Clinton-Ecevit Carradine-Taşçıyan

Dünkü Milliyet'te Alin Taşçıyan'ın, Altın Portakal için Antalya'da bulunan David Carradine'la yaptığı röportaj vardı.

Haberin Devamı

Taşçıyan'la Carradine'ın fotoğrafını görünce, 29 Eylül 1999'da gazetelerde yayınlanmış Bülent Ecevit'le Bill Clinton fotoğrafını hatırladım.

Fotoğrafta Clinton, Beyaz Saray Oval Ofis'te koltuğun kenarına oturup ayağını salandırıyor, Ecevit'te karşısında ellerini birleştirmiş ayakta duruyordu.

Hatırlarsanız fotoğraf saygısızlık mı, samimiyet mi tartışmasına neden olmuştu.

Kung Fu Carradine da sinema yazarı Taşçıyan karşısında öyle bir oturmuş ki...

Tek kişilik koltukta sol bacağını kenardan sallandırmış, bacaklar açık, elinde sigara yana kaykılmış, yakışıksız bir duruş...

Neyse ki Taşçıyan, Ecevit gibi hazırolda değil, teybini uzatmış işini yapıyor.

Peki Özcan Deniz, Tamer Karadağlı gibi bizden bir oyuncu böyle röportaj verse onu topa koyar mıydık?

Haberin Devamı

Ya Carradine, Amerikalı bir gazeteci karşısında böyle oturabilir mi?

Ecevit'e yapılınca saygısızlık oluyor da, bir kadın gazeteciye yapılınca önemsiz mi?

Ben Taşçıyan'ın yerinde olsam böyle bir fotoğraf çektirmezdim, fotoğrafçının yerinde olsam böyle bir fotoğraf çekmezdim, önüme gelse böyle bir fotoğafı sayfaya koymazdım.


TGRT ve CINE5 satışıyla taşlar yerine oturacak


Star'ın yeni sahibinin Doğan Grubu olmasıyla birlikte televizyon sektörü son şeklini almış değil.

Ortada piyasayı etkileyebilecek üç kanalın satışı daha var.

TGRT uzun süredir görücüde, müzik sektörünü belirleyen Kral TV ve CINE5 de TMSF tarafından ihaleyle satılacak.

TGRT sektörde beşinci kanal durumunda.

CINE5'e ise şifreli kanal deyip geçmeyin, ulusal yayın yapıyor ve her şeye rağmen hálá iyi bir marka değeri var.

Yabancı sermaye bu kanallardan birini alabilir, bu kanallar Doğan Grubu rakiplerine de gidebilir.

Yatırım yapılacak bir TGRT, şifresi kaldırılacak bir CINE5, Doğan Grubu bünyesinde yeniden yapılanacak Star sektöre hiç yaşamadığı hareketliliği fazlasıyla yaşatacaktır.

Bu nedenle yapımcı, oyuncu ve medya çalışanı arkadaşlarıma tüm bu gelişmelerin iyiye işaret olduğunu söyleyebilirim.


Yedi yıl önce ne yapıyorduk


İnsan teknolojiye çabuk alışıyor.    Cep telefonu, bilgisayar olmadan hayatı nasıl sürdürüyorduk acaba...

Haberin Devamı

Hani bunu 10-15 yaşındaki çocuklar söylese anlayacağım.

Çocukluğunda buzdolabı yerine tel dolap görmüş, ev telefonundan santral aranıp bağlantı yapılan dönemi yaşamış bizim kuşağa bile cep telefonu, bilgisayar gibi ürünler hayatımızda hep varmış gibi geliyor.

Dün Google'ın 7. yıl logosunu görünce "Sadece yedi yıl mı oldu" dedim. Sanki ömrüm boyunca Google kullanmışım gibi geliyor bana...

Demek ki gazetenin arşivine inmeyeli 7 yıl olmuş.

7 yıldır aradığımız bilgilere çok daha hızlı ulaşıyoruz.

Bu süre içinde Google dünyanın en hızlı büyüyen şirketlerinden oldu, sahiplerini dolar milyerderi yaparken, kullanıcılara da hayatı kolaylaştırdı.

Teknoloji çağında 7 yıla 70 yıllık serüveni sığdırabilmek mümkün artık.

Haberin Devamı

O 7 yılda yaşadıklarımızı, 70 yıldır yaşıyormuş gibi zannetmek de...


Hollywood magazini


Pazar akşamı Galatasaray maçında Hasan Şaş-Necati Ateş kavgası vardı, pazartesi akşamı da Antalya Altın Portakal'da Michael Madsen-Woody Harrelson kavgası...

Demek ki memleketi ve mesleği farketmiyor, erkeklerin rekabeti her an patlamaya hazır.

Hasan'la Necati'ninki 'maç stresiyse', Madsen'la Harrelson'ınki de 'film ve dedikodu stresi' olsun!..

Altın Portakal'ın bu yıl çok iyi bir organizasyon olduğunu yazmıştım, Michael Madsen'ın zil zurna haliyle Harrelson'a efelenmesi gölge düşürecek değil.

Hollywood'un kendi magazin hesaplaşması.

Harrelson birilerine Madsen hakkında bir şey söylemiş, Madsen da onun hesabını soruyor. Harrelson "Her duyduğuna inanma" diyor.

Haberin Devamı

Avrupa'da Amerika'da yok deniyor ya, tam bizdeki gibi bir magazin yani...

Elif Dağdeviren'e sordum, Madsen'in  menajeri de olayı "Aptal bir dedikodu" diye açıklamış.

Kung Fu David Carradine araya girmese Kill Bill'in Budd'ı, Katil Doğanlar'ın Knox'ını yere serer miydi bilemiyoruz ama olan bizim Aşka Sürgün'ün Asya'sına olacaktı.

Madson'ı kontrol altında tutmaya çaışan Elif Dağdeviren, festivalin en zor görevini üstlenmiş olduğunu kanıtladı.

Yazarın Tüm Yazıları