Paylaş
Moore’un oynadığı ve Kültür Bakanlığı’nın beğenmediği Türkiye’nin tanıtım filmi üzerine...
Bakan Ömer Çelik’in basın danışmanı Cihan Aydın aradı ve konuyla ilgili açıklamalar yaptı.
“Julianne Moore gibi bir ismin oyunculuğunu nasıl beğenmeyiz? Bizim beğenmediğimiz, çekilen tanıtım filmiydi. Emrah Yücel bize üç isimle gelmişti, Julianne Moore’u seçen biziz zaten” dedi Aydın.
Bakan Çelik’in de oyu Julianne Moore’dan yana olmuş.
“Ancak Emrah Yücel’in bize getirdiği ilk projeyle çekilen film arasında dağlar kadar fark vardı, bu yüzden tanıtım filmini kabul etmedik. Yeniden çekilmesini istedik, ancak Emrah Bey’in anlaşmasının nasıl olduğunu bilmiyoruz, o da Moore’u ikna edemedi” diye anlatmaya devam etti.
Peki ne olacak bu çekilen film?
Ben söyleyeyim; çöp olacak...
Çünkü Turizm Bakanlığı, bu haliyle kullanmayacağını Emrah Yücel’in ajansına açıkça söylemiş.
Yücel de, harcadığını söylediği 1,5 milyon dolar zararla bu defteri kapatacak.
Çünkü 50 milyon dolar olan tanıtım bütçesinden bu film için tek bir kuruş ödeme yapmamış Turizm Bakanlığı ve yapmayacak da.
“Peki yeni bir ünlü isim var mı anlaşacağınız?” diye sordum.
Henüz 2015 için bir karar verilmemiş, belki de 2014’te olduğu gibi “Turkey Home” kampanyasına devam edilecek.
Bu, ‘celebrity’siz ama daha çok mecrayı kapsayan, küçük tanıtım filmlerinden oluşan bir kampanya.
Peki Meclis’e sonu önergesine konu olan iddialar?..
Eski Bakan Ertuğrul Günay’ın “ihaleye tek bir firma girdi” iddiaları...
Şunu söyledi Aydın:
“İhalesiz vermiş olsak, daha önce tanıtım filmleri çeken, ihaleye giren firmalar ortalığı ayağa kaldırmaz mıydı? Günay’ın döneminde iki kez kazanan firma da ihaleye girdi. 30 Eylül-6 Ekim 2013’te yapılmıştı bunun ihalesi ve toplam 12 global ajans katıldı, Emrah Yücel’in ajansı kazandı.”
Türkiye’nin reklam tanıtım bütçesi ise önceki yıllarda şöyleymiş:
2011’de 45 milyon dolar...
2012’de 45 milyon dolar...
2013’te 48 milyon dolar...
2014 reklam bütçesi de 50 milyon dolar...
“Önceki yıllardan büyük bir farkı yok” diyor Cihan Aydın.
“Bir filmi tek başına Julianne Moore kurtaramaz” diye yazmıştım, Cihan Aydın’la konuşmamız sonrasında asıl problemin Bakanlık’la Emrah Yücel’in ajansının ters düşmesi olduğunu daha iyi anladım...
Emrah Yücel’in tanıtım filmiyle uğraşmak yerine kendi tanıtımını Türkiye kamuoyuna yapmaya çalışması bile rahatsızlık yaratmış Kültür Bakanlığı’nda...
Ezgi Mola aşmış
Kocan Kadar Konuş, bir kadın filmi. Gülmeyi, eğlenmeyi seven kadınların filmi... Çünkü kendileriyle dalga geçmeyi de en iyi kadınlar beceriyor...
Şebnem Burcuoğlu’nun kitabı bu yüzden geçen yılın en çok satan kitabıydı zaten.
Bu kitaptan sinemaya uyarlanan film de bu yüzden 2’nci haftanın sonunda 1 milyon gişeye dayandı.
Modern kadının evlilik açmazı hakkındaki bu komediyi izlersiniz, filmin konusuna bu yüzden hiç girmeyeceğim. Ama Ezgi Mola’yı anlatmadan olmaz.
Kendini aşmış bir kadın oyuncuyla karşı karşıyayız... Belli ki “Arkadaşım Hoş geldin”deki doğaçlama performanslar Ezgi Mola’nın oyunculuğuna çok şey katmış.
Tek başına sürüklüyor filmi, zaten Murat Yıldırım da tüm mütevazılığıyla bunu söylemişti bana; “Bu Ezgi Mola’nın filmi, ben sadece ona yardımcı oldum” diyerek.
Gerçekten de Ezgi Mola’nın filmi olmuş “Kocan Kadar Konuş”... “Kadın komedyen yok, çıkmıyor, yetişmiyor” diyen ben bile bu iddiamı yeniden gözden geçirmek zorundayım bu filmden sonra...
Eylüle yeni reyting sistemi
Bu reyting sisteminde yolun sonuna geldik, gemiler su alıyor, kanallar batmak üzere.
Herkes zararda, kâr eden kanal yok Türkiye’de. Bu daha ne kadar böyle gidebilir?..
En başta reklam veren memnun değil, kanallar memnun değil, yapımcılar, oyuncular memnun değil.
Öyleyse kim memnun bu reyting sisteminden?
Daha bu sistem kurulurken belli birkaç kanala hizmet edeceğini, reklam pastasını parçalamayı hedeflediğini defalarca yazdım.
Ağırlığı kırsala vererek reklamverenin hedef kitlesinden uzaklaştığını her fırsatta anlattım.
Beni çok eleştirdiler, Kanal D’nin reytingi düştüğü için bunları yazdığımı söylediler.
Hayır, ben bütün bir sektör için yazıyorum.
Bu reyting sistemiyle daha fazla yol almamız imkansız. Zaten reklamverenler isyan bayrağını açmış durumdalar.
TİAK’ta (Televizyon İzleme Araştırmaları Anonim Şirketi Reklamcılar Derneği) bıçak kemiğe dayandı, bu konuyu kendi içinde ciddi şekilde tartışmaya başladılar.
Diğer taraftan işin siyasi yönü var.
Paralel yapıyla her alanda mücadele eden hükümet, paralel yapının güçlü olduğu dönemde kurulan bu reyting sistemine bugüne kadar sesini çıkarmadı.
Bunun da etkisiyle reyting sisteminde yeni bir düzenlemenin ayak seslerini duyuyorum.
Bu sezon bitti artık, 17 Haziran’da ramazan başlayacak, 14 Haziran’da iddialı yapımlar kepenkleri indirir...
Ama yeni sezona, eylüle yeni bir reyting sistemiyle girilmeli...
Bu kısa sürede tamamen değişmese de, düzenlemeler yapılarak...
Reklamverenin hedef kitlesi gözetilerek...
Yeni sezona da bu reyting sitemiyle girersek televizyonların sonu gelecek.
Adliyeye cübbeyle giren avukat mı var?
Adliye’deki güvenlik zafiyeti sadece avukatlar üstlerini aratmadığı için varmış gibi bir hava yaratılıyor.
Neredeyse tek suçlu olarak avukatlar hedef gösterilecek.
Bakın teröristlerin adliyeye cübbeyle girdiği söylendi.
Bu kadar avukat arkadaşım var, bir gün bile Adliye binasına cübbeyle girdiklerini görmedim.
Bırakın sırtlarına geçirip Adliye kapısından girmeyi, çoğu yanlarında bile taşımazlar cübbelerini.
Erkek avukatlar takım elbise, kadın avukatlar döpiyes ya da pantolon-ceketle Adliye’ye giderler.
Her katta bulunan Baro’nun odasından 1 lira karşılığı cübbe kiralarlar ve davalara öyle girerler.
Eğer bu teröristler binaya cübbelerle girdilerse, zaten güvenliğin dikkatini çekmeleri gerekiyordu.
Avukatlar günah keçisi ilan ediliyor ama belki de teröristler aralarında özel güvenlik şirketi de dahil olmak üzere başka birimlerden yardım aldı?
Bu olasılıklar gözardı edilerek işi ‘Avukatlar aransın, güvenlik sağlanır’ noktasına indirmek, kolaycılıktır...
Baba olmak
Bugün heyecanlıyım, mutluyum, çünkü ikinci kez baba oluyorum.
İnşallah bu sabah, bu kez erkek bebeğimizi kucağımıza almış olacağız...
Pera abla olacak...
O yüzden bir-iki gün olmazsam, bilin ki çocuk ağlamasından, uykusuzluktan, gaz çıkarmayla falan uğraştığımdan, yorgunluktandır...
Allah herkese yorgunluğun, telaşın böylesini versin...
Paylaş