Paylaş
Ülkeyle ilgili bu kadar hayati bir konu varken nasıl bir eğlence programı reytinglerde birinci çıkar diye çok kalem oynamıştık geçmişte...
31 Mart Pazar akşamı da ekranda Survivor vardı...
Ancak bu kez seyirci tüm kategorilerde uzak ara seçim sonuçlarını takip etti...
Elbette bunda özellikle İstanbul’da yarışın nefes nefese geçmesinin, seçim heyecanının sabaha kadar sürmesinin etkisi büyük...
Kafa kafaya giden seçim yarışı nedeniyle Türkiye ekrana kilitlendi ve seçim sonuçlarını an be an izledi...
Hatta ilginç bir sonuç çıktı; ilk 100 program listesinin 80’i farklı kanalların seçim programlarından oluştu...
İlk 100 listesinin yüzde 80’inin gündüzden geceye seçim programlarından oluşması, Türk halkının bu seçimleri büyük bir ilgi ve merakla takip ettiğini gösterdi.
Bir Nazi kampı...
Dizilerden çok filmlere takılmaya başladım Netflix’te, geçen akşam da 22 Şubat’ta gösterime giren “The Photographer of Mauthausen” adlı İspanyol filmini izledim.
Bu Nazi kampını bilmiyordum... Yukarı Avusturya’da, Linz’e yakın, Tuna Nehri’ne 2 kilometre mesafede Mauthausen adlı bir Nazi kampı...
Mahkumların uçurumdan aşağı atıldığı, taş ocaklarında çalıştırıldığı, 186 basamaklı ölüm merdivenlerinde hayatların son bulduğu bir insanlık ayıbı...
1938’de açılıp 1945’te kapanan, 100 binden fazla insanın katledildiği düşünülen bu kampta 27 değişik ulustan tutsak bulunuyordu.
Film bu kampa düşen komünist ve antifaşist Franco karşıtı Katalan direnişçilerin yaşadıklarını anlatıyor.
Buradaki tutsaklarının ne kadar iyi yaşadığını gösteren, Nazilerin çektiği mizansen fotoğraflar var...
Bir de Katalan mahkumların kamp dışına kaçırmaya çalıştığı ve Mauthausen’de yaşanan acıları belgeleyen gerçek fotoğraflar...
Tarihe kayıt olarak geçen karelerin kaçırılması için yaşananlar...
2. Dünya Savaşı’nın gerçek olaylarıyla ilgiliyseniz, fazlasıyla etkileneceğiniz bir film...
Muhtarlık değişti
Pek çok ilkin yaşandığı bir seçim oldu...
Seçimlerden 10 gün önce yazmıştım, muhtarlık seçimlerinde de hiç olmadığı kadar heyecan yaşandığını...
Cihangir’de yaşanan rekabetten örnekler vermiştim.
Cihangir’de Kılıçalipaşa Mahallesi’nde 35 yıllık muhtar Eşref Amca’nın karşısına ilk kez ciddi bir rakip çıktığını...
Cihangir Mahallesi’nin 25 yıllık muhtarı Sündüs Uluman’ın da aynı şekilde ciddi bir rakiple ilk kez karşılaştığını...
İki koltukta da değişim yaşandı...
Kılıçalipaşa’da Halil Kalafat, Cihangir Mahallesi’nde genç aday Adnan Bal kazandı...
Muhtarlık seçimlerinde de hiç olmadığı kadar büyük heyecan yaşandı...
Şimdi Kalafat’tan Roma Bahçesi’ne semt pazarını bekliyoruz...
Atatürk Havalimanı’ndan son uçuşum böyle oldu
İlk ne zaman uçtum
hatırlamıyorum Atatürk Havalimanı’ndan, ya ufacık bir çocukken Almanya’daki anne-babamın yanına ya da ailemle bir tatile giderken olmalı...
Ama en son uçuşumu hep hatırlayacağım; geçen hafta sonu kızımla çıktığım ilk baş başa yurtdışı tatilimiz, aynı zamanda Atatürk Havalimanı’ndan da son uçuşumuz oldu. Perşembe sabahı gidip cumartesi gece yarısı döndük.
Giderken de gelirken de içimi bir veda hüznü kapladı ve hep aynı şeyi düşündüm;
◊ Kimbilir kaç kez geçtim bu turnikelerden...
◊ Kaç defa oturdum kafelerinde, kaç defa koştum kapılarına...
◊ En mutlu uçuşum hangisiydi, en mutsuz nereye uçtum acaba...
◊ Ayrılıklar, kavuşmalar hepsi burada yaşandı...
Hepsi bitti işte... Son kez uçtum ve sadece hatıralarımıza bırakacağız artık Atatürk Havalimanı’nı...
1953’ten beri hizmet veren, 66 yıldır hayatımızda olan havalimanı önümüzdeki hafta sonundan itibaren yok...
Koridorlar boşalacak, koşuşturma bitecek, hayalet bir binaya dönecek.
Görevli bir kadına soruyorum, “Zor olmayacak mı sizin için” diye...
“Burayı çok özleyeceğiz, evet ilk başta zor olacak ama kısa sürede alışacağız yeni havalimanına” diye yanıt verdi.
Evet yeni İstanbul Havalimanı’mız çok iyi, çok modern, çok güzel ama işte insan son kez uçunca bu duygularla veda ediyor Atatürk Havalimanı’na...
Paylaş