Emekli ihtiyar

Dünya Kupası bir kez daha gösterdi ki, Türk spor basınının yurt dışı organizasyonları izlemede ciddi problemi var.

Belki kalifiye eleman eksikliğinden, belki yeterince önem verilmediğinden her zaman eksik bir şeyler kalıyor.

Oysa Avrupa basını çok daha yaratıcı işlere imza atıyor.

Tabii bunun altında ülkelerin birbirine gıcık olması ve rekabet de var.

Mesela İngilizler Fransızlar’ı sevmiyor, Almanlar İngilizler’e gıcık, İspanyollar hem Fransızlar’a hem İngilizler’e tepkili...

Hal böyle olunca spor basını da en ufak fırsatı değerlendirip, birbirlerinin ’canını yakacak’ haberler yapıyorlar.

Maçlardaki ayrıntıları, saha dışındaki olayları, işin perde arkasını çok daha iyi yakalıyorlar.

Bizim spor basınında ne yazık ki bu yaratıcılık yok!

Geçenlerde İngiltere-Ekvator maçında David Beckham resmen saha ortasında kustu.

Maçın sonlarına doğru dizlerinin üzerine eğilen Beckham’ın görüntüleri ekrana da yansıdı.

Maçı beraber izlediğim arkadaşlara dönüp, "İddia ediyorum bu ayrıntıyı kimse görmeyecek" dedim.

Kanal 1’den zaten böyle bir şey beklemiyoruz.

Peki ya yazılı basın?

Herkes Beckham’ın attığı frikik golünün ne kadar muhteşem olduğunu yazdı.

Tabii bu ayrıntıyı kaçırmayanlar da var.

İspanyol El Pais gazetesi Beckham’ın bu fotoğrafının üzerine "Emekli ihtiyar" başlığını atmış.

"İngiltere her maçını daha kötü oynuyor" diyerek de İngilizler’in futbolunu yerden yere vurmuş.

Yorulduğu için kusan Beckham’ın emekliye ayrılmış bir ihtiyara, Rooney’in ise çizgi film karakterine benzediğini yazmış.

Bizde ise bu fotoğrafı kullanan tek bir yayın organı görmedim.

Bunun gibi binlerce ayrıntı, magazin ve perde arkası olay var Dünya Kupası’nda.

Mesela hakemlerin kulaklığının ne işe yaradığını anlatan doyurucu bir bilgi hala okumadım.

Evet biliyoruz yardımcılarıyla haberleşiyorlar...

Ama bu uygulamayı sorgulayan tek bir haber yok.

Madem kulaklıkla haberleşiyorlar neden kritik pozisyon sonralarında yanyana gelip konuşuyorlar?

Orta hakemi mikrofonla konuşurken gören var mı?

Yardımcılarıyla haberleşmelerine rağmen neden bu kadar çok hakem hatası yapılıyor?

Bilemiyoruz!

Bizde saha dışı haber denince, akla bir tek Brezilyalı kızların kalçaları, çıplak vücutlarını boyayan kadınlar ve ülke bayraklarıyla süslenmiş dolgun göğüsler geliyor.

Garanti’nin hava durumu bildiren binası

60’ıncı kuruluş yılını kutlayan Garanti Bankası, Zincirlikuyu’daki yeni genel merkez binasının tanıtımını da yaptı geçenlerde.

Binanın uzun süredir inşatı sürüyordu.

Sonunda mimari olarak güzel, görkemli bir bina çıktı ortaya.

Binanın ilginç bir özelliği var.

Hava durumuna göre ışıklandırması değişiyor.

Yani hava karardıktan sonra Garanti’nin binasına bakanlar yarın havanın nasıl olacağını öğrenecek.

Bina kırmızıyla ışıklandırılmışsa yarın kar yağacak demek.

Mavi açık ve güzel havayı, yeşil yağmuru, sarı sisi, beyaz da bulutlu havayı sembolize ediyor.

Eskiden tarihi Beyazıt Kulesi’nde yanan ışık bu işlevi görürmüş.

Garanti’nin yönetimi de bu geleneği yaşatmak için böyle güzel bir uygulama yapmış.

Ne var ki bu uygulama gece 24.00’e kadar sürüyor.

Gece 24.00’te bina ışıklandırması sönüyor ve hava durumunu bildirmek için sadece tepedeki ışıklı direk yanıyor.

Evet sabaha kadar tüm binayı ışıklandırmak ciddi maliyet getirebilir.

Ama en azından hangi ışık neyi anlatıyor öğrenene kadar gece boyunca yansaydı bari ışıklar.

Işıklandırılmayan İstanbul’a da bir renk getirirdi Garanti’nin binası...

Anadolu Ateşi

Anadolu Ateşi adıyla bir macun piyasaya sürülmüş.

Macunun vücüttaki yorgunluğu aldığı, cinsel gücü artırdığı ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği iddia ediliyor.

Denemedim bilmiyorum, böyle şeyleri denemem de...

Ama bildiğim bir şey var bu yeni ürüne, Anadolu Ateşi Grubu çok bozulmuş.

Grubun avukatı, macunun üreticisini arayarak, "Bu ürün bizim adımızı kötü anımsatıyor, sizi mahkemeye vereceğiz" demiş.

Üretici de, "Bunun patentini aldım, hiçbir şey yapamazsınız" iddiasında.

BKM’nin bugüne kadar neden pek çok alanda Anadolu Ateşi’nin isim hakkını almadığını anlamadım.

Sonuçta macuncuyla dansçılara mahkeme yolu gözüküyor.

Peynirli lahmacun

Hafta sonu ekler görsel yönetmeni Sanlı Ergin, dünkü dönerli lahmacun yazımı okuyunca "O da bir şey mi" dedi.

Frankfurt’ta lahmacunu içine sarımsaklı yoğurt ve peynir koyarak yiyenler görmüş.

"Yok daha neler" dedim. Tarifler giderek korkunçlaşmaya başladığı için de lahmacun mevzusunu burada kesmeye karar verdim.
Yazarın Tüm Yazıları