Paylaş
Bunu da başardı...
Ama ‘insanın’ istemediği ot burnunun dibinde bitermiş ya...
Yıllar geçti magazinden o kadar uzak duran Ferhan Şensoy’un 1990 doğumlu kızı büyüdü, güzel bir genç kadın oldu...
Bakıyorum da her gün gazetelerde bir Derya Şensoy haberi...
Yok onunla aşk yaşadı, yok bununla sevgili oldu, yok bununla el ele göründü...
Bir babanın bu haberlere ilgisiz kalması, kızının ne yaptığını merak etmemesi mümkün mü...
Eminim 60’ından sonra Ferhan Şensoy, gazeteleri ilk magazin eklerinden okumaya başlamıştır...
İzmir havaalanı
Mart ayında Başbakan Erdoğan’ın açtığı İzmir Adnan Menderes İç Hatlar Terminali’ni ilk kez gördüm...
Müthiş olmuş...
Mimarisi, iç genişliği, ferahlığı, taşıma bantları, mobilyalarıyla dört dörtlük...
İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan daha iyi...
21 ayda tamamlanan terminal için 266 milyon euro harcanmıştı...
Yılda 20 milyon yolcu kapasitesiyle hizmet veren bir yer burası...
Türkiye’nin en büyük iç hatlar terminali...
İlk kez gittim, ilk kez gördüm...
Hayranlık ve şaşkınlıkla gezdiğimi itiraf etmeliyim...
İzmir’e çok yakışan bir terminal olmuş, emeği geçen herkese tebrikler...
Gazeteci-şarkıcılara bir yenisi ekleniyor
Ömür Gedik... Ayşe Özyılmazel... Onur Baştürk... Oben Budak...
Son yıllarda köşe yazarlığının yanında şarkıcılık da yapan meslektaşlarımız...
Bazıları eleştiriyor ama ben Ömür’ün sahneye çıkmasını da, Ayşe’nin klipler çekmesini de, Onur’un şarkı söylemesini de, Oben’in müzikle uğraşmasını da destekliyorum...
Böyle bir yetenekleri varsa neden yapmasınlar...
Önceki gün okudum bir başka meslektaşımız Asu Mora da sahneye çıkmaya hazırlanıyormuş...
Bu cuma Kuruçeşme Ada’da sahne alacakmış ilk kez...
Milliyet’e verdiği röportajda “Bir kerelik bir deneyim, devamını getirmeyeceğim ve albüm de çıkarmayacağım” diyor...
Temkinli yaklaşıyor olaya...
Oysa tam tersi, madem müziği seviyorsun sahneye de çıkmaya devam etmeli, ilerde albüm de çıkarmayı düşünmelisin sevgili Asu Mora...
Gazeteci-şarkıcılara yapılan eleştirilere kulak asma...
Alaçatı’yı ilk kez sevdim…
Alaçatı’ya hep mesafeleydim, zaten hayatımda toplasan 4 ya da 5 kez gitmişimdir...
Denize uzak olması... Kalabalığı, piyasa halleri hep beni tedirgin etmiştir...
Ama ilk defa sevdim Alaçatı’yı...
Bana bu kez burayı sevdiren en önemli iki şey de Viento Otel ve Kuum Beach oldu...
Viento yeni açılan, kahvaltısından yemeğine her şeyin organik olduğu 22 odalı bir butik otel...
Bir aile işletmesi ve her şeyle, herkesle tek tek misafirleri gibi ilgileniyorlar.
Kuum Beach ise kasıntıdan uzak, piyasa olmayan, ailelerin de çocuklarıyla geldiği huzurlu bir koy...
Bir sonraki koyda Propaganda Beach var, orası da müthiş bir denize sahip...
Şu kadarını söyleyeyim Hacımemiş’i bile yeni keşfettim ben Alaçatı’da...
Tasarım dükkanları, küçük butikleri, sokak aralarından taşan enerjisiyle cazibe merkezi olması çok normal...
Farkettiyseniz ben bir Alaçatı acemisiyim...
Ne yolunu ne izini bilirdim...
İlk kez bu kadarını keşfettim ve çok sevdim...
Paylaş