Paylaş
Ancak terör olayları bizi bizle bıraktı, turist gelmez oldu, Expo da bize kaldı...
60 lira giriş pahalı deniyor...
8 milyon turist gelecekti, kimse gelmiyor deniyor...
100 üzerinde ülke katılacaktı, 53’te kaldı deniyor...
Emma Shapplin konseri bile seyirci toplayamadı deniyor...
Eleştiriler bitmiyor...
Peki siz Antalya Expo’yla ilgili detaylı haberleri, konser izlenimlerini, yazıları okuyabiliyor musunuz medyadan?
Hayır... Çünkü Expo kendi çalıyor kendi oynuyor...
23 Nisan’da açılan Expo için mart ayında Antalya’ya davet ettiler beni...
“Başkan Menderes Türel’le birlikte ilk kez size gezdirmek istiyoruz” dediler...
“Harika, mutlaka görmek isterim” dedim...
Tam o sırada şehit haberleri geldi...
Randevuyu erteledik, bir sonraki tarihi de yağmur yüzünden öteledik, derken 23 Nisan’da açıldı Expo...
Bir daha da ses seda çıkmadı Expo’culardan...
Başka bir gazeteciyi götürüp tanıtmış olsalar ona da eyvallah diyeceğim...
Ama o da yok...
Sanatçıları, ünlüleri, gazetecileri her hafta davet etsenize Expo’ya...
Burada yaptığınız etkinliklerin duyurulması için televizyonlarda, gazetelerde ortalığı yıksanıza...
Yabancı turist zaten gelmiyor, iç pazara tanıtımını yapsanıza...
Çoluk çocuk herkes gelsin diye uğraşsanıza...
19 Mayıs tatilinde turlar düzenlesenize...
Bakın geldi mayıs ayının sonu...
Temmuzda, ağustosta Antalya’nın kavurucu sıcağında kim gezmeye gider Expo’yu?
Kaldı geriye bir tek ekim ayı, biraz da eylül...
Ama biz hâlâ Expo’da ne olup bittiğini anlatan izlenimler, haberler okuyamıyoruz, Expo havasına girmeden Expo’yu bitireceğiz bu gidişle...
Not: Sevgili dostlar, aman bu yazıdan sonra beni arayıp apar topar Antalya’ya davet etmeye kalkmayın, gelmem...
Teması “Çiçek ve çocuk” olan bir organizasyonu zaten ben bu yaz kendi çocuklarımla illa ki gidip göreceğim...
O zaman yazarım izlenimlerimi...
Güzel aile...
Kelebek’in özel haberlerinden birini daha gördünüz dün; Yılmaz Erdoğan’ın yurt dışında aşçılık okuyan kızı Berfin’in mezuniyet töreninden fotoğraflar...
Bu fotoğrafın öznesi Sanem Oktar’dı...
Bir yanında eski eşi Yılmaz Erdoğan, diğer yanında 2007’de evlendiği eşi Gökhan Öğüt ve ortada kızı Berfin Erdoğan’la poz vermişti...
Beni en çok şaşırtansa şu oldu: Sanem Oktar’ın Vodafone’un CEO’su Gökhan Öğüt’le evli olduğunu bilmiyordum ben...
Atlamışım, kaçırmışım...
Bu güzel aile fotoğrafında Gökhan Öğüt’ü görünce şaşırmadım dersem yalan olur...
Adı IŞİD olan bir otelde kalır mısınız?
Dün gazetenin turizm ilanları sayfasını çevirirken algıda seçicilik, onlarca küçük otel ilanı arasında biri dikkatimi çekti...
“ISIS Hotel” yazıyordu... Gidip, gördüğüm bir otel değil...
Ne demek ISIS?
Mitolojide hayat veren, cömert bir tanrıçanın adıymış...
Bodrum’da bulunan otel de adını buradan almış...
Ama bir korkunç anlamı daha var ki, benim de dikkatimin ilana odaklanması bu yüzden...
ISIS, terör örgütü IŞİD’in İngilizce kısaltması...
IŞİD, İngilizce konuşan bütün dünyada ve batı basınında “Islamic State in Iraq and Syria”nin kısaltması ISIS olarak geçiyor...
Bütün dünya IŞİD’i, ISIS olarak biliyor...
Web sayfasına baktım, otel 1994 yılında kurulmuş.
Elbette o tarihte IŞİD’in, ISIS’in esamesi yok ama bugünün dünyasında bir otelin adının ISIS olması o otelin başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden biri...
Zaten bu yıl turist beklemiyoruz ama gelse bile bir yabancının terörle anılan bir ülkede adı ISIS olan bir otelde kalacağından şüphelerim var...
Tabii bu söylediğim yabancılar için geçerli...
Türkiye’nin en büyük spalarından birine sahip olduğu söylenen, 2011’de büyük bir renovasyon geçiren otelde siz pekala kalabilirsiniz...
En azından otelin adı DAEŞ değil...
Geldiğimiz nokta...
* Tunus out, Dominik Cumhuriyeti in...
* Mısır out, İspanya Balear Adaları (Ibiza, Mallorca) in...
* Türkiye out, Küba in...
Turizmde geldiğimiz nokta budur...
Yabancı gazetelerin seyahat eklerinde zaten uzun süredir Türkiye tanıtımları görmüyordum, şimdi doğrudan “out” listelerine alındık...
Terörle anılan ülkelerle birlikte...
Turizm ülkesinden terör ülkesine...
Çok acı, çok üzücü...
Bugün her şey yoluna girse, imajımızı düzeltmek 10 senemizi alacak...
Bugün kendimi eleştiriyorum
Türk sanatçılarla ilgili haberleri, yorumları yabancı basında görüp okuyunca, en başta kendim olmak üzere bizim basına o kadar kızıyorum ki...
Elin adamı gelip, bulup, öğrenip, yazıyor, biz burnumuzun dibindeki olaylardan bihaberiz diye...
Geçen pazar İngiliz The Sunday Times’ın magazin ekinde bir Yeni Cami fotoğrafı gördüm, “Nasıl bir şey bu” diye 5 dakika baktım...
Sadece Eminönü Yeni Cami mi? Sultanahmet’in, Şükrü Saracoğlu Stadı’nın, Galata Köprüsü’nün çok ilginç fotoğrafları vardı...
Terör yüzünden İstanbul’dan turistin ayağını kestiği bir dönemde tam 6 sayfasını bu çarpıcı İstanbul fotoğraflarına ayırmış dergi...
8 kare fotoğraf kullanmışlar.
Peki kim çekmiş fotoğrafları?
Fotoğraf sanatçısı Aydın Büyüktaş...
Aydın Büyüktaş, “Düzülke” adını verdiği bu İstanbul fotoğraflarını drone kullanarak kuşbakışı çekmiş...
Sonra aynı mekanları karşıdan görüntülemiş ve kurgulayarak bu tarihi eserlere bambaşka bir boyut katmış...
Şimdi gelelim en başa kendimi koymak üzere hepimizin ayıbına...
Bu fotoğraflar 22 Mart-26 Nisan arasında Nişantaşı’nda Bozlu Art Project’te bir aydan fazla sergilenmiş...
Hiçbirimizin ne bu fotoğraflardan haberi var ne 1972 doğumlu olan fotoğraf sanatçısı Aydın Büyüktaş’tan...
Geçen pazar The Sunday Times’ta görmesem haberimizin olacağı da yok...
Nişantaşı bana 10 dakika mesafede...
Oradaki çarpıcı bir sanat olayını ben binlerce kilometredeki İngiliz gazetesinden öğreniyorum...
Ayıbın büyüğüne bakar mısınız?
Binlerce kilometre ötedeki bir İngiliz meslektaşımız hepimize haber atlatıyor...
Bizim medyada kimin umurunda olur bilmiyorum ama vallahi benim fena halde kanıma dokundu...
Geç de olsa Aydın Büyüktaş’a tebriklerimi gönderiyorum...
Hem böyle güzel fotoğraflara imza attığı...
Hem de her gün eleştirilen İstanbul’u Sunday Times’a 6 sayfa haber yaptırmayı başardığı için...
Paylaş