Dünyanın ünlüsü geliyor da...

Dünyanın en iyi tenisçileri İstanbul’da korta çıkıyor.
Hollywood’un en iddialı filmleri İstanbul’da çekiliyor.
Dünyanın en tanınmış oyuncuları, en tanınmış mankenleri geliyor.
Dünyanın en ünlü grupları, sanatçıları konser veriyor...
Özellikle son 5-6 yılda sanattan spora büyük bir çekim merkezi oldu İstanbul ve Türkiye.
Eskiden bu ünlülerin tek birinin gelmesi bile büyük olay olurdu.
Şimdi sıradan bir olay muamelesi görüyor.
2005’te Paris Hilton ve Shakira, Mustafa Sandal’la birlikte Alman kanalı ZDF’nin Aspendos’ta çekilen bir programına katılmışlardı da amma tantana kopmuştu.
Şimdi Paris’e dönüp bakan bile yok.
Peki biz Türkiye’nin bu popülaritesini yeterince iyi değerlendiriyor muyuz?
İşte orası tartışılır.
Kendimiz çalıp kendimiz oynamamak için bu işleri dünyaya çok daha iyi göstermemiz lazım...
Bu yüzden de en başka haber ajansları, yabancı gazete ve televizyonlar önemli.
Turizm Bakanlığı bu tür organizasyonları sadece organizasyonu yapanlara bırakmamalı, dünya çapında pr’cılarla çalışarak destek vermeli.

Çocuklara dikkat!

Geçen gün Sıla’ya sordum, “Kurban Bayramı’nda yaşadığın bir çocukluk travması var mı” diye.
Günlerce elleriyle beslediği koyununu kesmişler.
Hangimizin yok ki böyle bir travması.
Sıla yine şanslıymış, benim çocukluğumdan kalma onlarca kurban görüntüsü var hafızamda.
Boğazı kesik kaçan dana mı isterseniz, kör bıçakla kesilen koyun mu?
Elimle beslediğim koyunun boğazı kesilirken tuttuğum ayağını benden yardım ister gibi çırpması mı...
Hepimizin benzer hatırları var.
Toplum olarak şiddete bu kadar yatkın olmamızın çocukluğumuzda yaşadığımız bu travmalarla ilgisi olabilir mi?
Bilmiyorum...
Ama şunu biliyorum..
Lütfen çocuklarınızın gözü önünde kurban kesmeyin, ömür boyu unutamayacakları kanlı sahneleri çocuklarınızın hafızasına kazımayın.
Bayramınız kutlu olsun...

Bir itiraz...

Geçenlerde Deniz Uğur’un doğum günü partisinde sevgilisi Orçun Benli’nin ‘magazincileri terslediği’ haberleri yer aldı gazetelerde...
Çağatay Ulusoy, Ceyda Ateş’in de olduğu doğum gününde Orçun Benli’nin mikrofonları iterek, “Size ne bizim doğum günümüzden” dediği yazıldı.
Pek çok gazetede çıktı bu haber.
Orçun Benli aradı, “Abi lütfen bütün kameraların ham görüntülerini buldur birlikte izleyelim.
Böyle bir laf demediğimi göreceksin. Ben magazincilerle kavga etmiyorum ama arkadaşlar beni böyle göstermeyi sevdiler galiba” dedi.
“Öyleyse gece muhabirleri yalan haber mi yazıyor” diye sordum...
“Ben kimseyi yalancılıkla suçlayamam ama ben böyle bir lafı asla etmedim” dedi...
Hep söylüyorum, bunu süzecek olan masabaşındaki editörler.
Gece muhabirlerinden gelen her notu aynen sayfaya aktarmamalılar.
Gece muhabirleri de birbirlerinden duydukları notları doğrudan gazeteye iletmemeli.

Aysel Gürel albümü ne oldu?

Orhan Gencebay’a saygı albümü bu kadar konuşulurken geçen yıl başlanan bir projeyi hatırladım; Aysel Gürel’e saygı albümü...
Hatta Müjde Ar, Aysel Gürel’in gün ışığına çıkmamış sözlerinin bulunduğu sandığı açmıştı bana.
Geçen yıl şubat ayında çıkması planlanıyordu bu albüm.
Hiç ses seda yok...
Orhan Gencebay’dan sıranın Aysel Gürel’e gelmediğini düşünmek istemem.