Biletli seyirci tarihe karışıyor

Bugün açıkhavada konser verse bilet satıp salonu dolduracak kaç sanatçı çıkar?..
Ben söyleyeyim...
Sezen Aksu, Candan Erçetin, Tarkan, İbrahim Tatlıses ve Kenan Doğulu.
Gerisi boş...
Bu isimlerin bile bir sezonda üç açıkhava konseri verse dolduracağı şüpheli...
Sadece İstanbul’dan bahsetmiyorum özellikle Akdeniz’de, Ege’de durum böyle...
Antalya Açıkhava’ya girmeye cesaret eden yok artık. Çeşme’de açıkhava mekanı var. Bakın bakalım biletli kaç konser olacak bu sezon boyunca. Olmaz, olamaz... Çünkü seyirci bedava konsere alıştırıldı.
Büyük içecek firmaları, bankalar, kuruluş yıldönümlerini kutlayan şirketler ve tabii ki belediyeler sürekli bedava konser yapıyorlar.
Üç kapak toplayana konser bileti veren bu garip eğlence sistemi seyirciyi tembelliğe alıştırdı, “Keriz miyim ben bilet alıp konsere gideyim” noktasına getirdi. Şimdi hiçbir sanatçı Ege’de Akdeniz’de Açıkhava konseri vermeye cesaret edemiyor.
Sezen Aksu bile Çeşme’de Açıkhava yerine Babylon’da çıkıyor. Yani büyük konserler vermek yerine hep ‘butik işleri’ tercih ediyorlar.
Peki tüm bunlar yapıldıktan sonra kim bilet alıp açıkhava konseri izlesin ki...
Şirketlerin bu kadar bedava konser düzenlediği, belediyelerin organizasyon şirketi gibi çalıştığı (neyse ki Başbakan kriz nedeniyle uyardı ve biraz önünü kesti bu işin) böyle bir eğlence sistemi dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Eğlence sektörünü bitiren, çarkın dönmesini engelleyen bir sistemdir bu...

Şimdi LA’de olmak vardı anasını satayım

Obama’nın bile “Başarılarını keyifle izliyorum” dediği Hidayet Türkoğlu NBA finaline adını yazdırdı ki inanılmaz bir şey...
2003-2004’te Mehmet Okur aynı başarıyı göstermişti.
Mehmet ve Hido, Muhammed Ali’den yıllar sonra Türk halkına sabaha karşı televizyon açtıran iki isim oldular.
Hido’lu Orlando’nun Doğu Konferansı Finali’nde Cleveland’la yaptığı maçlar, 6 gece boyunca yine uykusuz bıraktı bizi...
Sonunda 4-2 kazandı seriyi Orlando ama asıl uykusuz geceler şimdi başlıyor. Hidayet, Los Angeles Lakers’a karşı final maçlarına çıkacak. NTV’nin başına konmuş talih kuşu oldu aynı zamanda bu...
Bir Türk futbolcunun oynadığı Şampiyonlar Ligi finalini yayınlamak gibi bir şey...
Final serisi 4 Haziran Perşembe gününü cumaya bağlayan gece başlıyor. NTV’nin canlı yayınlayacağı program şöyle;
 5 Haziran Cuma: Los Angeles ? Orlando 04:00 
8 Haziran Pazartesi: Los Angeles ? Orlando 03:00 
10 Haziran Çarşamba: Orlando ? Los Angeles 04:00 
12 Haziran Cuma: Orlando 
Los Angeles 04:00
Haftaya atlayıp uçağa gitmenin ve Melike Demirağ’ın İstanbul için dediğini Los Angeles’a uyarlamanın tam zamanı...
Hido’yu bu müthiş finalde izlemek için Türkiye tişörtleri ve bayraklarıyla “Şimdi LA’de olmak vardı anasını satayım”...

Yanlış promosyon

Sanatçılar albüm çıkarınca her yerdeler; yanlış bir promosyon çalışması bu... 3-5 gündür bakıyorum Kenan Doğulu’yla Özcan Deniz’in röportajlarından geçilmiyor gazeteler.
Siyam ikizleri gibiler; aynı sayfalarda yan yana...
Albümün çıktığı hafta ne kadar çok röportaj verirsek, ne kadar çok gözükürsek iyi diyorlar ama bu doğru değil.
Bunu zamana yaymak ve bir hafta içinde her yerde görünmek yerine 2-3 ay içinde aralıklarla görünmek daha doğru. En azından söyleyecek, anlatacak belki başka hikayeleriniz olur...
Yoksa hepsi birbirinin aynı röportajları okumak çok sıkıcı...

Tebrikler Denizli...

Ligin 14’üncü haftası falandı yani daha ocak ayının başı...
Reha Muhtar ve Mustafa Denizli’yle Papermoon’da yemek yerken “Ligin ilk yarısını bunlardan 5-6 puan geride bitireyim yeter, ikinci yarıda hepsinin tozunu attırırım” dedi Denizli...
Gerçekten de ligin ilk yarısını lider Sivasspor’dan 6 puan geride 6’ncı sırada bitirdi Beşiktaş.
Mustafa Denizli aynen dediğini de yaptı ikinci yarıda dört rakibinin de tozunu attırdı... Galatasaray ve Fenerbahçe’ye 10’ar puan...
Trabzon’a 6, en yakın rakibi Sivas’a 5 puan fark attı Beşiktaş. 11 hafta önce de, “Bu lig 68-73 puan arasında şampiyon çıkarır” demişti, 71 puanla ipi göğüsledi Mustafa Denizli...
Doğru öngörüleri, dediğini yapmasıyla bu şampiyonluğun tek mimarı kendisidir.
Tebrikler Mustafa Hoca...
Bu arada benim öngörülerimin de fena olmadığı ortaya çıktı.