Paylaş
Ben söyleyeyim:
1- Kuralsızlık istiyor Asmalı’dakiler...
Hepsi değil, kurallara uyan çok düzgün, çok kaliteli mekanlar var orada...
Ama adam 50 metrekareye dükkan açmış, içeri bar yapmış, üç-beş tabure koymuş...
Dışarıya içki satıyor.
İki masa atma hakkı var dışarıya, dört-beş yapıyor.
Bir süre sonra dükkanların önü insan kaynamaya başlıyor ve iş sokak partisine dönüşüyor.
Sokakta adım atılmıyor.
2- Kâr hırsı ve rekabet...
Türk esnafı gelen müşteriyi geri çevirmez, kaçırmak istemez.
“Şuraya bir masa atalım, buraya sıkışın abi” mantığı Asmalı esnafında da vardır.
“Masalar kalkarsa batarız” diyorlar, batmazsınız.
Gecede 10 lira kazanıyorsanız, 7 lira kazanacaksınız.
Ama normal olan 7 lira kazanmak zaten!
3- Esnafın uyanıklığı...
4- Masalar yerine konacak!
Merak etmeyin Asmalı’da masalar tamamen kalkmayacak.
Bütün uyarılara rağmen kuralları dinlemeyen mekanlara, bir nevi belediyenin gözdağı bu...
Masalar 10-15 gün sonra sadece zabıtanın belirlediği yerlere yeniden konacak.
Ama bu kez mekanlar sokak partileri yapmayı göze alamayacak.
5- Sizin sokakta parti yapalım...
Dün yürüyüş yapanlar haftada ya da 15 günde bir geliyor Asmalı’ya, eğlenip gidiyorlar, çok da memnun kalıyorlar.
Ama oranın sakinleri 24 saat orada yaşıyor.
Sizin semtinizde, evinizin önünde her gece 2’ye, 3’e kadar parti yapılsa ne dersiniz?
Eminim bir süre sonra “yeter” dersiniz! Asmalımescit’te sadece parti yapanlar, gece eğlenenler yaşamıyor unutmayın... Bir denge tutturulması gerekiyor bu işte.
6- Belediye yerleri genişletmeli...
Belediye sokak partilerine izin vermemekte haklı ama buna karşılık da mekanların önündeki masa atılacak yerleri mümkün olduğu kadar çoğaltmalı.
Sigara yasağı yüzünden içeride kimse oturmak istemiyor.
Adamın dükkanının önünde iki küçük masa var, ne yapacak?..
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın bütün bu dengeleri iyi gözeteceğini düşünüyorum...
Bir not...
Geçen gün bu köşede çıkan “Eski şarkılar ne söylerdi, şimdiki şarkılar ne söylüyor” başlıklı yazının mimarı Ahmet Selçuk İlkan’dı...
Aceleyle, o gün yazının sonuna eklemeyi unuttum...
Fikir ve emek hırsızlığı konusunda hassas biri olarak Ahmet Selçuk İlkan notunu gecikmeli de olsa bu köşeye düşmesem olmazdı.
Haşmet’in 11 Eylül’ü...
11 Eylül dünyada terör saldırılarının simgesidir.
Türkiye’nin 11 Eylül’ü...
İspanya’nın 11 Eylül’ü...
Norveç’in 11 Eylül’ü...
Daha çok İslami terörle anılsa da, dünya basınında büyük terör saldırılarında 9/11 klişesi hep kullanılır.
Norveç saldırısında da böyle oldu...
Ajanslar ve internet siteleri saldırıyı ilk olarak, “Norveç’in 11 Eylül’ü” olarak duyurdular.
The Sun gibi bazı gazeteler geçtiğimiz cumartesi günü “Norveç’in 11 Eylül’ü” başlığıyla çıktı.
Aynı başlığı Türkiye’de Hürriyet’le birlikte Taraf, Radikal, Habertürk de kullandı.
Haşmet Babaoğlu, sadece Hürriyet’in manşetine takılmış, “11 Eylül’ün ne ifade ettiğinin farkında mısınız?” diye soruyor...
Farkındayız Haşmet, farkındayız...
İkiz Kuleler’e İslami terör saldırısı da 11 Eylül’dür...
Norveç’teki Irkçı-Hıristiyan katliam da...
11 Eylül sadece İslami terörün simgesi değil, terörün ortak simgesi olmalı!
Paylaş