Cannes’da yediniz, içtiniz keşke film de izleseydiniz

 Cannes’da bizim Türk oyuncuların kırmızı halıda pozlar vermesini, ünlülerle partilere katılmalarını, fotoğraflar çektirmelerini eleştirmiyorum.Geçen gün de yazdım, Cannes’ın doğasında var bu.

Haberin Devamı

Dünyanın pek çok yerinden oyuncular, modeller sponsor davetlisi olarak gelip sadece boy gösteriyorlar Cannes’da...
Bu yıl da bizden farklı sponsorlarla Bensu Soral, Meryem Uzerli ve Fahriye Evcen Cannes’daydı.
Günlerdir fotoğrafları, görüntüleri yayınlanıyor medyada. Tamam yediniz, içtiniz, partilediniz ama keşke film de izleseydiniz Cannes’da...
Üstelik meslekleri oyunculuk bunların, model falan da değiller.
Yani Cannes’da bir-iki film izlemesini bekleyeceğimiz arkadaşlar.
Ama bakıyorum sürekli parti, sürekli eğlence, sürekli kırmızı halı fotoğrafları...
Bizimkileri gören de Cannes’da sinema festivali değil, karnaval olduğunu sanacak.
Hadi geçtim festival filmlerini takip etmelerini, hiç değilse zahmet edip Yılmaz Güney’in “Yol”una bir baksaydınız.
Belki haberleri bile yoktur; Yılmaz Güney’in Altın Palmiye kazanmış “Yol” filmi, 35 yıl sonra yeniden gösterildi Cannes’da.
Festivalin Cannes Klasikleri adlı bölümünde.
Üstelik daha önce yayınlanmamış uzun versiyonuyla 35 yıl sonra yeniden Cannes’daydı “Yol”... Bensu Soral, Meryem Uzerli, Fahriye Evcen, Meltem Cumbul’dan beklerdim ki bu gösterime katılsınlar.Sonuçta bunlar Türk dizi ve sinema sektörünün genç kuşak oyuncuları...
Türk Sineması’nın Altın Palmiye kazanmış iki filminden birinin yeniden gösterimine ilgi göstermeyecekseniz de neye göstereceksiniz?
Yılmaz Güney’i hatırlamayacaksınız da, neyi hatırlayacaksınız?
Bizimkiler vur patlasın, çal oynasın eğlencede...
Cannes’da şampanya patlatıp, dondurma yiyorlar.
Afiyet olsun...

Haberin Devamı

Cannes’da yediniz, içtiniz keşke film de izleseydiniz

Trafikteki enayiler

Beşiktaş Vodafone Arena’da maç olduğu günler Bomonti-Dolmabahçe tüneli trafiğe kapatılıyor.
Tamam kapansın, güvenlik için, trafiği rahatlatmak için alınacak önlemlere saygılıyız.
Peki bunu trafikteki biz enayilere duyurmak bu kadar mı zor?
Önceki gün saat 16.00 gibi Maslak’tan çıktım, Kağıthane-Bomonti tüneline girdim, oradan çıkıp Bomonti-Dolmabahçe tüneline gireceğim...
Yani İstanbulluların deyimiyle ‘tünel-tünel’ yapıp Dolmabahçe’den çıkacağım.
İlk tünel Kağıthane-Bomonti’de sürücüler, “Bomonti-Dolmabahçe tüneli kapalıdır” uyarısıyla karşılaşsa, hiç ikinci tünel yoluna devam etmeden, Kasımpaşa’ya saparak Taksim’e alternatif yoldan gidecek...
Ama yok, herhangi bir uyarı yok.
Olmayınca sürücüler ikinci tünel yoluna sapıyor, tünel kapalı olduğu için yoğun trafiğin içine giriyor.
300 metre ileriden dönüp, tekrar ilk tünelin çıkışına geliyor ve sonra Kasımpaşa yoluna sapıyor.
Bu anlattığım olay, en az 15 dakika trafik çekmek demek.
Biz her bir enayi, söylene söylene kapalı tünelin önünden geri dönüp bunu yapıyoruz.
Tünelin kapalı olduğu uyarısı nerede var biliyor musunuz?
Trafik polisi araçlarıyla kapatılmış olan tünelin ağzında.
Bomonti-Dolmabahçe tünelinin girişindeki ışıklı tabelada, “Bomonti-Dolmabahçe tüneli kapalıdır” yazıyor.
Milletle dalga geçer gibi...
Bu yıl hiç yaşamadıysam 3-4 kez bu olayı yaşadım.
Hatta bir keresinde maça yetişmeye çalışan Caner Erkin’e kapalı tünele giriş izni verilmesi haber olmuştu.
Sonuncusunu çarşamba akşamı Vodafone Arena’da oynanan Erzurumspor-Gümüşhane maçı nedeniyle yaşadım.
Oysa 200 metre geriye tünel kapalı uyarısı yapılsa kimse sapmayacak ikinci tünele...
Ama bu şehirde yaşayanları düşünen kim, insanların hayatını kolaylaştırmak isteyen kim?
Biz trafikteki enayiler çekeriz çileyi nasıl olsa...

Yazarın Tüm Yazıları