Paylaş
29 Ekim’de resmi açılışı yapılacak olan 3’üncü Havalimanı’na böylece ilk inen isim olacak Erdoğan...
Şubat ayında da inmesi planlanmış ancak ertelenmişti.
Bunun nedeni ise pistlerde o dönem güvenliğin tam sağlanamamış olmasıydı.
Şubat ayında havalimanı etrafına çitler ve güvenlik bariyerleri henüz çekilmemiş olduğu için, Erdoğan’ın pilotları ineriz görüşü bildirmesine rağmen ertelenmişti bu iniş...
Çünkü piste domuz, tilki gibi bölgede çok görünen hayvanlar girebilir ve iniş sırasında tehlike yaratabilirdi...
Şimdi bu güvenlik de sağlandı, pistlerin etrafına çitler ve güvenlik bariyerleri çekildi.
Bugün Erdoğan’la birlikte ilk resmi iniş yapılmış olacak... Hep birlikte Türkiye’ye hayırlı olsun diyeceğiz...
Bu arada havalimanının yüzde 90.5’i tamamlandı.
İnşaatı gezdiğim için biliyorum kısa sürede müthiş bir iş çıktı ortaya.
Fayton meselesi hâlâ anlaşılmamış
Yok adalara New York tarzı faytonlar gelecekmiş, yok fayton dünyanın her yerinde varmış...
Yasaklamak değil düzenlemek doğru çözümmüş...
Görünen o ki bu adalardaki fayton meselesi bazıları tarafından hâlâ anlaşılmış değil.
New York’taki, Viyana’daki gibi faytonlar olamaz adalarda arkadaşlar. Çünkü bizim problemimiz adanın dik yokuşlara sahip olması. New York, Viyana dümdüz yerler, atlar yokuş çıkarken bayılmıyor oralarda, tıngır mıngır gidiyorlar...
Bizim adalarda ise uzun ve dik yokuşlar var.
Her şehrin kendine özgü koşulları vardır. Siz dimdik yokuşları olan bir şehirde fayton isteyen gördünüz mü hiç?
Bu yüzden adalarda fayton yasaklanmalı diyoruz.
Düzenleme yapmak, faytoncuyu eğitmek falan değil mesele coğrafi şartlar uygun değil COĞRAFİ...
Ha bakın, adaları dümdüz hale getirmek de bir çözüm! O zaman kimse fayton yasaklansın demez.
Not: Bu arada belediyenin elektrikli araçları da tam bir tasarım felaketi. Tamam fayton atlara eziyet ama bu elektrikli araçlar da insanlara eziyet olacak.
Mr. Adnan’la Mr. Denizli...
Önceki gün Nişantaşı’ndan Mustafa Denizli ve Selçuk Yöntem, Erol Kaynar’ın dükkanında oturuyor. Karşıdan İranlı iki çift geliyor. Erkekler Mustafa Denizli’yi görünce, “Mr. Denizli” diyerek koşarak fotoğraf çektirmeye yanına gidiyorlar. Malum Denizli sadece bizde değil, İran’da da efsane bir hoca.
Pas ve Persepolis takımlarını çalıştırdığı dönemde büyük başarılar elde etmişti. Kadınlar, bizim adamlar nereye koşuyorlar diye şaşkınlıkla bakarken, Selçuk Yöntem’i görüyorlar...
“Mr. Adnan” diye onlar da Selçuk Yöntem’le fotoğraf çektirmeye koşuyorlar. Bu hikayeyi duyunca “Mr. Adnan’la Mr. Denizli”ye, “Siz güçlerinizi birleştirseniz İran’da voltranı oluşturursunuz” dedim...
Yasa dışı bahis siteleri
Cep telefonlarımıza sürekli bahis sitelerinin reklamları geliyor. Yasak olmasına rağmen binlerce insan yasa dışı bahis sitelerinde oynamaya devam ediyor. Dünya Kupası maçlarıyla bu sayı daha da arttı.
Neden böyle oluyor peki? Çünkü Nesine, Bilyoner, gibi yasal sitelerde oynanan türden bir bahis oyunu dünyanın hiçbir yerinde yok.
Dünya Kupası’nda bile tek maç bahis oynatmıyor yasal siteler.
İspanya-Portekiz maçına bile tek maç oynayamazsınız. Üç maç oynayıp üçünü de bilmek zorundasınız.
Yasal olmayan siteler her maçı tek tek oynattığı gibi (dünyada normal olan bu zaten), maç devam ederken canlı bahis de oynatıyorlar...
Yasal sitelerden daha fazla oran veriyorlar...
Şimdi bu işlerin meraklısı ne yapsın?
Bahis bilmenin imkansızlaştırıldığı yasal sitelerde mi oynasın, daha heyecanlı ve kazanmanın daha yüksek olasılık olduğu yasa dışı sitelere mi yönelsin?
İddaa mutlaka dünyada bahisler nasıl oynanıyorsa o standartlara çıkartılmalı, yoksa Türkiye ekonomisi yasa dışı bahislere milyonlarca lira akıtmaya devam edecek.
Hayvanlara şiddet haberleri özendirici mi oluyor?
4 ayağı kesilen yavru köpeğin şokunu üzerimizden atamamışken bu kez Bursa’dan benzer bir şekilde 4 ayağı kesilmiş yavru kedi haberiyle
sarsıldık...
İçimizdeki psikopatların sayısı mı artıyor?
Toplum olarak cinnet mi getirmeye başladık?
Eskiden de bu kadar caniydik de, sosyal medya olmadığı için mi duymuyorduk?
Belki de bunların hepsi birden...
Hayvanlara eziyet edilmeyeceği okullarda ders olarak mutlaka okutulmalı.
Milli Eğitim Bakanlığı müfredata bu konuyu mutlaka eklemeli...
Belki medya olarak bu hayvanlara eziyet haberlerini yaparken de daha dikkatli olmalıyız.
Ben artık bu tür haberlerin benzer olayların olmasını tetiklediğini düşünmeye başladım. İntihar haberlerini nasıl özendirici olmasın diye kullanmıyor medya, belki hayvanlara eziyet haberlerini de daha dikkatli vermek lazım.
4 patisi kesilmiş köpekten sonra, 4 patisi kesilmiş kedi birbirlerine öykünen psikopatların işi olabilir...
Bakın nasıl ülkenin gündemini değiştiriyorum diyen manyaklar, bu sosyal deneylerini hayvanlara eziyet ederek yapıyorlar belki de...
Hayvanlara eziyet haberlerinin özendirici olup olmadığı üzerine tartışmamız gerek bir konu...
Paylaş