Cannes Film Festivali’nde 9 Türk filmi gösterilecek

“Ben Cenan Dinç, Alman Lisesi 11. sınıf öğrencisiyim. İki okul arkadaşımla, Utku Cansu ve Can Araz’la yerel bir yarışmaya katılma amacıyla sıfır bütçeli, amatör bir kısa film çektik.�
Arkadaşlarımdan Utku’nun önerisiyle filmi Cannes Film Festival komitesine gönderdik ve filmimiz bu seneki festivalin kısa filmler kategorisinde gösterilmeye hak kazandı.
Bunu sizinle de paylaşmak istedik...” Sinemaya meraklı genç arkadaşların bu heyecanını paylaşmak istedim hemen Cannes’ın resmi sitesine baktım.
Doğruydu...
Cenan, Utku ve Can’ın “No.5” adıyla çektikleri kısa film Cannes’da yarışacak.
Onların dışında 8 Türk kısa filmi daha gördüm:
Herkesin Bir Şansı Daha Olmalı (Mehmet Emrah Erkanı)
Direk Aşk (Ertuğ Tüfekçioğlu)
No.5 (Utku Cansu)
Kağıttan Cinayetler (Selin Cevizli)
A Piece of Meat (Mehmet Özdoğan)
Veda (Eren Ataç)
Esma (Koray Çalışkan)
Zymotic Amaurosis (Ozan Adam)
Dar Açı (Suat Oktay Şenocak)
Evet Cannes’ın kısa filmler kategorisinde gösterilecek yüzlerce film var.
86 ülkeden film gösterilecek...
Ama bizden sinemaya gönül vermiş 8 sinemacının sessiz sedasız Cannes’a başvurması, filmlerinin kabul edilmesi de hafife alınmamalı.
Hiçbirimizin haberi yok bunlardan ama önümüzdeki dönem, Türk sinemasının genç kuşağı buralardan çıkacak.

Doğrusu bu...

Eğer bir sektörde kuralsızlık kural olmaya başlarsa işin içinden çıkamayız...
Müzik paylaşım sitesi Fizy kuralsızlık örneğiydi.
Telif ödemeden müzik dinletiyordu.
Kapatılınca da “İnternet özgürlüğü” diye ayağa kalktılar.
“Kuralsızlık özgürlük demek değildir” diye yazınca da “Biz bu siteye reklam almıyoruz” açıklaması yaptılar.
“Reklam almıyorsun ama Turkcell’e satmaya çalışıyorsun” dedik.
Sonunda öyle de oldu, Turkcell ortak oldu siteye.
İşin içine paralı ortak girince bu kez de müzik meslek birlikleri fazla telif hakkı talep etmeye kalktılar.
“Bağcıyı dövmeyin üzüm yemeğe çalışın, dijital müzikte kuralların konmasına yardımcı olun” dedik bu kez de...
Sonunda ikna oldular, Turkcell’le anlaştılar.
Ve geçen gün Fizy yeniden açıldı.
Şimdi her şey yasal.
Biz siteden istediğimiz müziği dinliyoruz.
Meslek örgütleri bunun karşılığında telif kazanıyor.
Fizy de özgürce yayın yapıyor.
Doğrusu da budur.

Aday adayı zulmü

Partilerin aday adaylarının belirlenmesiyle medya için en bıktırıcı süreç başladı.
Aday adayları medyada gözükmek, özellikle haber kanallarına çıkmak için her yolu deniyorlar şu sıralar.
Ne kadar medyada gözükürlerse o kadar güçlü olduklarını kanıtlayacaklar, parti yönetiminin gözüne girip adaylık şanslarını artıracaklar.
Şu sıralar hepsinin derdi bu...
Kimi doğrudan tanıdıklarını arıyor, kimi eş dost araya koyuyor, kimi ricacı oluyor, küçük kanallara reklam ücreti öneren bile var...
Yeter ki ekranda gözüksünler.
Haber kanalları için aday adayı zulmü başlamıştır.
Bunun daha sonra aday aşaması da var ki, o medya çalışanları için daha yıldırıcı bir süreçtir.

FHM & Kadınca

Dergicilik Türkiye’de can çekişiyor, peş peşe dergiler kapanırken arada iyi haberler de geliyor.

- En eski kadın dergilerinden Kadınca bir süre önce yeniden yayın hayatına başladı. Kapakları, konuları hiç fena değil. İlginç de bir şey yapmışlar, web adreslerini www.kadınca.com.tr diye Türkçe almışlar.
Yani ‘kadinca’ yerine ‘kadınca’ yazılınca siteye giriliyor. Önümüzdeki dönemde internette bu tür Türkçe alan adlarına daha sık rastlayacağız.
- 1988’de yayın hayatına başlayan ama bir süre önce kapanan FHM de yeniden aramızda. Erkek dergiciliğinde en önemli markalardan biriydi.
Nisanda ilk kapak kızları Esra Sönmezer olmuş. Bildik FHM, hınzır ve güzel...
Not: Her iki derginin de bağımsız yayın kuruluşları tarafından hazırlanıyor olması da ayrıca önemli.