Çocuk bayramı!

Ata’mızın çocuklara armağan ettiği bayram...
Dünyanın tek çocuk bayramı...
Aman de ne güzel, ne harika diye övüne övüne kutladık bayramı...
Ama diğer taraftan bu ülkenin çocuklarının başına son birkaç ayda şu korkunç olaylar geldi:
* Adana’da 6 yaşındaki minik Gizem, işkence edilerek öldürüldü...
* Manisa’da 4 gündür kayıp olan 9 yaşındaki Umut su kuyusunda ölü bulundu...
* Kars’ta 9 yaşındaki Mert kaçırıldıktan sonra tecavüz edilerek öldürüldü...
* Kırklareli’nde 10 yaşındaki Halil tecavüz edildikten sonra boğuldu...
* Eskişehir’de 11 yaşındaki Öznur, ormanlık alanda tecavüze uğradıktan sonra öldürüldü...
* Sakarya’da 7 yaşındaki Ömer, tecavüze uğradıktan sonra iple boğularak öldürüldü...
* Amasya’da babasının tecavüzüne uğrayan 15 yaşındaki Ş.A’nın doğan bebeği yine babası tarafından öldürüldü...
* Kırşehir’de 4 yaşındaki Kamuran tecavüze uğradıktan sonra boğularak öldürüldü...
* Ve bunun gibi daha onlarcası...
Yazmaya benim elim varmıyor...
O çocukların ağlamalarını, yakarmalarını, cellatlarına “yapma abi” diye yalvarmalarını, son çırpınışlarını düşündükçe mideme kramplar giriyor...
Sapıklar, pislikler, hayvanlar her dönem hayatımızda olacak.
En medeni toplumlarda bile ne yazık ki bunlar var.
Ama hiçbir yerde bizdeki kadar çok yok!
Hiçbir yerde çocuklar bizdeki gibi mezalime uğramıyor.
Her güne korkunç bir evlat acısıyla uyanıyoruz.
Ve sonra çocuk bayramı kutluyoruz.
Duymuyorsunuz çığlıklarını, yere batsın bayramınız diye haykırıyor çocuklarımız.

Futbolcular için estetik sezonu açıldı

Anadolu’dan İstanbul takımlarına transfer olan genç futbolcuların ilk yaptığı şey nedir?
1- Şehrin gece hayatını keşfetmek...
2- Soluğu estetikçide almak...
Mesela şampiyonluk sonrası sahada saçlarını kestiren Fenerbahçe’nin genç oyuncusu Alper Potuk’a bakın...
Bir tarafa Eskişehirspor’daki fotoğraflarını koyun, diğer tarafa Fenerbahçe’deki...
Burun yapılmış, ufak-tefek dolgu takviyeleri gerçekleşmiş...
Ortaya başka bir Alper Potuk çıkmış...
Zaten Nişantaşı’ndaki estetikçiden çıkmıyor Alper Potuk...
23 yaşındaki biri bu kadar
estetik dokunuşlara neden ihtiyaç duyar.
Sadece o değil, pek çok futbolcu için durum aynı.
Şimdi sezon sonu geldiğine göre, futbolcular için de estetik mevsim gelmiş demektir...
Doğru, bıçak altına...

Taksim’den canlı

Yurdu demir ağlarla öremedik ama koskoca Taksim Meydanı’nın dört bir yanını her sene demir parmaklıklarla örmeyi başarıyoruz.
Merak ediyorum emniyetin elinde bu bariyerlerden kaç tane var acaba?
Çünkü öyle böyle değil...
Halaskargazi Caddesi’nden Gümüşsuyu’na, Cihangir’den Tarlabaşı’na uzanan koca bir alanda bu demir parmaklıklar yan yana konuluyor ve büyük bir yarı-açık cezaevi yaratılıyor.
Bu akşamdan itibaren örülmeye başlanacak bu Çin Seddi ve geceden itibaren girişler yasak olacak Taksim Meydanı’na...
Gazdan sudan geçtik yarın için tek dileğimiz kan dökülmemesi, can kaybı olmaması...

Renkli tişört rekabeti

Futbol kulüpleri arasında yaşanan tişört rekabeti çok renkli...
Keşke sahada, tribünde, sokakta da taraftarlar arasındaki rekabet bu kadar renkli ve yaratıcı olsa...
Fenerbahçe şampiyonluktan sonra, “Mayıslar sizin olsun biz nisanda şampiyonuz” tişörtü yaptı...
Galatasaray’ın “Mayıslar bizim” sloganına yanıt olarak...
Galatasaray da bu tişörte karşılık, “Sizin hayallerinizin bittiği yerde bizim gerçeklerimiz başlar” tişörtünü piyasaya sürdü...
Beşiktaş ise çok girmiyor bu atışmaya ama çok güzel tişörtler tasarlıyorlar...
Son olarak piyano tuşu olarak tasarladıkları 111. yıl tişörtleri çok güzel mesela.
“Biz büyük Beşiktaşız, biz siyahla beyazız, 111 senedir şanlı Kara Kartal’ız” yazıyoruz 111 şeklindeki piyano tuşlarının altında...
Kavgasız, gürültüsüz, taşsız, sopasız rekabet böyle güzel işte...
Hem kulüpler tişört satıp para kazanıyor hem taraftar eğleniyor...

Çıkmaz sokak

* Hande Yener’in Alt Dudak’ıyla Demet Akalın’ın İlahi Adalet’i arasında sıkışıp kalmak...
* Ahmet Çakar-Rasim Ozan’la Aydın Aybaba-Lemi Çelik arasında tercih yapmak...