Acaba...

Acaba diyor...
Acaba şöyle olsaydı, Defne Joy Foster yaşar mıydı?
Allah kimsenin başına vermesin, panik haliyle kimin nasıl davranacağı belli olmaz elbette...
Kerem Altan, Defne rahatsızlandığında evden dışarı çıkmak yerine 112’yi arayıp ambulans çağırsa, bugün belki de Defne aramızda olacaktı.
Kerem Altan, Taraf gazetesinin yazıişleri müdürü. Yani bunları düşünemeyecek biri değil.
Ama “gittikçe kötüleştiğini” söylediği Defne’yi yalnız bırakarak evden çıkıyor işte ve doktor bulmak için 100 metre ilerideki Acıbadem Kliniği’ne gidiyor.
Orada doktor bulamıyor.
Bunun üzerine Acıbadem’den hemen yakındaki İstek Vakfı’na ait kliniğe gidiyor.
Orada da doktor bulamayınca eve dönüyor. (Bu klinikler nasıl nöbetçi bir doktor bulundurmaz, ayrı mesele!)
Belki klinikler bu kadar yakın olmasa evden çıkmayıp direkt ambulans çağıracak...
Eve döndüğünde Defne’yi yatakta baygın halde buluyor.
Bunun üzerine Back-Up’ı arayıp ambulans istiyor, 10-15 dakika içinde ambulans geliyor.
Ambulans doktorları ilk müdahaleyi yapıyor ama çok geç.
İşte o kahredici boşa harcanan 5-10 dakika zaman yok mu...
İnsan “acaba” diyor...
Acaba Kerem Altan bu zamanı kaybedeceğine 112 ya da Back-Up’ı en başta arasa ya da Defne’yi kucaklayıp taksiye atsa, kurtulur muydu Defne?
Kerem Altan’ı suçlamak değil derdim... Kalp krizi, solunum yetmezliği gibi acil durumlarda ilk 5-10 dakikanın ne kadar önemli olduğunu söyleyip duruyor ya uzmanlar...
Acı bir tecrübeyle bir kez daha gördük işte...

Notlar

 Geçen gün “Batı’da şehirlerin parklarında, bahçelerinde içki içemezsiniz” derken açıkça yazmamışım; Amerika’nın pek çok eyaletini kastetmiştim. Avrupa’da ise böyle bir yasak yok. Avrupa şehirlerinde tek koşul, etrafa rahatsızlık vermemek. İçki ruhsatı gibi bir gündemleri yok onların...
 Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz aradı. Nicolas Cage’in başrol oynadığı filmin Pamukkale’deki çekimleri, uzman arkeologların eşliğinde ve denetiminde yapılıyormuş. Çekimler sırasında kültür ve tabiat varlıklarına zarar verilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
 Defne’nin ölümünü iki gazetenin nasıl vereceğini çok merak ediyordum; Akit ve Taraf... Akit başlığı “Alkol faciası” olarak atıp, özel hayatı, onu bunu didiklemeden yorumsuz vermiş haberi. Taraf ise yazıişleri müdürleri olayın kahramanı olmasına rağmen, olması gerektiği gibi aktarmış yaşananları. Mesleğimiz adına sevindim.
 İspark yönetimi arayarak Arnavutköy’de taşerona devredilen ve 10 lira alınan park yerine müdahale edeceklerini açıkladı. Konuyla ilgili bir açıklama göndereceklerini söylediler.
 “Fizy’nin kapatılması sansür değildir, MÜYAP’a telif ödemiyorlar ama siteyi Turkcell’e 2 milyon dolara satmaya çalışıyorlar” diye yazmıştım. Fizy geçen hafta Turkcell’e satıldı, baktım yöneticileri telif hakları konusunda ne kadar hassas olduklarını belirten bir açıklama yapmışlar. Bayıldım...

Fashion Week

İstanbul Fashion Week dün başladı, partiler, defileler, moda gösterileriyle dolu dolu bir hafta sonu yaşayacak şehir.
Türk modacılar ve markalar her yıl daha iyi hazırlanmaya başladılar bu moda haftasına.
Bu yılın starı Ronaldo’nun sevgilisi Irina Shayk.
İstanbul’un modayla birlikte anılması konusunda atılan bu adımlar çok önemli.
Bu konuda ısrarcı olmak daha da önemli.
Görünen o ki, geçen yılkinden çok daha etkileyici bir moda haftası yaşayacağız.
Umarım yanılmam...