmen Tolga Örnek’in, Nejat İşler ve Yiğit Özşener’in iki kızla sevişme sahnesini boxer’larla çekmesini yazınca sıkı sinema seyircisinden uyarılar geldi...
Aynı sahne 2001 yapımı Fransız filmi “Ma Femme est une Actrice” (Benim Karım Artist) adlı filmde kullanılmış.
Filmin yönetmeni Yvan Attal, sevişme sahnesini boxer’la çeken bir yönetmen koymuş filmine...
Tolga Örnek bu filmi izledi mi bilmiyorum ama olayda bir pişti olduğu açık.
Bu yıl kurban bağışı LÖSEV’e
Ben kurban kesen biri değilim ama annem hep keser...
Son 5-6 yıldır ise bunu bağış olarak yapmaya zor da olsa ikna ettik onu.
Her yıl da annemin nereye bağışladığını yazıyorum.
Geçen yıl Mehmetçik Vakfı’na vermişti...
Arada Deniz Feneri’ni deneyip, sonra pişman oldu...
Daha önce Kızılay’a...
“Bu yıl ne yapacaksın” dedim?..
Araştırmış, “Ya LÖSEV’e ya da Darülaceze’ye bağışlayacağım” dedi.
Sonunda da Lösemili Çocuklar Vakfı’nda karar kıldı.
Bu yıl kurban kesmiyormuş LÖSEV, hem ülkede küçükbaş hayvan sayısı düştüğü, hem de geçen yıl haksız yere kurban kampanyasıyla gündeme geldikleri için...
Kurban parasını bağış olarak alıyorlar ve hasta çocukların tedavisi için kullanıyorlar.
Fenerbahçe grupta Mirsad’ın üçlüğünü ararsa ne olacak...
Fenerbahçe’nin Montepaschi Siena takımıyla oynadığı basketbol maçında son saniyede ilginç bir şey oldu.
Mirsad’ın attığı üçlük kameraya çarptı ve potaya girmedi.
Bu üçlük girse belki Siena son atağı da sayıya çeviremeyecek 18 farkla bitecekti maç. Mirsad’ın üçlüğünü kamera engelleyince, dönen topu da Siena sayı yapınca 13 sayı farkla bitti maç.
13 sayı nerede 18 sayı nerede...
THY Avrupa Ligi’nde grup maçlarında sayı avantajı çok önemli...
Umarım bu maçların sonunda sayı farkına ihtiyacı olmaz Fenerbahçe’nin.
Böyle 2-3 sayı farka ihtiyaç olursa Fenerbahçelilerle NTV Spor’un arasında yaşanacak gerilimi düşünmek bile istemiyorum.
Marka olmak
Victoria’s Secret’ın yıl sonuna doğru düzenlediği defilesi her sene olay oluyor.
Yılın en heyecanla beklenen şovlarından biri bu defile...
Erkek bakış açısıyla söylemiyorum, kadınlar da bu iç çamaşırı defilesini yakından takip ediyorlar.
New York’ta önceki gece yapılan defileden görüntülere bakıyorum.
Katy Perry şarkılar söylüyor...
Adriana Lima göz kamaştırıyor, sahne rengarenk...
Her yanıyla çok güzel bir şov.
Marka olmak tam da bu işte; Pirelli gibi her sene takvimini bekletirsin, Victoria’s Secret gibi her sene şovunu izletirsin...
Paylaş