Ben aslında Hürriyet treninin Avrupa’da gezmesinden yanaydım İstanbul’dan çıkıp, Münih, Viyana, Milano gezmesi iyi olurdu kanımca...
Hatta Paris-Amsterdam hattına talibim diye söyledim de bizim trenin lideri Temuçin Tüzecan’a, şimdi düşünüyorum da bu dahiyane fikrime inat mı "Bizimle Diyarbakır’a gelsene" dedi bana. Nerden bileyim Diyarbakır’ın 43 derece olduğunu.
Yolculuğun başında biz lay lay lom yola çıktık İstanbul’dan, Fikret Ercan, Yalçın Doğan, Ayça Aktan, Murat Evgin ve ben...
Ankara’dan Enis Berberoğlu da aramıza katılınca, "Diyarbakır sıcağına en fazla kim dayanacak" adlı reality’de yarışacak kadro tamamlandı.
Buradan demir yolları yetkililerime şükranlarımı sunuyorum, eğer o vagonlardaki klimalar tam kapasite çalışmasa biz şimdi çoktan konserve kutusundaki pilaki kıvamına dönmüştük...
Durumu şöyle anlatayım trende toplam 13 tane vagon var yani başından kıçına yürümeye kalksan 300-350 metre katetmen gerek.
Vagonların kiminde tiyatro sergileniyor, kiminde yazıişleri toplantısı var, yatakhane, restoran derken 80 kişinin yaşadığı yürüyen bir ofise dönmüş tren.
Başta Temuçin Tüzecan olmak üzere bizim Emel Armutçu, Evrim Sümer, Aylin Berktaş, Sinem Aktürk, Zeynep Bilgehan 10 gündür bu trende yaşıyorlar daha önlerinde bir ayları var...
Ama kimse şikayetçi değil, geceleri tren yol alırken sabaha kadar süren partiler şimdiden dillere destan olmuş. Mutlaka bir gece trende kalmam lazım...
Ayrıca her durak ayrı bir heyacan tren ekibi için.
Ben Diyarbakır’dakine gözlerime şahit oldum.
İnsanların ilgisi, çocukların merakı, mesela bizim yazı işleri toplantısına girdi çocuklar neredeyse sayfaları Fikret Ercan’ın elinden alıp yapacaklardı.
O kadar meraklılar, öylesine cin gibiler...
Hürriyet treni projesi bu yüzden önemli, gittiği şehre heyecan götürüyor, merak götürüyor, eğlence götürüyor, en önemlisi özgürlük fikrini götürüyor.
Şalvarın altına don giyilir mi
Malum Diyarbakır’da özellikle orta yaşlılar şalvar giyiyor, Murat Evgin tutturdu ben bir tane alacağım diye... "Dolce Gabbana varsa bize de al" falan diye takılıyoruz Murat’a...
Öğleden sonra bir baktık, ağı yerlere kadar uzanan siyah bir şalvarla çıktı geldi Murat.
Tartışmayı da beraberinde getirdi; "Şalvarın altına don giyilir mi giyilmez mi?"
Murat’ın iddiası bazı yörelerde yaşlı amcaların giymediği yönünde...
Öyleyse peki dedik işi erbabına soralım. Hürriyet trenini gezen şalvar giymiş orta yaşlı bir amcayı bulduk.
- Şalvar rahat mı amca?
- Rahattır yiğenim...
- Her zaman giyer misin?
- Bugün mesai yok giydim, o gün iş varsa pantolon, yoksa hemen şalvar...
- Bir şey sorcaz da amca yanlış anlama bunun altına don giyilir mi?
- O nasıl söz öyle ya...
- Hani daha rahat olsun diye, bazıları giymiyormuş da...
- Kimmiş o giymeyen deyyus, olur mu öyle şey.
- Giymesek daha iyi püfür püfür olmaz mı?
- De gidin işinize be, pijama da giyilir don da, beni rahat bırakın treni gezcem daha...
Ahmet Türk’ün kol düğmeleri, Ajda Pekkan’ın sürprizi
Hürriyet treni gittiği yerde büyük ilgiyle karşılanıyor, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır’da Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP’de genel başkanlığı artık kesin olan Ahmet Türk, Vali Hüseyin Avni Mutlu, AKP Milletvekilleri gelenler arasındaydı...
Mehdi Eker kravatı ceketi çıkarıp kısa kollu gömleğiyle kalınca, üzerine bir de trenle ilgili çocukluk anılarını anlatınca trendeki siyaset havasını değiştirdi...
DTP heyetinin de sohbeti samimiydi ama onlar ceketleri çıkarmadılar resmi kaldılar.
Ahmet Türk beyaz ceketi ve lacivert gömleğindeki Vakko amblemli kol düğmeleriyle dikkat çekti.
Öğleden sonra Dedeman Otel’de gördük kendisini aynı kıyafetle, başkanlığının kesinleştiği DTP konferansından geliyordu, "Ter içinde kaldım duş alıp üzerimi değiştireceğim" diyerek odasına çıktı.
Ajda Pekkan’ın trene yaptığı ziyaret bir başka sürprizdi, Mardin’den Diyarbakır’a geçen Pekkan yanında kardeşi Semiramis Pekkan’la akşam saatinde trene geldi.
Sonra hep birlikte aynı uçakla İstanbul’a döndük zaten.
Biz hepimiz yorgunluktan pestil gibi uyurken, Ajda Pekkan ve Yalçın Doğan’ın enerjisi yüksekti, uçakta yol boyunca sohbet ettiler...
Yalçın abiyi İstanbul’daki ilk Ajda konserine götüreceğim.