Paylaş
İtiraz Hıncal Uluç’tan geldi...
Ben Amerika’da buna “fat-shaming” dendiğini, kimsenin kimseyi kilosundan dolayı aşağılayıp, utandıramayacağını yazmıştım.
Hıncal Abi, “Amerikan televizyonlarında neler var aç izle.
Jay Leno, New Jersey valisinin şişmanlığıyla alay ediyor” diye itiraz etti bana...
Ama karıştırdığı bir şey var...
Şovmenlerin kilosuyla, tipiyle dalga geçtiği isimler hep ünlüler...
Kamuya mal olmuş isimler...
Michelle Obama’nın kilosuyla bile alay ediyorlar orada.
Ünlülerin selülitli fotoları, çarpıcı görüntüleri üzerine neler neler yapmıyorlar.
Çünkü onların cevap hakkı var, kendilerini istedikleri gibi savunabilirler...
Peki ya sıradan bir vatandaş?
Hıncal Abi’nin itirazı sonrasında X Factor USA ve UK’den 15’e yakın bölüm izledim.
Jüriden birinin bir yarışmacıya kilosunu sorduğuna, görüntüsüyle dalga geçtiğine tanık olmadım.
Ayrıca Jay Leno’nun valinin kilosuyla dalga geçmesi, sokaktaki adamın “fat-shaming”e (kilosu yüzünden utandırmak, aşağılamak) maruz kalmasını haklı kılmaz.
Bir kez daha yazayım; modern dünyada insanlar, dini, dili, ırkı, cinsel tercihleri ve fiziksel özellikleri yüzünden aşağılanamaz.
Sokaktaki adamın milyonların önünde aşağılanması ifade özgürlüğü, mizah özgürlüğü değildir.
Politikacının ya da bir ünlünün tipiyle, kilosuyla mizah yapmayla karıştırmayalım bunu.
Ben de isterim Beyaz’ın Vali Mutlu’yu eleştirmesini, görüntüsünü mizah unsuru yapmasını...
Bizde bu yapılamaz, sokaktaki adam aşağılanır.
Amerika’da ise tam tersi...
90 kilometre
Şehir içi hız limiti 70 kilometreden 90 kilometreye çıkarıldı...
Doğru karar...
Eğer EDS sisteminin olduğu kameralı bir yol değilse, zaten 70 kilometre hız sınırına uyan yoktu.
90 kilometre en azından daha doğru denetlenebilecek bir hız sınırı. 70 kilometre hız sınırı sürekli delinen bir kuraldı.
90 kilometre ise herkesin uyabileceği bir limit.
Uygulanmayan 70 kilometre hız sınırı mı daha doğru?
Uygulanabilecek, denetlenebilecek 90 kilometre hız sınırı mı?
Türbeye akın!
En son Asmalı Konak’ta böyle olmuştu...
Dizinin finaliyle birlikte çekildiği yerleri görmek, seti gezmek için insanlar Kapadokya’ya akın etmişti...
Şimdi de Muhteşem Yüzyıl’la birlikte Şehzade Mustafa’nın türbesini ziyaret etmek için Bursa’ya koşuyor Türk halkı...
Teyzeler, anneler 461 yıl sonra yas tutuyor, Şehzade Mustafa için dua ediyor.
Gözyaşları içinde Sultan Süleyman’a kızıyorlar.
Elleri kırılsaydı da boğduramasaydı oğlunu...
İnsan evladına kıyar mı, 7 yaşındaki torununu katleder mi diye isyan ediyorlar.
Bir arkadaşımın teyzesi Midyat’tan konu-komşuyla kalkıp Bursa’ya türbeye ziyarete gitti...
Türk halkı Sultan Süleyman’dan soğurken, Şehzade Mustafa’yı bağrına bastı...
Televizyonun gücü budur işte!
Güçlü bir dizinin etkisi budur.
Başbakan hala “Kanuni televizyon dizilerinde anlatıldığı gibi değil” diyor...
Tabii tabii, aslında oğlunu da boğdurmadı...
Sor bakalım sokaktaki teyzeye ne diyecek...
Paylaş