Akıl tutulması

Terör, deprem gibi acı olaylarda sanatçılar konserlerini, oyunlarını, programlarını ertelemezler “neden ertelemedin” diye eleştirilirler...

Haberin Devamı

Cem Yılmaz gibi erteleyenler de çıkar...
Bu kez “neden erteledin” diye soranlar çıkar.
Cem Yılmaz oyununu oynamaya devam etmeliymiş, gelirini de Van’a bağışlamalıymış.
Başkası adına hüküm verenler yok mu, en büyük riyakarlar onlardır işte.
Kendisi hiçbir şey yapmaz kalkıp, “Cem Yılmaz oyununun gelirini Van’a bağışlasın” der...
Sana ne kardeşim?..
Nereden biliyorsun Cem Yılmaz’ın ya da diğer sanatçıların Van için ne yaptığını...
Bir başka riyakarlık örneği daha vereyim...
Yılmaz Erdoğan canlı yayına çağrılıyor Van’a yardım kampanyası için...
Bu tür durumlarda ortalıkta gözükmek istemediği için çıkmak istemiyor.
Programın yapımcıları sallamaya başlıyor Twitter’dan, “duyarsız sanatçılar” diye...
Şimdi elini vicdanına koy ve yanıt ver ey tv programcısı, Yılmaz Erdoğan’ı gerçekten Van’a yardım için mi çağırıyorsun, yoksa bunu vesile ederek en iyi deprem programı yapmak mı amacın?
Sakın Yılmaz’lı deprem programıyla daha fazla reyting peşinde koşuyor olmayasın?..
Van’daki depremzedeyi mi daha çok düşünüyorsun, kendi reytingini mi?..
Yılmaz Erdoğan programına katılmadığı için bu kadar çok kızdığına göre ikincisi...
Van depremiyle hangi sanatçının ne yapacağına karar verecek olan programcılar değildir.
İsteyen sanatçı oyununun gelirini bağışlar, isteyen ortaya çıkar konuşur, isteyen el altından yardım yapar, isteyen açıkça...
Kaldı ki son Van depreminde bütün Türk halkı gibi, sanatçıları da büyük bir dayanışma örneği göstermiştir.
Kimse “Onu neden yapmadın” diye suyu bulandırmaya kalkmasın.

İki iyi öneri

Televizyonda konuştuk ama kayıtlara geçmesi için bunu yazmam gerek...
Son terör olaylarından ve deprem felaketinden sonra iki isimden iki iyi öneri geldi...
Cem Özer: Teröre karşı İstanbul’da yürümek bir şey ifade etmez, sanatçılar hep birlikte toplanıp Hakkari’de bölge halkıyla birlikte PKK’ya karşı yürüyebiliyor muyuz?.. Yapabiliyorsan eylem budur!
Abbas Güçlü: İstanbul depremi için şu önlem acilen alınmalı. Hasarlı binalar hemen boşaltılmalı ve vatandaşlar TOKİ’nin elinde bulunan yüzlerce boş daireye taşınmalı. İstanbul’da TOKİ ve özel sektörün elinde zaten daire fazlası var. Türkiye ekonomisi bunu yapacak güçte...

VanRock’a...

Yardım konserleri hiçbir işe yaramaz...
İyi organize edilmez, kimse izlemeye gitmez...
Sonunda ortaya tam bir komedi çıkar!
Bu sefer böyle olmasın!
Van depremi sonrasında genç rock grupları hemen bir araya geldi...
Bir yardım konseri düzenlemeye karar verdiler.
Hesapsız, kitapsız, sadece yardım amaçlı...
Duman’dan, TNK’ye, Model’den Gece Yolcuları’na, Yüksek Sadakat’ten Redd’e...
Hepsi bu Pazar Maçka Küçükçiftlik’te sahneye çıkacaklar.
Haydi bugüne kadar düzenlenmiş en iyi yardım konseri olsun bu!
Hep birlikte desteğe...

Haberin Devamı

Doğa Rutkay: Zaten adımız çıkmış komik ve şişman seviyor diye...

Başından uyarayım... Bu bir magazin haberi değildir.
Doğa Rutkay’ın kastettiği Şahan Gökbakar’dan başkası değil ama bu sözü sahnede söylüyor...
Yazar böyle yazmış Doğa ne yapsın, söylerken kendi bile kahkahalar atıyor sahnede!
Uğur Uludağ oyuncuların sahnede kendi aralarında böyle gülüp eğlendiği müthiş bir oyun yazmış yine...
Uğur’un 10 yıl önce yazdığı “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler”, bana göre hala 2000’li yılların en komik oyunlarından biridir.
Sonra bu oyunun devamını yazdı...
Şimdi bu iki oyundan sonra geri, en başa dönüyoruz ve “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler”in nasıl yazıldığını izliyoruz.
Bu yüzden oyunun adı da, Üçüncü Türden Yakın İlişkiler-Başlangıç.
Yazarın (Uğur’un) beynine bir yolculuk bu, Yağmur (Kaşifoğlu), Hakan (Bilgin), Yosi (Mizrahi) ve Doğa (Rutkay), Uğur’un beyin hücreleri rolündeler...
Ve hep birlikte uçuyorlar...
Yosi (bu arada 20 kilo zayıflamış) yine ilk iki oyundaki gibi gay rolünde ama ikinci perdede...
Şahan örneğinde olduğu gibi politik-magazinel güncel olaylara göndermelerle dolu oyun.
Nuri Bilge eleştirisi
En çok da oyundaki Nuri Bilge Ceylan eleştirisi güldürdü seyirciyi. Bir sahneden rüyasını anlatıyor Doğa...
“Uzun bir yolun sonunda bir adam duruyor, bana doğru yavaşça geliyor” diye başlıyor anlatmaya...
Ve hep aynı cümlelerle aynı şeyi anlatıyor da anlatıyor...
Bıktırana kadar...
Seyirci “Artık yeteeeeer” diye bağıracağı sırada Doğa, “Nuri Bilge Ceylan seni seviyoruz” diyor...
Kahkaha patlıyor!
“Bir Zamanlar Anadolu’da” filminin sahnelerine çok güzel bir gönderme...
Uğur Uludağ’ın kalemini ve tiyatro zekasını severim.
“Üçüncü Türden Yakın İlişkiler-Başlangıç”ta da bir kez daha gösteriyor bunu.
Sezonun en iyi oyunlarından biri olacağını şimdiden söyleyebilirim...

Yazarın Tüm Yazıları