Paylaş
50 Cent’i yüzde 90 oranında tanıyan öğrenciler, Kenan Evren’i yüzde 15 civarında tanıyor.
Araştırmayı yapanlar çıkan sonuçlara şaşırmışlar, gençlik kendi kültürümüzü bilmiyor, utandık diyorlar...
Ne alakası var?..
Lise öğrencisinin Kenan Evren’i tanımayıp, 50 Cent’i tanımasından daha doğal ne olabilir?.. Kaldı ki ankette seçilen örnekler yanlış.
Yurtdışından Brad Pitt’i sorarken, Türkiye’den Enver Paşa’yı sorarsan alacağın cevap belli zaten...
Birinin bilinirliği yüzde 88, diğerinin yüzde 11 olur.
Bir yanda Angelina Jolie, diğer yanda Ayşe Kulin...
Bir yanda 50 Cent, diğer yanda Fahir Atakoğlu...
Böyle bir anketten nasıl bir sonuç çıkmasını bekliyorsunuz. 50 Cent’in karşısına koy bakalım Tarkan’ı ne çıkıyor? Sor bakalım Hadise’yi tanımayan var mı?
Yunus Emre’nin Mevlana’nın, Ayhan Işık’ın yüzde 77 oranında bilinmesine neden bakmıyorsunuz... Kenan Evren’i tanımamışlar, pöh!..
“Bizim gençlerimiz ahmak” demek için özellikle yapılmış bir anket sanki bu...
Gençlerin verdiği cevaplar değil bu anketin kendisi sakat.
Fazıl Say köşe yazarı olsun!
Yok mu Fazıl Say’a köşe açacak bir gazete?..
Bu kadar mektup, bu kadar isyan, bu kadar polemikten sonra herkesten daha fazla bir köşeyi hak ettiğini düşünmeye başladım.
“Bu ülkeden gideceğim” dedi günlerce konuşuldu.
Baktı işin popüleritesi tatlıymış, ona buna mektuplar yazmaya başladı...
Deniz Baykal’a yazdı, duramadı Ahmet Hakan’a yazdı, Ahmet-Mehmet Altan’ı eleştirdi, son olarak Sezen Aksu’ya mektup yazdı, “Sesini yükseltmek için daha ne bekliyorsun” diye...
Son 1 yıldır müziğinden, konserlerinden çok Say’ın mektuplarını konuşur olduk.
Bir iki tane daha yazdıktan sonra bu mektupları kitap olarak bastırsın Fazıl Say ya da madem herkese yetiştirecek bu kadar çok sözü var gerçekten başlıktaki önerimi ciddiye alsın.
Çünkü kuş kanadına dozunda yazılan mektuplar etkili oluyor da, her hafta bir mektup işin tadını kaçırıyor.
Denizli, GS maçına şampiyon mu çıkacak?
Önceki akşam Savoy Balık’ta rastladım Mustafa Denizli’ye televizyona neden çıkmadığını sordum. 32. haftaya kadar ekran yasağı koymuş kendine, “32. haftadan sonra çıkacağım” dedi...
33. haftada Beşiktaş-Galatasaray maçı var.
Yoksa 32. haftaya kadar işi bitirmeyi mi düşünüyor Denizli, yoksa Beşiktaş Galatasaray maçına şampiyon olarak mı çıkacak?..
Bu da son kehaneti mi?
Kadın ve şiddet
Derbide yumruklaşan futbolcuları eleştiren Ayşe Özyılmazel, “Madem şiddete bu kadar karşısın geçmişte Haşmet’in kafe basmasına itiraz etseydin” eleştirilerine maruz kaldı...
Ne yapsaydı Ayşe?..
“Benim için kavga eden erkeği istemiyorum” deyip o zaman Haşmet’i terk mi etseydi...
Yeryüzünde hangi kadın yapar bunu?..
O zaman bunu yapmadığı için ömrü boyunca şiddeti eleştirme hakkını elinden mi alacağız Ayşe’nin...
Kadınlar kendilerine sahip çıkan hatta bu uğurda şiddete başvuran erkekleri eleştirmezler tam aksine daha çok bağlanırlar.
Ama bu sokaktaki, stattaki, savaştaki şiddeti onaylayacakları anlamına gelmez.
Yani biri sapsa, diğeri samandır.
Paylaş