Paylaş
İşte geceden gözüme çarpanlar;
Kral TV’nin ödül tarihinde ilk kez şaibe yok. Sonuçları beğenirsiniz beğenmezsiniz, ama orada bulunan jürinin yüzde 70, halktan gelen SMS’lerin yüzde 30 oy oranıyla ortaya çıkan sonuç bu.
Önlerindeki prompter Asuman Krause ve Behzat Uygur’un bu kadar elini kolunu bağlamasa, gecenin sunucuları çok daha başarılı olurdu. Çünkü ikisi de sahnede doğaçlama sunum konusunda çok başarılı.
Ne olacak bu ödül alanların törenlere gelmeme durumu? İbrahim Tatlıses, Tarkan, Sezen Aksu ve Şevval Sam yine ortalıkta yoktu. (Kral TV’ye bir tavsiye; gelmeyeceklerin evine önceden kamera gönderin, teşekkürlerini ve bahanelerini kendi ağzından barkovizyonda görsün seyirci.)
Jürinin gelmediği yere sanatçı ödül almaya gelir mi? 50 kişilik jürinin dörtte biri yoktu koltuklarında. Benim göremediğim isimler arasında Garo Mafyan, Hıncal Uluç, Ahmet Hakan, Mesut Yar vardı. Madem gelemeyeceksiniz, başından bulaşmayın bu işe. Bakın Güneri Civaoğlu, Mehmet Barlas ve Fehmi Koru’ya... Sözlerini tutup geldiler, oylarını kullanıp gittiler.
Jüride yer alanlar dışında başka gazetecinin olmaması da ilginçti. Bu işle ilgili o kadar yazar var, neredeler? “Jüride yoksam geceye de gelmem” dediler herhalde.
Kral TV ve MÜYAP ödül törenlerinin birleşmesi çok akıllıca. Geceye daha çok ünlünün katılımını sağladı. MÜYAP töreninin seri şekilde bitmesi de yerindeydi. Kral TV de işi uzatmayarak konukları sıkmadı.
Peki Müslüm Gürses’e yapılan ayıba ne demeli? Baba’yı son ödülden sonra sahneye çıkarmak akış hatası. Son ödülden sonra herkes salonu terk ederken Müslüm Gürses sahnede Paramparça diyordu. Boş koltuklara söyledi.
NTV’ciler Kral TV’yle birlikte güzellik yarışması, ödül töreni gibi bugüne kadar ‘bilmedikleri’ organizasyonlara soyundular. Ama ilk defa yapmalarına rağmen kalitelerini bu gecelere yansıtmayı başardılar ve Kral TV’nin en iyi ödül törenine imza attılar.
Kral TV şaibeyi ortadan kaldıran jürili sistemde ısrarcı olmalı ama jüri dağılımına dikkat! MÜYAP işbirliği de devam etmeli...
Bilet satışları yüzde 35 düştü
Eğlence/gösteri sektöründe krizin etkisi, ‘fena halde leman’ şeklinde özetlenecek durumda.
Konserler, gösteriler, tiyatrolardaki bilet satışı, bir önceki yıla göre yüzde 35 düşmüş vaziyette.
Nereden mi biliyorum?
Biletix’in bilet satışlarından.
Biletix resmi olarak bunu açıklamaya yanaşmaz belki ama futbol maçları dışında bilet satılan organizasyonlarda düşüş yüzde 35’lere yükselmiş.
Yani ekonomik kriz gösteri dünyasını da teğet geçiyor...
Markanın kokusu
Amerika’da hangi Abercrombie mağazasına girerseniz girin, aynı kokuyla karşılaşırsınız; Abercrombie’nin kendi imzasını taşıyan erkek parfümü...
Günün her saati kesintisiz olarak mağazanın her yerine bu koku yayılır.
Koku alma duyusu çok çabuk yorulur, bir süre aynı koku alınırsa artık hissedilmez olur ama değişik bir koku hemen hissedilir.
İnsanın bu özelliği yüzünden eminim benim gibi pek çok müdavimini gözü kapalı mağazaya soksanız, “Burası Abercrombie” der.
Bugün dünyada pek çok marka kendiyle özdeşleşmiş kokusunu kullanır mağazalarında.
Kokunun getirdiği çağrışımla markayı bilinçaltına yerleştirme yöntemi...
Mesela bizde eğlence mekânı Cahide bir ara Tipitip sakızının şekerli kokusunu kullanırdı. İçeriye girdiğinizde anlardınız Cahide’ye geldiğinizi.
Bundan üç yıl önce bir Fransız firması, taze çilek kokusunun patentini almak istedi.
Hem ürünlerinde hem de mağazalarında kullanmak için...
Avrupa Birliği Marka Ajansı reddetti bu talebi.
Böğürtlen, vanilya, limon gibi çok bilinen kokuların da patentleri verilmiyor.
Bugüne kadar AB’nin patent verdiği tek koku, taze kesilmiş çimen kokusu.
2000 yılında bu patenti alan Hollandalı bir firma, tenis toplarında kullanmıştı çimen kokusunu.
Çok yakında bizde de mağaza ve mekânlarda yaygın şekilde kullanılmaya başlanacak kokular.
Garanti Bankası’nda doğa kokusu, Denizbank’ta deniz kokusu, Futbol Federasyonu’nda çim kokusu olması planlanıyor.
Turkcell de tüm mağazalarında sabit bir kokuyu kullanma hazırlığında...
Markalar kokularıyla da hayatımızda olacak artık.
Paylaş