Paylaş
Bu olay, geçtiğimiz hafta sonu bir arkadaşımın başına geldi.
Evde eşi ve çocuklarıyla sakin bir hafta sonu geçirirken, üst kat komşusunun telefonuyla büyük panik yaşamış arkadaşım.
Adam telefon açıp, “Lütfen hemen bizim eve çıkar mısın, galiba karıma bir şey oldu” diyor.
Arkadaşım da hemen üst kata çıkıyor.
Zili çalıyor açan yok, kapıyı yumrukluyor açan yok...
“Çabuk kapıyı kır, karıma bir şey oldu” diyor telefondaki komşusu.
Arkadaşım kapıyı kırıp içeri giriyor.
Salona bakıyor kimse yok, mutfak, hol derken, yatak odasına girince korkunç manzarayla karşılaşıyor.
Kadın kendi boğazını neşterle kesmiş, kanlar içinde yatakta yatıyor ama hâlâ hayatta...
Arkadaşım hemen yardımına koşuyor, telefondaki eş ambulans yönlendiriyor.
Nihayetinde son dakikada hastaneye yetiştiriyorlar ve kadın kurtuluyor.
Neşteri nereden bulmuş diye sormayın. Hem kadın hem kocası sağlık sektöründe çalışıyor.
Bir kıskançlık krizi mi, depresyon mu... İntihara teşebbüsün nedenini bilemiyorum.
Arkadaşım yaşadığı şoku günlerdir üzerinden atamıyor ama “Neyse ki bir hayat kurtardım” diyor.
Eskiden olsa bu fotoğraf ne çok tartışılırdı
Geçmişte İbrahim Tatlıses’in bir düğünde yere atılan Türk parası nedeniyle tartışmaların ortasında kaldığını hatırlıyorum.
Bu fotoğraf da hafta sonu Demet Akalın’ın doğum gününden.
Bülent Ersoy, Demet’in başından 50 liralık bir deste para atmış.
Üzerinde Atatürk resmi olduğu için paraların yerlere atılması, üzerine basılması eskiden tartışılırdı.
Hatta Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’na muhalefetten davalar açılırdı...
2004’te değişen yeni TCK’da 300. Madde’de benzer bir hüküm düzenlenmiş, ancak bu daha çok bayrağa ve İstiklal Marşı’na hakaretle sınırlandırılmıştı.
Bu görüntü 14 yıl önce olsa Demet’le Bülent Hanım da şimdi tartışılıyor olacaktı...
Hepimiz Melanie’yiz!
Melania Trump, Donald Trump’ı ezikledikçe...
Serçe parmağıyla çırpınışlarına yanıt vermedikçe... Elini tutma çabalarını tersledikçe... Çocuğunu azarlıyormuş gibi davrandıkça...
Macron’muş, protokolmüş, dünyanın gözü önündeymiş, Amerika Başkanı’ymış falan umursamadıkça...
Sizin de içinizi tarifsiz bir mutluluk duygusu kaplamıyor mu?
Kaplıyorsa tamam, siz de bizdensiniz demektir.
Hoş geldin Murat Saygı
Kanal D’nin yeni genel müdürü Murat Saygı oldu. Çok sevindim.
Neden sevindiğime gelince...
Özel televizyonculuğu ilk yıllarından itibaren bilen bu kadar tecrübeli bir ismin, yıllardır büyük bir kanalın başında olmaması hataydı zaten.
Erol Aksoy zamanında Show TV’yi Show TV yapan isimlerdendi Murat Saygı.
Ardından yıllarca Kanal D’yi yönetti.
D-Smart’ı kurup büyüten isimdi.
Son 6-7 yıldır daha çok yönettiği tematik kanallar, film platformları, formatlarla yine televizyon sektöründeydi ama yıllarca alıştığı büyük rekabetin dışındaydı.
Şimdi sahaya yeniden dönüyor.
Hem de çok iyi bildiği bir grupta, yıllarca zirveye taşıdığı Kanal D’nin başında...
Murat Saygı dizici değil, formatçıdır.
Geçmişte Show TV ve Kanal D’deki unutulmaz formatların altında onun imzası vardır.
Haftanın 7 günü 40 dizinin yayınlandığı Türk televizyonlarına bu özelliğiyle yeni bir soluk getirecektir.
Bir büyük kanalla oyuna dönen Murat Saygı’yı da, onu düşünüp anahtarı teslim edenleri de kutluyorum.
Paylaş