Paylaş
Hani hemen sıkılırdık, hani moda dediğiniz şey gelip geçiciydi?
Bu 80’ler bir geldi, gitmek bilmiyor!
Albümler, şarkılar, filmler, gazoz kapakları, topaçlar, fotoğraflar derken her yerimizden yapış yapış nostalji akmaya başladı.
Her hafta tekrar tekrar bitmeyen 80’ler partileri düzenleniyor hâlâ.
Bu işin zirvesi de “Issız Adam” oldu işte...
Yükselen 80’ler trendini yakalayıp zirveye bayrağı dikti Çağan Irmak.
O filmle birlikte gramafonlar, eski kitapçılar, Bana Yalan Söylediler, Anlamazdın Anlamazdın’lar, Yalnızım Ben’ler kısacası 80’ler daha bir patladı...
Geçen gece bir bara girdim, herkes hep bir ağızdan; “Bu dünyadaki en mutlu kişi sevmeyi bilendir” diye bağırıyordu.
DJ peşine bağladı:
“Sev kardeşim elini ver bana, gel kardeşim neşe getirdim sana...”
“Bim bam bom çatlasın düşmanlar, benim de artık bir sevgilim var” çalınca duvarlar üstüme üstüme gelmeye başladı.
Meğer bir 80’ler partisinin ortasına düşmüşüm.
“Bu ne dünya kardeşim seven sevene”...
“Birisine birisine aşık oldum birisine”...
Sonra kadınlar hep bir ağızdan bağırmaya başladılar:
“Görürsün sana neler edeceğim”...
Ve tabii ki, tekrar tekrar çalan “Bir aleme indim yalnız, yerde toprak gökte yıldız” diye başlayan “Issız Adam” şarkıları...
1 saat zor dayandım, yeteeer diyerek kendimi zor attım dışarı, 2000’lere ışınlanmış gibi oldum.
Tamam, nostalji falan iyi de baklava börek olsa her gün çekilmez.
Ne olur artık bitsin bu işkence.
Artık 90’lara mı geçeceğiz, 70’lere mi döneceğiz ne olacaksa olsun, yeter ki şu 80’lerden kurtulup bir makas değiştirelim.
Engelliler Mecidiyeköy’e gelmesin
İstanbul metrosunun iyi olduğunu yazınca pek çok okur aynı fikri paylaştı benimle...
Özellikle temiz ve güvenli oluşu herkesin ortak fikri.
Ancak bazı eleştiriler de var.
Mesela Mecidiyeköy istasyonunda engellilerin düşünülmemiş olması.
Her durakta engellilerin kullanabileceği asansörler varken Mecidiyeköy’de bu yok.
Taksim’den metroya binen engelli, Mecidiyeköy durağında indiğinde hapis kalıyor, çünkü çıkış yok.
Engellilere Mecidiyeköy’e gelmeyin mi denmek isteniyor acaba...
TRT Şeş’te ilk sinema reklamı
Bizim Sema Eren, “TRT 6’da reklamı yayınlanan ilk ürünün sinema filmi ‘Umut’ olduğunu biliyor muydun” dedi.
Ben Radikal gazetesi olduğunu biliyordum.
Fikret Hakan, Selim Erdoğan ve Zeynep Tokuş’un rol aldığı, 27 Şubat’ta vizyona girecek bir film “Umut”.
Sema yapımcılarından öğrenmiş, TRT 6’ya Kürtçe hazırladıkları reklam filminin geri dönüşümünden memnunlarmış.
Kanal reklam almaya başladığı ilk gün, 3 Şubat’ta ana haber bülteninden hemen sonra yayınlanmış Umut, ondan 24 saat sonra da Radikal girmiş.
Gerçi yayına başlayalı çok kısa süre oldu ama TRT 6 reklam veren tarafından neden hemen tercih edilmedi?
Halen kanalda sadece Radikal gazetesinin ve “Umut” filminin reklamları dönüyor.
Onun dışında reklam yok.
Yeterli hedef kitlesine ulaşmadığı için mi, yoksa Kürtçe kanal olduğundan çekimser mi yaklaşıyor reklam verenler ve büyük şirketler?
Hangisi olursa olsun, TRT kanalla ilgili bu algıyı değiştirmek zorunda.
Paylaş