Paylaş
“Erkek dediğin Rolex takar” demiş...
Sinan Akçıl’ın Rolex’i var mı bilmiyorum ama “Rolex ve erkeklik” tartışması yeni bir konu değil.
Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de Rolex merakıyla biliniyor.
Sarkozy’nin koltuğu kaybettiği seçimler öncesinde Rolex koleksiyonu gündeme gelmişti...
Bunun üzerine yakın arkadaşı Fransız reklamcı Jacques Seguela (1991 seçimlerinde Mesut Yılmaz’lı ANAP kampanyasını yürüten reklamcı), “50 yaşına gelip de Rolex’i olmayan erkekler, kaybeden erkeklerdir” demişti...
Ortalık da karışmıştı...
Sol partiler seçimlerde Sarkozy’ye karşı “Rolex’i olmayanlar sol cepheye” kampanyası başlatmıştı...
Ebru Şallı’nın söylediğinin de temelde Jacques Seguela’nın açıklamasından farkı yok.
“Erkek dediğin Rolex takar” diyor.
Diğer bir deyişle “Rolex takmayan erkek değildir”...
Bu durumda hiçbir zaman büyük bir saat merakı olmayan ben, erkek değilim...
Dediğim gibi, Sinan’ın erkek olup olmadığını da bilmiyoruz!
Üzülme Sinan, 50’mize daha zaman var!
Ama 50’mizde hâlâ bir Rolex’imiz yoksa o zaman hem erkekliğini kaybetmiş hem de birer loser olarak üzülelim!
Paraya, şöhrete, güce endeksli hayatlar her yerde aynıdır...
Tıpkı Ebru Şallı gibi belki de Carla Bruni de Rolex’i yüzünden pek bir erkek buluyordur Sarkozy’yi...
Kayahan: Kızmadım...
Nilüfer, geçtiğimiz hafta Açıkhava konserinde pek çok sanatçıya teşekkür edip Kayahan’ın adını anmayınca seyirciden “Kayahan... Kayahan” sesleri yükselmişti...
Bunun üzerine de Nilüfer, “Ne güzel eğleniyorduk, nereden çıkardınız şimdi!” diye tepki göstermişti seyirciye...
Büyük Usta’ya sordum durumu...
“Hani barış çubukları yakılmıştı, hani husumet bitmişti” diye oltayı atarak...
“Ne diyeyim şimdi ben buna? Kayahan’ın adını anmayacağım diyen kendisi, bu haberlerle gündeme gelen yine kendisi” dedi...
“Sonra da benim ağzımdan bir şey yazacaksan tek bir şey yaz: Kızmadım” diye ekledi...
Peki gerçekten kızmadı mı?
Kayahan’la sohbetlerimiz uzundur bizim, hepsini yazmaya kalksam olay olur...
Günü gelince yazacağım...
Haftada 90 bin alan dizi oyuncuları
Dizi oyuncularının rekor ücretler aldığı haberleri yansıyor sık sık medyaya...
Vatan’dan Oya Doğan da “Doğru değil bu rakamlar” diye bir yazı yazdı dün...
Özcan Deniz’in 95...
Erkan Petekkaya’nın 75 bin lira aldığının doğru olmadığını söylüyor...
Doğru sevgili Oya, doğru...
Bak Özcan Deniz’den örnek vereyim...
Net 70 bin liraya anlaştı Özcan...
Üzerine bu paranın yüzde 20 stopajı olan 14 bin lirayı koy...
Etti mi 84...
Özcan bir de kardeşi için menajerlik parası aldı 10 bin lira...
Bu da stopajıyla beraber 12 bin lira eder...
Etti mi sana 96 bin lira...
Sadece Özcan Deniz değil, Erkan Petekkaya, Necati Şaşmaz ve Halit Ergenç de bölüm başı 100 bin lira sınırına dayanan ilk oyunculardır...
Leman Kültür yine açılıyor
Beyoğlu’nda 1994 yılında açılan Leman Kültür, Cem Yılmaz’ın da ilk sahneye çıktığı yer olarak bilinir.
Gençliğimizde az gitmişliğimiz yoktu...
Sonraki yıllarda Türkiye’nin birçok yerinde 16 şubesi açılmış, ancak doğduğu yer olan İstanbul’da kapanmıştı Leman Kültür...
Şimdi 20’nci yılında yine doğduğu yer olan İstanbul’a geri dönüyor Leman Kültür...
Ancak bu kez Beyoğlu’nda değil, Caddebostan Bağdat Caddesi’nde...
Olsun, buna da şükür...
Leman Kültür’süz eksiktik İstanbul’da...
78 ülkenin şarkısını söyleyen şarkıcı kim?
Ortakent’te gece deniz kenarında otururken yan taraftaki Mu Art Cafe’den canlı müzik sesi geliyor...
Bir Selçuk Alagöz klasiği olan “Sevgi Ateştir Derler”i söylüyor kadın şarkıcı...
“Aynı Rana Alagöz’ün sesi... Bu kadar iyi taklit olur” dedik...
Aaa, erkeğin sesi de tıpkı Selçuk Alagöz...
“Onlar mı, değil mi” diye aramızda iddiaya girip yan tarafa geçtik...
Onlarmış...
5 dakika uğrayalım dediğimiz yerde gece sonuna kadar kaldık.
Çünkü çok eğlenceliydiler.
O gece öğrendim, Selçuk Alagöz’ün 78 ülke dilinde şarkılar söylediğini...
Fince’den İbranice’ye, Çince’den Japonca’ya...
Küçük bir örnek sundu o gece, çoğu da bilinen şarkılar.
“Dünyada bunu yapabilen bir başka sanatçı daha yok” dedi Selçuk Alagöz...
Hatta Guinness’e başvurmuş rekorunu tescil ettirmek için...
Guinness “Daha önce böyle bir şey görmedik” diyerek başvuruyu kabul etmiş.
Ancak sonra rekorun tescillenmesi için 78 ülkeden o dilleri bilen jüri üyelerinin önünde performansı sergilemesini istemişler Selçuk Alagöz’den...
“78 ülkeden insanı aynı salona nasıl getirip toplayayım? Bu yüzden rekorumu hiçbir zaman tescil ettiremeyeceğim” diyor.
Her cuma akşamı Bodrum’da eğlencesi garanti bir performansla Mu Art Cafe’de çıkıyor Selçuk Alagöz...
İlk bende!
Sibel Can’ın oğlu Engincan temmuz sıcağında palto giyince epey makara oldu...
Engincan’ın giydiği çoban düğmeli paltolar bu kış çok moda...
Üç dört ay sonra ünlülerin üzerinde bu çoban düğmeli paltoları çok sık göreceğiz...
Engincan da heves etmiş işte...
Hem modayı yakından takip ettiğini göstermek istedi bize...
Hem de “ilk bende” duygusunu yaşamak.
Bu durumda biz de kendisine “Altın Hızma Mülayim” türküsünü gönderiyoruz;
“Yaz günü temmuzda, sen terle ben sileyim” diyen...
Paylaş