Paylaş
Yıllarca milli takım kaptanlığı yapan Emre Belözoğlu çıkıp “Milli takımda artık prim sistemi kalksın” diyor.
Biz yıllardır, milli takım oyuncularının bu haksız primleri almaması gerektiğini yazıyoruz, söylüyoruz.
En son Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören çıktı, “Milli futbolcuların prim almamaları lazım. Çünkü milli takım, milli bir davadır” dedi.
Futbolun en başındaki isim bile itiraz ediyor, peki neden hâlâ milli takımda prim sistemi kaldırılamıyor?
Onu da Demirören, bir sonraki cümlesinde açıklıyor:
“Ama bizde sistem böyle gelmiş, böyle gidiyor.”
İşte bizi bitiren, hiçbir işten sonuç aldırmayan da budur işte.
Böyle gelmiş böyle gider anlayışına inanmak... Buna inanıp hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünmek...
Hayır efendim, bu ülkede futbolun en tepesindeki isim milli takımda prim sisteminin kalkması gerektiğine inanıyorsa, kamuoyu, medya, hatta futbolculardan bile bu konuda destek varsa, o prim sistemi kalkmak zorundadır.
Herkes bunu istiyorsa engelleyen kim?
Derin TFF mi var? Futbolcular prim verilmediğinde milli görevden mi kaçıyorlar? Sahada mücadele mi etmiyorlar?
Avrupa Futbol Şampiyonası’nda yaşadığımız skandal ortada. Başarısızlığa rağmen en çok primi bizimkilerin cebe indirdiği, yaşanan çirkin kavgalar ortada...
2018 Dünya Kupası için bugüne kadar grubumuzda 4 maç oynadık, 5 puanla 4’üncü sıradayız.
24 Mart’ta Antalya’da oynayacağımız Finlandiya maçıyla eleme mücadelesi devam edecek.
Ekim ayına kadar grupta 5 maç daha oynayacağız ve 2018’de Rusya’daki Dünya Kupası’na gidip gitmeyeceğimiz netleşecek.
Gidersek elbette makul bir prim alsın futbolcularımız ama elendiğimiz turnuvalar, uyduruk takımlardan aldığımız galibiyetler için prim ödemeyi bırakın artık...
Ne demek “böyle gelmiş böyle gidiyor”?
Gidemez, gitmemeli. Milli takımda bu prim sistemi artık kalkmalı.
4 yaşındaki çocuğu öldürelim!
Reina katliamcısının tek kurşun atılmadan canlı yakalanması konusunda polisi, istihbaratı tebrik ettik etmesine de...
Hıncını teröristin 4 yaşındaki çocuğundan çıkarmaya çalışanları ne yapacağız?
Henüz nerede olduğu bilinmeyen teröristin 4 yaşındaki oğlunun da babasıyla birlikte öldürülmesini isteyenler mi dersiniz...
Babasını konuşturmak için oğluna işkence yapılmasını savunanlar mı dersiniz...
Bu sözler, bu yorumlar 4 yaşındaki bir çocuk için nasıl yazılır?
Nasıl bir göz kararması, nasıl bir vicdan tutulmasıdır bu!
Babasının yaptığı canavarlıktan bile haberi olmayacak yaşta masum bir canlıdan bahsediyoruz.
Şiddete eğilim genlerle geçen bir şey değildir, görülüp öğrenilen bir şeydir. O çocuk 4 yaşından sonra ne isterseniz o olur...
IŞİD’in elinde kalırsa 3 yıl sonra adam da keser, insan haklarına inanan bir devletin koruması altına girerse bilim insanı bile olabilir...
Tek günahı insanlıktan nasibini almamış bir babanın çocuğu olmak, bu yüzden masum bir çocuğu linç edemezsiniz.
Umarım teröristin oğlu en kısa sürede bulunur da uzun zamanlı bir rehabilite ve eğitim programıyla topluma kazandırılır.
Antalya’da 6 bin kişi satranç oynayacak
Türkiye Satranç Federasyonu, bu yıl rekor bir katılımla dev bir satranç organizasyonu düzenliyor.
81 ilden katılımın olacağı organizasyonda, Türkiye Küçükler Şampiyonası, Türkiye Yıldızlar Şampiyonası ve Türkiye Emektarlar Şampiyonası düzenlenecek. Geçtiğimiz yıl yapılan organizasyona 5 bin kişi katılmıştı.
21-27 Ocak tarihlerinde Antalya’da yapılacak organizasyona bu yıl 6 bin kişiyle rekor katılımın olması bekleniyor.
7 yaşından 70 yaşına kadar satranç sporcuları buluşacak Antalya’da...
“Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan da domuz eti yemiş olur” gibi saçma hurafelerle gereksiz gündem yaratanlara duyurulur...
Hayvanseverler BülentErsoy’u davet edecek mi?
En afili kürkleri o giydiği için yıllarca hayvanseverlerin en büyük ‘düşmanı’ oldu Bülent Ersoy...
Kürk karşıtlarının adeta sembolleştirdiği bir isimdi.
Sonunda artık kürk giymeyeceğini açıkladı, o günden beri de giymiyor.
Ama hak ettiği teşekkür bu yüzden değil.
Köpeğin kulağını kesen iki hayvan düşmanına karşı “Bunların en ağır cezayı alması için gerekirse Ankara’ya yürürüm. 4 bin lira cezayla kurtulmamalılar. Gördüğüm yerde idam edileceğimi bilsem onları tokatlayacağım” dediği için...
Hayvanseverlere tavsiyem;
“Hayvanlara eziyet suçunda para cezası yerine hapis cezası uygulansın” talebiyle bir yürüyüş yapılırsa, Bülent Ersoy’u davet etmeyi unutmayın...
Oyuncuları şu sıralar en çok bu iş heyecanlandırıyor
Dizi sektörünü ve oyuncuları son dönemde en çok heyecanlandıran iki dijital televizyondan biri olan Blu TV’nin lansmanı bu pazar yapılacak.
Ve ilk dizisi “Masum” da haftaya bugün, 27 Ocak’ta yayınlanacak.
Haluk Bilginer, Nur Sürer, Ali Atay ve Okan Yalabık’ın oynadığı dizi, sadece 8 bölümden oluşuyor.
Oyuncuları da heyecanlandıran bu işte.
Blu TV’de dizi sürelerinin kısa, senaryoların daha cesur ve bölüm sayısının daha az olması.
Bu yüzden şu sıralar hangi oyuncuyla konuşsam Blu TV ve peşinden gelecek Puhu’nun işlerinin istenen sonucu almasını çok istiyor.
Çünkü önümüzdeki haftadan itibaren televizyonculukta yeni bir dönem başlıyor.
Paylaş