Hiç Bunları Kendine Dert Etmeye Değer mi’nin TV tarihinin en uzun isimli programı olması üzerine yazmıştım cuma günü...
Bir arkadaşım bunun üzerine dünyanın en uzun film ve albüm adını göndermiş.
Dünyanın en uzun film adı 41 kelime, 168 harf, 208 vuruştan oluşuyor. (Kısaca Night of The Living Dead diye biliniyor, Yön: Lowell Mason)
İşte filmin adı: Night of the Day of the Dawn of the Son of the Bride of the Return of the Revenge of the Terror of the Attack of the Evil, Mutant, Alien, Flesh Eating, Hellbound, Zombified Living Dead Part 2: In Shocking 2-D.
En uzun albüm adına sahip sanatçı ise Fiona Apple... 90 kelime, 355 harf, 446 vuruş...
When the Pawn Hits the Conflicts He Thinks Like a King What He Knows Throws the Blows When He Goes to the Fight and He’ll Win the Whole Thing ’Fore He Enters the Ring There’s No Body... (diye gidiyor, köşede yazacak yer kalmadı.)
Beckenbauer Belek’te
Belek’teki golf sahaları tartışması sürerken hafta sonu yurtdışından üç önemli misafiri ağırladı bölge...
Hafta sonu Belek’te Kaya Eagles Golf Club’ın açılışı vardı.
Franz Beckenbauer, Toni Schumacher, F1 eski pilotu Mika Hakkinen gelip Belek’teki yeni golf sahasında oyun oynadılar.
Sahanın ilk vuruşu olan altın vuruşu Beckenbauer’un yaptığı tesisin açılışı, milli maç nedeniyle iki satır yer aldı spor sayfalarında...
Türkiye’de golf sahaları yerden yere vurulurken, Avrupa futbolunun tepesindeki en önemli adam, Avrupa Şampiyonası elemelerinin olduğu gün gelip Belek’te golf oynuyor.
Yabancılar Belek’in kıymetini anladı ama bizdeki golf düşmanlığını bitirmek için 5-10 yıla daha ihtiyacımız var anlaşılan...
Emre’siz olmaz
Malta ve Macaristan maçı sonrası Emre Belözoğlu’nu linç etmeye çalışan spor basını Norveç maçından sonra en güzel yanıtı aldı.
Milli Takım’ın Emre’siz olması gerektiğini yırtınanlar, kaptanın şovuna ve oyununa herhalde şapka çıkarmıştır.
Yaptığı kol hareketi sonrası Emre’yi kurtlar sofrasına atmayıp sahip çıkan Fatih Terim ise önemli olanın zor günde hocalık yapmak olduğunu dosta düşmana kanıtladı.
Dünkü Vatan’da Mircea Lucescu da aynı şeyi yazdı; "Emre’ye karşı Türkiye’de oluşan tepkiyi yakından takip ettim.
Belki başka bir teknik adam Emre’yi daha önce feda ederek yoluna devam edebilirdi...
Ama Terim büyük bir cesaret örneği göstererek, kendini de riske atarak Emre’ye sahip çıktı. İşte o Emre, dünkü maçı kazandıran ilk aktördü"...
Neyse ki bunları yazacak yabancı da olsa bir göz var spor basınında...
Sen mutlu ol yeter!
Ayşe Arman, Hürriyet Pazar röportajında; "Bir daha gamzeli bir adamla aşk yaşar mısın" diye soruyor.
İclal Aydın yanıt veriyor;
"Bilemem. Yaşayıp yaşamayacağımı Cengiz Semercioğlu’na sormak lazım. Ondan izin almadan olmaz!"
Fesupanallah...
İclal Aydın, şu "peri masalı gibi" başlayıp biten gamzeli aşkını bana kilitledi ya helal olsun...
Oysa kendi ağzıyla söylemiş röportajda;
"Bizim Hello dergisinde yayınlanan düğün fotoğraflarımız tam bir görgüsüzlüktü" diye...
"Şimdi olsa bu kadar göz önünde yaşanmasına izin vermezdim, hataydı. Olmasa iyi olurdu ama oldu" diye...
Ama yok, "gamzeli aşkın" tek sorumlusu benim!
Madem sordun söyleyeyim, bundan sonraki ilk aşkın gamzeli de olsa gamzesiz de fark etmez İclal’cim, aynı görgüsüzlükleri yapma yeter...