Ege notları

Şöyle bir uzandım geçen hafta Ege’ye arabayla... Nerede duracağımı bilmeden yollara düştüm, bakın neler gördüm...

Haberin Devamı

Mona...
Alaçatı’nın en geniş, en ferah restoranlarından. Daha geçen yaz açıldı ama ikinci sezonunda haklı bir şöhrete kavuştu. Eski zeytin fabrikası, şık bir İtalyan restoranına dönüştürülmüş. Şef Fabio Foltran yarı Türk olmuş artık ama yemekleri yüzde 100 İtalyan.
Sadece tiramisu yemek için bile gidilir. Yalnızca Alaçatı’da değil, Türkiye’de en iyi tiramisunun yapıldığı yerlerden biri.
Çeşme Sheraton...
Çeşme’nin olmazsa olmazlarından. Hem bu kadar popüler ve kalabalık hem de standartları yıllardır düşmüyor. Bölgenin en iyi denizine sahip. Uğur Dündar’ı gördüm iskelesinde, şortla güneşleniyordu. Maşallah hiç yaşlanmıyor, çakı gibiydi vücudu.
Fenerbahçe ve şikeyi konuştuk. Çeşme Sheraton’ın iskeledeki püfür püfür barı bile yeter...
La Capria...
Alaçatı’da butik bir otel. Kendine ait avlusunun ortasında havuzu var. Bir aile işletmesi olmanın getirdiği sıcak ve sempatik hava her yere sinmiş. Odalar çok şık ama pahalı bir otel. Gecelik oda fiyatları 175 euro’dan başlayıp, 475 euro’ya kadar çıkıyor. Bu yüzden de genellikle sosyete ve işadamları burayı tercih ediyor. Özel partiler yapıyorlar.
Ege şarapları...
Zaman bulup Urla Şarapçılık’ın bağ ve tesislerini gezemedim ama Urla Karası buldum. Bulduğunuz yerde kaçırmayın bu şarabı. Kavaklıdere’nin Egeo’su restoranlarda yok mu satıyor, yoksa az mı geliyor? Egeo Syrah’ı üç ayrı yerde sordum, mönüde var ama restoranda yok. Ben de İdol Şarapçılık’ın Consensus’unu sipariş ettim, çok iyi bir şarapla tanışmış oldum.
Rixos Bodrum...
Bodrum’un en lüks oteli olmayı sürdürüyor. Bu sene kuruluşunun 10’uncu yılı ve yenilendi. Eskiye göre daha lüks ve butik konsepte büründü. Yemekleri, restoranları iyi. Şirketlerin de sıklıkla tercih ettiği bir yer. Bir gruba şahit de oldum; Benckiser kızlarının kafası denizde “Hayde”yle halay çekecek kadar iyiydi...
Alaçatı mağazaları...
Tek tek adlarını saymaya kalksam sayfaya sığmaz. Çoğunluğu çok şık Alaçatı’daki mağazaların. Konsept butikleri, tasarım dükkanları... Ufacık mağazaların kapıları harikulade dünyalara açılıyor. Gezmekle bitecek gibi değil Alaçatı mağazaları. Mutlaka bir basılı haritası olmalı Alaçatı’nın, tek tek butikleri, restoranlarını gösteren. Belediyenin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermem, esnaf yapmalı. Topu topu 3-5 sokağın ‘guide’ı mı olur demeyin, yapın, Alaçatı’ya sahip çıkın.

Haberin Devamı

Pampişler!

Haberin Devamı

Herkes Hilal Cebeci’yle kafa buluyor.../images/100/0x0/55ea964bf018fbb8f889b20c
Yatmadan önce iç çamaşırlarıyla fotoğraflarını Twitter’da yayınladığı için...
Oysa orada önemli olan fotoğraflar değil, Hilal Cebeci’nin kendi dilini yaratması.
Takipçileri için kullandığı “pampişler” lafı olmasa, Hilal Cebeci fotoğraflarıyla bu kadar konuşulur muydu?
Asla.
İnternet, Hilal Cebeci’nin çok daha seksi fotoğraflarıyla dolu.
“Pampişler” lafı ise herkesin diline dolandı.
Doğru sloganı buldu Hilal Cebeci.
O yüzden, bu promosyon atağını sadece iç çamaşırlı fotoğraflara bağlayıp Hilal Cebeci’nin yaratıcılığına haksızlık etmeyin.

Asil şoförler!

Balıkesir’i geçerken yolda Şoförler Odası’nın tabelasını görürsünüz...
“Türk şoförü en asil duygunun insanıdır. M. Kemal Atatürk” yazar...
Bu söz üzerine çok makara yapıldı ama sağ olsun bizim Şoförler Odası’nın Atatürk’ün bu sözü söylediğine inancı tam.
1938’de öldü Atatürk...
Diyelim bu sözü ölümünden bir yıl önce söylemiş olsun.
1937’de Türkiye’de otomobil sayısı belli.
İstanbul’da 200 otomobil ya var ya yok...
Ortada daha şoförlük diye bir meslek bile yok.
Neye istinaden bu sözü söylemiş olabilir Atatürk?
Her meslekle ilgili bir sözü var Atatürk’ün, hangisinin doğru olduğuna bakmak lazım.
Şoför Odası’ndan rica etsek şu tabelaları kaldırırlar mı acaba?

Yazarın Tüm Yazıları