Kıyamet alametleri ve deccal tarifleri haberlerinin abartıldığını ve bundan en fazla da çocukların etkilendiğini yazmıştım.
Foto muhabiri Hakan Denker’in 12 yaşındaki kızı Ayça’nın atv’de izlediği ‘2006’da dünyanın sonu gelecek’ haberi üzerine gözyaşları içinde babaannesine sarılmasını anlatmam üzerine konuyla ilgili çok sayıda telefon geldi.
Arayanlardan biri de atv Haber Genel Yayın Yönetmeni Yılmaz Özdil’di.
‘Haklısın, haberde durumu abarttık. Ayça’dan özür dilemek istiyoruz’ dedi.
Daha sonra Hakan’la da konuşmuş, ‘Hem sizden hem de Ayça’dan özür dileriz’ demiş.
Kim ne derse desin Yılmaz Özdil’in atv’deki haberciliğini işte bu yüzden seviyorum. Kendine güvenen, atak, gerektiğinde 12 yaşında bir çocuktan özür dileyecek kadar komplekssiz.
Hakan da demiş ki, ‘Ayça gibi pek çok çocuk etkilendi bu haberden. Bence tüm çocuklardan ekranda özür dileseniz daha iyi olur’.
atv Haber bunu yapar mı yapmaz mı bilemem ama bu kadarı bile deccal haberlerinin sonunun gelmesi için çok olumlu bir adım.
Bunlar nasıl gazeteci?
Haziran Gecesi’nde Havin’in geçmişte escort olduğu haberinin basına sızmasıyla bol gazetecili bir bölüm izledik.
Gazetecilerle Baran arasındaki köşe kapmaca köşkün kapısında kavgaya kadar döküldü.
Ben bugüne kadar böyle çirkef bir gazeteci topluluğu görmedim.
Baran’a ‘Nasıl bir escort kızla beraber olursun?’ sorularından sonra ‘Sen bu milletin vekilisin’ falan diyerek direk suçlamaya geçtiler.
Hatta Baran arkasını dönüp giderken gazeteciler yuh çektiler, ıslıkladılar.
Hangi gazeteci bir milletvekilini yuhalayacak kadar densiz olabilir ki ve hangi milletvekili buna ses çıkarmaz?
Senaristler tam uçmuş yani.
Tarkan bu kadar kötü kullanılır
Avea’nın Tarkan’lı reklam filmi tam bir hayal kırıklığı. Ali Atıf Bir daha reklam yayınlanmadan ‘Tarkan mı Avea’nın reklamını yapıyor, Avea mı Tarkan’ın’ diye sormuştu.
Reklamı izledikten sonra bunun ne kadar doğru bir tespit olduğunu gördük.
Türkiye’nin en büyük yıldızıyla anlaşacaksın, milyon dolarlar dökeceksin ve ortaya böyle bir reklam filmi çıkacak. Yaratıcılıktan uzak bu reklam filmi, Tarkan’ın klibi gibi olmuş. Üstelik kötü bir klip.
Pazartesi gecesi tekrar tekrar izledim reklamı. En fanatik Tarkan hayranının bile, uyduruk bir kalp konsepti üzerine kurulmuş bu reklamı ağız tadıyla izleyeceğinden şüpheliyim.
Kadir İnanır’ın, Mustafa Sandal’ın, Deniz Akkaya’nın yaratıcılık kokan reklamlarını izledikten sonra Tarkan’dan da daha iddialı bir şey beklemiştik, olmadı.
Ozzy’nin rock starları
Tüm dünyada yapılan, bizde çok çabuk tükenen Popstar tarzı yarışmaların en ilginçlerinden biri ünlü müzik kanalı MTV’de yayınlanıyor.
Battle For Ozzfest 2005 adıyla MTV’de yayınlanan yarışma rock müziğin yaşayan efsanesi Ozzy Osbourne ve eşi Sharon Osbourne üzerine kurulu.
Amerika’nın dört bir yanında amatör olarak rock müzikle uğraşan gruplar ünlü bir rock festivali olan Ozzfest 2005’e katılabilmek ve bir albüm sözleşmesi imzalayabilmek için mücadele ediyor.
Yarışmanın ilk etabında Ozzy Osbourne’a yarışmaya tüm katılan grupların demo kayıtları dinletiliyor ve Ozzy aralarından sekiz grubu aday olarak belirliyor. Sonra her grubun en yetenekli elemanı kendi gruplarını temsilen Ozzy’nin evine davet ediliyor.
Yarışmacılar daha sonra bir rock yıldızı olarak yaşamaya alışacakları, diğer adaylarla rekabet edecekleri, yeteneklerini geliştirip, kişilik özelliklerini sergileyecekleri yarışma kısmına geçiyor. Bir tur otobüsünde yaşıyorlar. Otobüste sigara, alkol, uyuşturucu yasak. (Nasıl bir rock tur otobüsüyse?)
Donald Trump’ın Çırak’ının bir rock and roll versiyonu olarak MTV’ye yakışan bir reality yarışma programı.
Bu programın grafiklerini, montaj ve kurgusunu bizim televizyoncuların izlemesini öneririm.
MTV’de eski model arabaların modifiye edildiği ve hip-hop’çı Xzibit’in sunduğu Pimp My Car ve Dismissed adlı bir de flört programı var ki, bunlar da çok enteresan.
Yazık!
Tulûhan’la Her Gün, bu sezon ulusal kanallardaki en kaliteli kadın programlarından biriydi.
Kimi zaman kaliteli sohbeti, kimi zaman Mehmet Barlas’a yemek yaptırmak gibi eğlencesiyle çıtayı hiçbir zaman düşürmedi Tulûhan Tekelioğlu.
Program geçtiğimiz cuma günü ekrana gelen son bölümüyle yayından kalktı.
Haziran ayına kadar sözleşmesi olan program mayıs ayı itibariyle son buldu.
Taraflar karşılıklı el sıkışarak ayrıldılar.
Pazartesi gününden itibaren programın tekrarları yayınlanıyor aynı saatte, ay boyunca da yayınlanmaya devam edecek.
Şimdi biten bir programın ardından bakıyorum da gerçekten fena şeyler yapmamış Tulûhan.