Paylaş
İlk günden bu yana gittim, gidiyorum, gideceğim diye diye sezon sonunu getirdim, son 5-6 oyun kalınca paniğe kapılıp koştum Zorlu PSM’ye...
Koca salon tıklım tıklım, tek boş koltuk yok.
İngilizce üst yazılı gösterimle şehre gelen yabancı turistler de hedeflenmiş. Zaten son oyunlar olduğu için bilet bulabilmek de mümkün değil. Peşin peşin söyleyeyim: Böyle bir müzikali kaçırsaydım üzülürdüm.
Çünkü bu kadar modern, yenilikçi bir müzikali Türkiye’de Türk oyuncularla daha önce izlemedik.
LED wall’lar ve lazer gösterileriyle, havada uçan oyuncularla müthiş bir zenginlik var sahnede...
Hele video mapping sistemiyle kurulan ve değişen sahnelerle müthiş çağdaş ve hareketli bir müzikal tasarlanmış.
Herkes Enis Arıkan’ı ve Serenay Sarıkaya’yı konuşuyor ama ben bu müzikalde en başta Serdar Biliş, Gamze Kuş ve Beyhan Murphy’yi alkışlarım.
Sırasıyla “Alice”in yönetmeni, sahne tasarımcısı ve koreografı bu isimler.
“Çocuklar bayılıyor bu müzikale” diyorlar, benim kızım da bayıldı.
Bayılırlar tabii. Çünkü çok eski bir hikayeyi, modern zamanların teknolojisi ve diliyle aktarmışlar sahneye.
Gelelim oyunculara...
Ben de herkes gibi Enis Arıkan’a bayıldım. Buradan bir yıldız doğdu zaten...
Ardından en çok beğendiğim kedi rolündeki Merve Dizdar oldu, sözsüz oyunu bu kadar mı güzel oynar bir insan...
Sonra Ezgi Mola, kraliçe rolünde seyircinin kellesini aldı!
Şükrü Özyıldız’ın rolü kısa ama Şapkacı karakteriyle oyunun hakkını 10 üzerinden 10 vermiş.
İbrahim Selim de arkadaşlarına iyi ayak uyduruyor...
Serenay ise şarkılardaki müthiş performansını oyununa daha çok yansıtmalı. Aynı jest ve mimiklerle oynadığı en az 5 sahnesini sayarım.
Ama özellikle finaldeki “Alice’im ben” şarkısıyla alkışı fazlasıyla hak ediyor.
Böyle oradan oraya uçulan, kaçılan bir müzikalde hem şarkı söylemek hem performans sergilemek kolay değil.
O yüzden bütün ekibi alkışlıyorum. O kadar keyif aldım ki, projenin yaratıcılarından Ayşe Barım’ı aradım gösteriden hemen sonra.
“Böyle bir müzikali 60-70 kere oynayıp bitirmek hem seyirciye, hem oyuncuların emeğine, hem İstanbul’a haksızlık” dedim. Böyle müzikaller yurtdışında senelerce devam eder.
“Alice” de mutlaka devam etmeli.
Üstelik kapalı gişe oynar, bilet bulunamazken...
Kıvanç ve Merih
Mavi’nin yeni reklam kampanyasında Kıvanç Tatlıtuğ’la birlikte Merih Demiral oynadı. Fotoğrafların servis edilmesiyle birlikte Merih’i tanımayanlar sosyal medyada büyük bir geyiğe başladı. “Kim bu Kıvanç’ın yanındaki model...”
“Model Mavi’nin değil, Mavi modelin reklamını yapıyor...”
“Bizim mahallede yarım saat gezsen bunun gibi dört tane genç bulursun” diyenler çıktı.
“Sizin mahallede Juventus’ta stoper oynayacak kaç kişi var?” sorusuyla da seslerini kestiler.
Merih Demiral, şu an İtalya liginde lider olan Juventus’ta Ronaldo’yla birlikte oynayan milli gururumuz.
Milli takımımızın da en önemli oyuncusu. Euro 2020’de takımımızın savunmadaki en büyük silahlarından olacak.
Üstelik hiç böyle profesyonel bir çekimini görmemiştim, yakışıklıymış da...
Mavi, Kıvanç’la Merih’i yan yana getirmeyi iyi düşünmüş.
Virüsün uğramadığı yer: Rio Karnavalı
Dünyada her yerde koronavirüs yüzünden önlemler alınıyor, turnuvalar, maçlar iptal ediliyor...
Müzeler, okullar kapanıyor, Euro 2020’nin, Tokyo Yaz Olimpiyatları’nın yapılacağı bile şüpheli.
Bir tek Brezilyalılar eğleniyor.
Karnaval başladı ya cuma gününden bu yana Rio’da milyonlarca insan sokaklarda eğleniyor, samba okulları geçiş törenleri düzenliyor.
10 yıl önceki karnavala gitmiştim. Gerçekten bambaşka bir gezegen gibi oluyor Rio.
Şu an bırakın virüsü, dünya yansa umurlarında değil Brezilyalıların.
Bade İşçil’in
Palandöken izlenimi
Pazar günü Kars’tan dönerken İstanbul Havalimanı’nda Bade İşçil’le karşılaştım. Annesi ve oğlu Azur’la birlikte Erzurum’dan dönüyordu. Uzun zamandır karşılaşmamıştık, ayaküstü sohbet ederken “Palandöken’e bayıldık. Kayak için hep yurtdışına gidiyorduk, ilk kez Palandöken’de tatil yaptık. Yurtdışına gitmemize hiç gerek yokmuş. Bundan sonra her kış Palandöken’e gideriz artık” dedi. “Ben size bir yer daha söyleyeyim Bade” dedim ve Sarıkamış’ı önerdim ona...
İki kayak merkezinde de gerçekten yer bulmak zor.
Virüsü de göze alıp bu hafta sonu çocukları götürmeye kalktım, hem Kars’tan hem Erzurum’dan pazar dönüş uçağı bulamadım. Hepsi dolu.
THY kışın daha fazla ek sefer koymalı hafta sonları bu iki ilimize.
Paylaş