Alman usulü

İşin doğrusu şaşırdım.

Çünkü biz takımlarımızın maçlardan önce gözden uzak yerlerde kampa girmesine, basınla, taraftarla muhatap olmamasına alışığız.

Grand Hyatt Otel ise Berlin’in göbeğinde.

Alman Milli Takımı futbolcuları ortalıkta dolanıyor.

Kimi gazetelere röportaj veriyor, kimi otel müşterileriyle sohbet ediyor. Son derece rahatlar...

Alman futbolcuların kaprissiz, stressiz, şehrin içinde maç saatini beklemeleri garibime gitti.

Biz mi yanlış yapıyoruz, onlar mı anlamadım...

Kurt köpeğinin Ercan Taner’e yaptığı

Ercan Taner, ekranların en başarılı spor spikerlerinden biridir. Ben hem anlatımını hem de kişisel olarak kendisini severim.

Geçen gün Berlin’de laflarken başından geçen ilginç bir olayı anlattı.

Ercan geçen yıl evine bir kurt köpeği almış.

Yavruyken problem yok, ne zaman ki serpilip gelişiyor, 1 yaşına geliyor, köpeğin amansız bir kedi düşmanı olduğu ortaya çıkıyor.

Ercan, bir süre sonra iki-üç günde bir evden telefon almaya başlıyor.

Eşi köpeği gezdirirken sürekli sakatlanıyor.

Bir gün merdivenlerden düşüyor, diğer gün yüzüstü kapaklanıp burnunu çarpıyor, bir sonraki hafta ayağını çatlatıyor falan...

Ne olduğunu soran Ercan’a da yanıt hep aynı:

“Bu hayvan kedi gördüğünde deliriyor, beni peşinden sürüklüyor!”

Ercan, “Bundan sonra köpeği ben gezdireceğim” diyerek olaya müdahale ediyor.

“Peki senin sözünü dinledi mi” diye sordum.

Daha ilk gün omzu çıkmış!

“Meğer eşim haklıymış. Kedi gördü ve beni uçurtma gibi peşinden sürüklemeye başladı hayvan. Zincirin ucundaki köpek önde, ben peşinde, çizgi filmlerdeki karakterler gibi uzun süre yerde seke seke gittik. O sırada omzum çıkmış” dedi.

“Peki köpeği ne yaptınız” dedim. Eğitime göndermişler, kedi gördüğünde delirmeme eğitimi alıyormuş bir köpek okulunda.

Bu arada “Ben köpeklerin dilinden anlarım” diyen NTV Spor’un GYY’si Fuat Akdağ’ı da iki defa ısırmış kurt köpeği...

Anlayacağınız bu köpeğe uzun bir eğitim şart.

Ercan Taner “Ya düzelmezse” diye endişeyle köpeğinin eve döneceği günü bekliyor...

Berlin’de nerede görüldüler

Egemen Bağış, şehrin en ünlü restoranlarından Adnan’da pizza yerken...

Rıdvan Dilmen, “Maç ne olur” diye soran Almanya’daki Türkler’e “Beraberlik bekliyorum” diye yanıt verirken...

Acun Ilıcalı, Amerika’dan gelir gelmez reklam filmi için kamera karşısına geçerken...

Ferit Şahenk, Angela Merkel’le çıktığı toplantıdan sonra bir başka toplantıya yetişmeye çalışırken...

Tayfun Beyazıt, sigara içmediği halde yemek yediği restoranın önüne çıkıp sigara içenlerle bankacılık üzerine sohbet ederken...

Mesut Özil, Alman Milli Takımı’nın kamp yaptığı Grand Hyatt Otel’in lobisinde, pırlanta küpelerini bir arkadaşına gösterirken...

Erman Yerdelen, “Bu da benim 10 numaram” diyerek NTV Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özgüner’i kafasından öperken...

Levent Kızıl, oturduğu restoranın önünde puro keyfi yaparken...

Selçuk Yöntem, Almanya’da yaşayan ve uzun süredir görmediği arkadaşlarıyla bir kafede buluşup hasret giderirken...

Burcu Esmersoy, sokakta rastladığı bir hayranının verdiği kucak dolusu gülleri taşırken...

Dilara Gönder, şehrin en ünlü gece kulübünde saat 02.00’de arkadaşlarıyla dans ederken...

Sergen Yalçın, oturduğu restoranda carpaccio, pizza, et ve hatta mönüde ne varsa yerken...

İbrahim Kutluay, Almanya’da kendisini tanıyan yabancı basketbol severlerle fotoğraf çektirirken...